• 10 March 2019, Sunday 10:53
YılmazKaya Aylanç

Yılmaz Kaya Aylanç

Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …

Hepimizin bildiği üzere 31 Mart 2019 tarihinde yerel seçimler yapılacak. Bu seçimler ile büyükşehirlerimiz, şehirlerimiz ve ilçelerimizin belediye başkanları seçilecek. Yine bu seçimler ile belediye meclis üyeleri ve muhtarları da seçeceğiz.

Bunun için de adaylar seçim çalışmalarına başladılar. Bulundukları yerlerde bazen salon toplantıları, bazen çarşı pazar gezmeleri ve bazen de mitingler yaparak, neden kendilerinin seçilmesi gerektiğini anlatıp halktan oy istiyorlar.

Buraya kadar her şey normal. Şimdi normal olmayan bazı konuları sizlerle paylaşacağım.

Normal olmayan konulardan biri beka konusu ki, bu konuda daha önce bir yazı yazmıştım. Yerel yönetimin beka ile ne ilgisi olabilir ki! Olsa olsa seçimi kazanmak için söyleyeceği başka şeyi kalmayan iktidarın halkı korkutarak kendilerine oy vermelerini sağlamak için bir aldatmacadan başka bir şey olmadığıdır.

Bu yazımdaki asıl konu olan diğer anormal durum, seçimlerin gidişatı ile seçim propagandası yapmak için şehir şehir, tv tv ve salon salon gezen birinden bahsetmek. Anladınız sanırım, Sayın Cumhurbaşkanından.

Yapılan seçim ne seçimi? Yerel seçim!

Cumhurbaşkanı belediye başkanı mı olmak istiyor? Elbette hayır.

Cumhurbaşkanı belediye meclis üyesi mi olmak istiyor? Tabii ki hayır.

O zaman bırakalım her şeyin başkanı Sayın Cumhurbaşkanı olsun.

Peki nedir bu olanlar?

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin belediye başkan adaylarının kendilerini savunacak bilgi ve becerileri mi yok, yoksa bu konudaki vizyonları Sayın Cumhurbaşkanı için yeterli mi gelmemekte de müdahale etme gereği duymakta.

Hemen her gün iki yerde miting ve burada dağıtılan promosyonlar. Hemen her gün bir vesile ile tv’lerde mülakat ya da salon toplantısı. Hem de tv’lerin hemen hepsinde naklen yayın.

Diğer tarafta mütevazi bütçeler ile sokak sokak gezerek kendini anlatmaya çalışan muhalefet parti başkan adayları.

Sizce bu yarış adil mi?

Adil olmayan bir işin sonucundan hayır çıkar mı?

Muhalefet belediye başkan adaylarının halkla bütünleşerek yaptıkları seçim çalışmalarında söyledikleri sözlere, iktidar adayları yerine Sayın Cumhurbaşkanı cevap veriyor. Oysa bir tarihlerde anımsıyorum, Sayın Cumhurbaşkanı siyasi olabilme ihtimali olan bir konuda düşüncesini söyleyenlere “sırtındakini çıkar aday ol seçil siyaset yap o zaman konuş” diye bağırırdı.

Bu lafları anımsadıkça rahmetli Sayın Demirel’in “dün dündür, bugün bugündür” lafı geliyor aklıma. Zaten bugünlere hemen şıp diye gelmedik. Rahmetli ve onun gibi düşünenlerin açtığı yoldan buralara gelindi.

Neyse konumuza dönersek, yerel seçimlerde muhalefetin adayları ile iktidarın başı olan Sayın Cumhurbaşkanı yarışmaktalar. Dolayısı ile eğer seçimi kaybederse asıl büyük kötülüğü kendisine yapmış olacak. Çünkü o tarihten sonra seçim kaybeden bir Cumhurbaşkanı olarak o koltukta oturmak durumunda kalacaktır. Bu da demokrasilerde çok sağlıklı ve sürdürülebilir bir durum olmamaktadır. Ancak bunu sayın Cumhurbaşkanı kendisi istemiştir ve meydanlara bunu bilerek çıkmıştır.

Sayın Cumhurbaşkanı ve destekçileri işte tam da buna beka demektedirler, yani kendi bekaları.

Bu yerel seçimlerde yazımın konusu ile ilgili enteresan bir olayı da burada paylaşmak isterim. Böylece konu tarafımdan daha iyi anlatılmış olacaktır. İktidarın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı seçim propagandası içinde yer alan metro konusunu Cumhurbaşkanına açtığını ve kendisinden maddi destek alabileceği sözü üzerine bu konuyu halka vaat olarak verdiğini söylüyor. Hani özürü kabahatinden büyük dediğimiz konular vardır ya, bana tam da böyle geliyor bu konu. Başkan adayı sizsiniz ve gidip her konuda izin alacağınız makam Cumhurbaşkanlığı. Bırakın da o zaman bu işleri de sizin yerinize Sayın Cumhurbaşkanı yapsın, sizleri de oralara müdür olarak atasın.

Olacak iş mi bu?

Bırakalım bu seçimin konusuna uygun olarak yerelde halk, belediye başkan adaylarının neler yapacaklarını duysun, taleplerini iletsin daha güzel kentlere kendilerini taşıyacak kadroları seçsinler.

İşin doğrusu bu!

Yoksa Sayın Cumhurbaşkanının yaptığı gibi muhalefete terörist işbirlikçisi, fetö işbirlikçisi gibi suçlamalar ile yerel seçimleri olmadık yerlere götürmenin, o kentlerde yaşayanlara hiçbir faydası olmayacaktır. Ortada bir suç durumu var ise kanunlar çerçevesinde işlem yapacak kurumlar bellidir. Gerektiğinde Sayın Cumhurbaşkanının bir demesi ile harekete geçen kurumlar bu kere de harekete geçmeli, kimse şaibe altında bırakılmamalıdır.

Bir devlete yakışan budur.

Bu bir yerel seçimdir, yaşadığımız kentlerin yerel yöneticilerini seçeceğiz, Cumhurbaşkanını değil!

Sayın Cumhurbaşkanından beklediğimiz, yerel seçimlerin yerel seçim gibi yaşanmasını sağlaması, toplumu en azından bir kısmını taraf olarak anlaşılacak durumları yaratmamasıdır.

Bırakın başkanlar yarışsınlar, projelerini anlatsınlar halk da seçimini sandıkta yaparak önümüzdeki yıllarda yaşadığı kenti kimin yöneteceğine özgürce karar versin.

Bundan ülkemiz kazançlı çıksın!


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık