- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 29 January 2021, Friday 11:00
- 4671 kez okundu
Öncelikle herkese sağlıklı bir yıl dilerim. Sanırım şu an hepimizin ihtiyacı olan ilk şey bu. Gerçi her zaman böyle, ancak şimdilerde daha bir önemli. Çünkü bir salgın ile karşı karşıyayız.
Ülkemizde ise salgından önce başlayan ekonomik sorunlar salgın ile birlikte çok daha ağırlaşmış, ülkeyi yönetenlerin tercihleri nedeni ile sorunlar yönetilemez bir boyuta taşınmış durumda.
Yıl biterken paramızın değer kaybında yaşanan önemli kayıp ile ilgili hazine ve maliye bakanının, Merkez Bankası başkanının değişimi ve slogan olan “ faiz sebep enflasyon sonuç” tezinden vazgeçilerek faizlerin kısa sürede yüzde yüz artırılarak engellenmeye çalışıldı.
Ülkeyi yöneten irade bu noktada yeni bir hamleyi ortaya attı. Reform!
On sekiz yıldır yönettiğiniz ülkede geldiğiniz noktada reform yapma noktasına gelindiyse, bu zaten ‘ben ülkeyi yönetemiyorum’ itirafıdır.
Bu amaçla adalet ve ekonomide reform yapılması gerektiğini ortaya koyan iktidar bu konuda ilk görüşmelerini TÜSİAD ve TOBB’ye yaptı. Görüştüğü kesimlerdeki önceliğe bakınca reformların ne anlama geleceği çok sürpriz olmuyor. Yani ‘aynı tas aynı hamam’ demektir.
Oysa bunların ifade edildiği günlerde bir parti genel başkanına yakın kişinin ana muhalefet liderini tehdit ettiği günler! Yine birinci parti genel başkanının kimin hapiste kalması gerektiği konusunda adalete açıkça çağrıda bulunduğu günler!
Gelin şimdi bu anlayıştan reform bekleyin!
Birleşmiş Milletler’in ülkelerden çıkarmalarını istediği “siyasi güç sahiplerinin denetlenerek kara para aklanmasının önlenmesi” hususundaki kanun meclise getirilip çok önemli maddesi olan bu madde hariç şekilde iktidar ve ortağı parti tarafından kabul edildi.
Komik (acı) değil mi?
Oysa daha da komik (acı) olanı, bu kanuna hiç olmadık bir madde ekleyerek; sivil toplum kuruluşlarının yönetimlerinin iç işleri bakanlığınca gerek görüldüğünde alınarak yerine kayyum atama yetkisini vermesi ile Cumhurbaşkanı’na gerekli hallerde şirketlere el koyma yetkisinin verilmesi.
Reform yapacağız dedikleri süreç içinde üst üste getirdikleri yasal düzenlemeler ile uygulamalar gösteriyor ki iktidar tarafında değişen bir şey yok.
Bunu neden ifade diyorum, reform sonrası görüştükleri kuruluş yetkililerinin yaptıkları açıklamalarda ümit var konuşuyor olmaları.
Bir yandan salgın, diğer yandan çok derin bir ekonomik buhran ile uğraşan vatandaşlarımız dertlerine devletinden derman ararken devlet halkından topladığı vergileri ne yazık ki yine ne üretime ne de vatandaşa harcamak yerine inşaatı devam eden saraylar ile yeni yılda araçlarına 448 milyon lira harcayacağını bütçeye koyarak niyetini belli etmiş oluyor. Bu arada Diyanet’in Bodrum’da ve diğer illerde yapmaya başladığı bina harcamalarına milyonlar ayrıldığını burada anımsatmak isterim.
Anlayacağınız iktidar inatla, ‘dediğim dedik çaldığım düdük’tür demeye devam ediyor.
İnat demişken hemen aklıma gelen bazı konuları paylaşmak isterim. Yaz saati konusundaki inadı halâ yaşamaktayız. İlgili odalardan tasarruf edilmediği, aksine daha fazla enerji harcandığı açıklamasına rağmen bu inadını sürdürmeye devam etmekteler.
Maske konusunda hayati öneme rağmen sırf CHP’li belediyeler ön almasın diye ‘biz dağıtacağız’ inadını uzun süre sürdürmüş ancak başarılı olamayınca para ile eczanelerde satılmasına razı olmuştu.
Her şehre bir üniversite açacağım inadı yüzünden üniversite ve üniversitelilerin kalitesini düşürmüş, liyakatın ikinci planda kaldığı yandaş akademisyenler yaratılmış, lise düzeyindeki birçok gencimiz üniversite mezunu olmuş oldu. Tabii kabahat gençlerde değil. Akademik kadrosu olmayan üniversiteleri açmayı marifet sayan iktidar, milyonlarca işsiz ve umutsuz genç yarattığının farkında değil. Yine bu süreçte dünyadaki ilk 500 içinde üniversitemiz kalmadığını da ifade etmek isterim. Halâ hiçbir yerde iş olanağı olmayan bölümlere öğrenci alıp mezun etmeye ve bu konudaki sorunları büyütmeye devam etmekteler.
Yine imam hatip liselerinde yapmaya devam etmeleri gibi. Değiştirilen yasal düzenlemeler ile neredeyse her mahalleye bir imam hatip lisesi açmaya devam etmekteler. Oysa ülkenin kalkınması için gerekli olan ara eleman ihtiyacına katkısı olmadığı gibi milyonlarca imam hatip mezununu ne yapacağımız da ayrı bir konu. Bu konuda imam hatip mezunları lehine pozitif ayrımcılık yaparak devlet kurumlarına yerleşmeleri sağlanarak iş bulma kapasitesini yükseltmeye ve tercih edilmesini sağlamaya devam etmekteler. Sonuçta her yere cami yapsalar da yine de bu çocuklara bir süre sonra iş bulamaz hale gelineceği gibi ülke kalkınmasına da pozitif bir etkisi olmayacaktır.
İnat her konuda olduğu gibi salgının yönetilmesinde de yapıldı ve halâ yapılmaya devam ediyor. Salgının önlenmesine yönelik yönetim organizasyonunda Türk Tabipleri Birliği, Eczacılar birlikleri gibi konunun birinci derece paydaşlarını inatla olaya dahil etmemek gibi. Vaka ve hasta sayısını uzun süre birlikte yayınlamamak gibi. Aşının Aralık ayına geleceği ve 100 milyon olacağını söyleyip 3 milyon aşı ile durumu idare etmeye çalışmak gibi. Oysa bu ülkenin 1930’lu yıllarında aşı üreten tesislerini bir inat uğruna kapatıp vaktiyle aşı gönderdiğimiz ülkelerden aşı almak için bugün uğraştığımız gibi.
Ekonominin her vatandaş için birinci öncelik olduğu bugünlerde, bütçe vatandaşın yaralarına merhem olacağına beş müteahhitin döviz ile belirlenmiş garanti alacaklarına öncelik vermeyi sürdürmektedir.
Bu da iktidarın önceliğini göstermektedir.
Bir iktidarın niyetini, önceliğini ve yönünü belirten en önemli gösterge bütçedir. 2021 bütçesi de ne yazık ki vatandaşın yararına bir tercihi ortaya koyamamıştır. Salgın sırasında en çok mağdur olan esnafa yapılan yardımlar devede kulak kalırken (6,5-10 milyar lira arasında), Adalet ve Kalkınma Partisi yöneticilerinin böbürlenerek ifade ettikleri “yurt dışına 8,5 milyar dolar yardım yaptık” demeleri karşısında bu esnaf ne hisseder takdirlerinize bırakıyorum.
Sonuç olarak, inatla ülke yönetmenin bedelini halk ödemektedir. Hiçbir iktidarın buna hakkı yoktur, olmamalıdır.
Tek adam yönetimine evrilmiş olan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ne yazık ki iflas etmiş, bu dersin bedeli de çok ağır olmuştur. İktidar milletvekillerinin de bunu anladığını sanırım. Halk bunu anlamış olup yapılan kamuoyu araştırmalarından bunu görmekteyiz. Zararın neresinden dönülürse kârdır.
O nedenle 18 yıldır bir ülkeyi yöneten iktidarın reform demesi son bir çırpınıştan öte değildir. Bilinen bir şey olsaydı zaten yapılırdı.
Bugün iktidarın yapması gereken, reform açıklamaları ve eylemlerini bir tarafa bırakarak ülkeyi biraz önemsiyorlarsa demokrasi gereği olarak erken seçime giderek ülkenin yaşadığı ve gittikçe daha da zor olan durumdan çıkma şansı yaratmasıdır.
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.