- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 13 September 2019, Friday 16:31
- 2891 kez okundu
Geçiştirilecek bir konu değil. Ülkemiz, anayasaya göre laik, demokratik sosyal bir hukuk devleti. Temelindeki en önemli özellik ve bizi diğer birçok Müslüman ülkelerden ayıran en önemli ölçüt laiklik.
Bizzat devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan (3 Mart 1924) ve işte tam da bu yobazlık ile laiklik konusunun net biçimde birbirinden ayrılmasını sağlama, dinimizin halk tarafından doğru anlaşılması ve uygulanmasını temin etme görevi olan Diyanet İşler Başkanlığı acaba bugün böyle mi davranmakta?
Bugün Diyanet İşleri Başkanlığı; başkanlık, beş adet başkan yardımcılığı, dört adet kurul başkanlığı, müşavirlikleri, yedi adet genel müdürlüğü, taşra ve yurt dışı teşkilatlanması ile müsteşarlık seviyesinde devlet protokolünde yer almaktadır.
2018 sonu itibari ile Başkanlığın personel sayısı 144 bin 250, cami sayısı 84 bin 684 bütçesi ise 2019 yılı için 10,5 milyar olarak öngörülmektedir.
Birçok bakanlıktan her bakımdan daha büyük olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın idari olarak yeri 2010 yılında çıkartılan kanun ile yukarılara çekilmiş, devasa bütçeler ile de ekonomik özgürlüğü ve rahatlığı sağlanmıştır.
Hepimizin mevcudiyetimizi borçlu olduğumuz, kurduğu devlette yaşayanlar olarak ve özelde kurumun kuruluşunda bizzat talimatı ile hayat bulan Diyanet İşleri Başkanlığı kurucusu olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e vefalı davranmakta mıdır?Hayır!
Özellikle bu iktidar döneminde bu konuda sayısız örnekleri üretmekte sakınca görmediler.
Atatürk’e karşı nefretle dolu olan Kadir Mısıroğlu ziyareti buna bir örnek değil mi?
Ayaklarının dibine oturarak büyük bir dikkatle dinledikleri Kıbrıslı hoca Kıbrisi ise başka bir örnek.
Bunlardan çok daha etkili bir tarikat ise hiç olmadığı kadar devletin yönetimine sızmaya çalıştı bu dönemde.
Görevleri arasında dinî eğitime destek olmak ve dinin doğru anlaşılmasını sağlamak olan Diyanet’in, alanı boşaltarak geniş hareket imkanı sağladığı malûm tarikat, özellikle çocuklarımızı yurt ve yardım amacı ile kolaylıkla ele geçirip yıllarca kendi kadrolarına katmayı başarabilmişti.
Tarikat ve cemaatlerin güçlenerek toplumu yönetmede neredeyse iktidar ortağı veya iktidara destek birimler haline gelmesi yine bu dönemin öne çıkan farklarıydı.
Bütün bunlar iktidarın bilerek ve isteyerek yaptığı işlerdi ki halâ yapılmakta.
En büyük darbeyi yedikleri bu tarikatlardan biri için “bitsin bu hasret, dön” ve “ne istedin de vermedik” gibi açıklamaları yapmakta sakınca görmeyen iktidar tam da bu cemaâtten çok acı ve kanlı bir karşılık gördü.
Bedelini tüm ülkenin ödediği bu hain kalkışma, temelinde din ağırlıklı işler yaptığı görüntüsü içinde faaliyet gösteren bir yapıdan geldi.
Bugün bu hain tarikat yok belki ama, yerine bir başka tarikat ve cemaatler yine devletin ve yerel yönetimlerin olanaklarını kullanarak devlet içinde güç olma hayallerini gerçekleştirmeye çalışmakta.
Oysa tarikatlar, cemaatler, tekkeler ve benzeri oluşumlar Cumhuriyete karşı gruplar olmaları nedeniyle yasaklanmış ve ortadan kaldırılmıştı. Elbette bunların yerine değil, ancak halkın din konusundaki ihtiyaçlarını karşılamak üzere yine devletin bir kurumu olarak Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştu.
Bugün sormak gerek: Diyanet, işini yasaların ondan beklediği şekilde yapsaydı (iktidarlarda) bu tür yapılanmalar hayat bulabilir miydi?
İşte bizimde ortaya koymaya çalıştığımız şey bu. Kurucusu olan Atatürk’ü görmezden gelmeye çalışan, aksine Atatürk düşmanları ile birlikte olmaktan çekinmeyen ve bunu halka ilan eden bir anlayışta olan Diyanet,kurum olarak kendisine verilmiş görevleri yapmamakta. Bu durumun halkın büyük bir kısmında mutsuzluk ve moral bozukluğu yarattığını görmekteyiz.
Bugün iktidarın dahi itiraf ettiği ve özellikle gençler arasında gittikçe yaygınlaşan “deizm” neden ortaya çıkmıştır? Camiler neden daha az cemaat ile namaz vakitlerini geçirmektedir?
Münferit bile olsa tartışmaların camilerin içlerine kadar girdiğini haberlerden öğrenmekteyiz.
Diyanet; kuruluşunda kendisine yüklenen, dinin doğru bir biçimde anlaşılması ve uygulanmasını tesis edecek görevleri yerine getirmelidir.
Bunu yaparken devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakettiği saygıyı ve itibarı göstermelidir.
Dünyanın saygı gösterdiği büyük devlet adamı ve devletimizin kurucusu Atatürk için Diyanet İşleri Başkanlığı en büyük saygıyı göstermekten geri durmamalıdır.
Bu, insani olarak da bu devletin bir organı olarak da mecburen yapması gereken bir davranıştır.
Bu konuda seçme hakkı bulunmamaktadır. (08.09.2019)
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.