- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 09 November 2017, Thursday 18:40
- 3063 kez okundu
Yılmaz Kaya AYLANÇ -
Partili Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan, D-8 zirvesinde konuşuyor: “BU DÜNYADA ADALET YOK”!
Güleceğim gülemiyorum, ağlayacağım ağlayamıyorum. Doluya koyuyorum almıyor, boşa koyuyorum dolmuyor. Neresinden bakarsanız olmuyor, olmuyor. Bunu inanarak mı söylüyor, yoksa konuşmalarını yazan arkadaşlar ne yazarsa sadece okuyup geçiyor ve fakat sonra ülkemizde bildiğini mi okuyor?!
Bakın, bu bile çok kolay bir şey değil. Ama bazen, ‘sorun nerede’ diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Sonuçta ülkemin en tepesindeki ve her dediği yapılan bir kişi. Bir bakıma, hepimizin kaderi iki dudağının arasında. Velev ki yorgunluktan uyurken birşey sordunuz, yanlış anladı ve olmayacak bir şey söyledi. Kimse irdelemeden dediklerini yaptığı için vay başımıza gelene. Kolluk kuvveti, savcı, hakim, bakan, başbakan herkes ona bakıyor ve ne derse kayıtsız şartsız yapılıyor ...
Sokaklara bakın, ADALET arayan binlerce insan. Yaşlı, kadın, öğrenci, esnaf, çiftçi, doğasever, madenci; nereden birileri hak aramaya çıkıyorsa polisin gazı, tekmesi, copu, olmazsa savcının tutuklama talebi ve ne zaman olacağı belli olmayan mahkeme safahatı. İddiası olmayan tutuklamalar, iddiası olup tutarlı hiçbir açıklaması veya delili olmayan uzun tutukluluklar …
Ülkenin çok önemli hatta hayati uygulamalarında vatandaş, görüşünü beyan etmek, anayasal hakkı olan protestosunu yapmak için yollara çıksa önünde polis! ADALET NEREDE?
Üretici tüm yıl hasatı ve ürününü satacağı fiyatı bekler … Ama öyle fiyatlar oluşur veya açıklanır ki yaptığı masrafı çıkarmaz. Oysa tüm yıl borç ile hasatta ödemek üzere geçimini sağlamış ve üretimi için girdilerini alabilmiştir. Sonuç hüsran olunca da yollara düşer, karşısında jandarma! Çaresizdir; tarlasını, traktörünü haciz ederler ve sonra onlar da gider… ADALET NEREDE?
Öğrenci durmadan değişen sistemler, değişen müfredat ve soruları çalan emek hırsızları yüzünden kazanamadığı yıllara isyan eder, okul binasının yıkılmak istenmesine karşı çıkar ama derdini anlatacak kimse bulunamaz. Kimi gençlerimiz ise sorunları karşısında önce özel güvenlikçilerin karate darbelerine, olmazsa polisin gazına ve tekmesine maruz kalmaktalar… ADALET NEREDE?
Bu örnekleri çoğaltmak hiç de zor değil.
Oysa ülkemizde vatandaşın istediği en önemli şey ADALET’tir. Zaten devletin asli görevlerinden biri adaleti tesis etmek değil mi? O nedenle “Adalet mülkün temelidir” deyişi adalet aranan tüm mahkeme salonlarında yazmaktadır. Bu adalete o kadar ihtiyacımız var ki. Ana muhalefet partimiz CHP’nin Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, bu konuda ülkemizin getirildiği duruma dikkat çekmek için Ankara’dan İstanbul’a yürümek zorunda kalmıştır. Bu yürüyüş spor olsun diye yapılmamıştır. Ülkemizde her seviyede adalet arayışı bulunmaktadır.
Adaletin aranacağı kurumların hali de içler acısı. Maalesef siyaset, kendi yanında görmek istediği ve kendi istekleri doğrultusunda kararların çıkmasını istediği için uzun süredir her türlü çabayı göstererek adalet mekanizmalarını şekillendirmektedir. Bunu zaman zaman açıktan açığa yapmaktan da çekinilmemektedir. Bazı mahkeme kararlarını “yok hükmünde” diye ilan ederken, bazılarında “böyle karar mı olur, tanımıyorum, uygulamıyorum, sevmiyorum” ifadelerini bile duymadık mı? Bazı dava ve kararlarda da memnuniyetlerini belirtmek için “bu davanın savcısıyım” diyebilmişlerdir. Yani beğendiklerini alkışlamışlar, beğenmediklerini yok saymışlar ve istedikleri düzeni kurmak için de kanun çıkarma güçlerini kullanmışlardır. Buna halâ da devam etmekteler. Başkaca kurum ve kuruluşları yok etmek pahasına açtıkları alana dolan tarikat üyeleri, gün gelmiş iktidar sahiplerini dahi adalet arar hale getirmiştir. Ne yazık ki bu yaşananlar ve “aldatıldık” diyerek yaptıklarını Allaha havale edenler, tüm bunlardan ders almamışlardır. Bu şartlarda, vatandaşların adalet aradıkları ülkede yönetimin en üst noktasından tüm dünyaya seslenerek: “BU DÜNYADA ADALET YOK” demesi tam bir trajikomik durum değil mi? Sanki Türkiye’de yaşamıyorlarmış gibi ...
Sahi, birileri başka yerlerde mi yaşamakta? Peki benim/bizim yıllardır aradığımız ADALETimiz ne olacak?
(20.10.2017/ 28 Ekim 2017)
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.