• 03 July 2019, Wednesday 8:55
YılmazKaya Aylanç

Yılmaz Kaya Aylanç

Sağol Ekrem Başkan …

Herkese nasip olmaz, İstanbul gibi küçük bir ülke büyüklüğünde. Avrupa’nın en büyük şehrinin belediye başkanlığını önce 13 bin oy farkla kazanacaksın, sonra abidikgubidik yapıp seçimleri YSK eliyle iptal edecekler, bir kez daha seçime gireceksin, bu kez 806 bin oy farkla alacaksın. Başkan buna zafer demeyelim diyor ama bu bal gibi zafer başkan.

Mazbata sonrasında Ekrem başkan otobüs üstünden yaptığı ilk konuşmasında kazanan Cumhuriyet ve Demokrasi diyerek hepimizin düşüncelerine tercüman oldu.

Çalışma ofisinin duvarına koyduğu ATAmızın fotoğrafı ile de gönül köprülerimizi biraz daha fethetti.

Hiç kolay olmadı tabii ki. Devletin ve iktidarın tüm olanaklarına karşı gönül insanlarının ve tüm demokratik unsurların desteği ile anaların ak sütü gibi helal bir seçim kazanıldı.

Yine otobüs üstü ilk konuşmasında teşekkürlerini ifade ederken, sanırım atladığı hiç kimse olmadı. Ama daha önemlisi korkmadan bu yolda yürüyeceğinin işareti olarak Selahattin Demirtaş ismini anması ayrı bir anlam taşımaktaydı.

Öyle ki seçimi kazanma bahasına üç ay önce terörist, çocuk katili denen İmralı’da hapiste bulunan malum zatın tanımlama yapmadan ismini söylemekten çekinmeyip, mektubunu tüm televizyonlardan okutma cinliğini dahi göze aldılar. Ne diyordu mektup özetinde “Kürtler tarafsız kalmalı”. Neye karşın; Demirtaş’ın demokrasiden yana olunmalı çağrısına karşın. İktidara bu da yetmemiş olacak ki, çocuk katilinin kardeşini TRT’ye çıkartarak İstanbul seçimini almak için akıl dışı yollara sapmaktan çekinilmedi. İşte bu nedenledir ki Demirtaş’ın yaptığı bu çağrı bu denli önemli ve demokrasiden yana olan Kürt seçmenin İmralı’ya değil, bu çağrıya kulak vermesi de ayrıca önemli.

İstanbul’un küçük bir ilçesinin belediye başkanı, adını sanını bilen yok kim oluyor ki, ismini bile zikretmeye değmez denilen adam akıl dışı yollara dahi saptırdığı ve devletin tüm olanakları ile yüklenen tek adamı bu seçimde yendi.

Hem de tarihi bir fark ile. Bunu kimse küçümseyemez.

Bu seçimin Türk siyasi tarihinde eminim ki ayrı bir yeri olacaktır. Çok uzun süredir ülkenin her kararını veren tek bir kişinin esir aldığı bu ülke tekrar kendine gelecek, unuttuğu demokrasiyi hatırlayacak, hakların bir lütuf değil tüm vatandaşların sahip olması gereken doğal demokratik kazanımlar olduğu bilinci tekrar anımsanacak.

Bu seçim ülkenin uzunca bir süredir saptığı kurucu iradenin ortaya koyduğu rotaya tekrar dönmemizi de sağlayacaktır.

Karşı devrimci anlayışın gemi azıya aldığı bu rota değişikliği, kazanılan tam bağımsız Türkiye şiarının da kaybedildiği anlamını taşımaktaydı.

Ancak öylesine zenginleşen ve lüks düşkünlüğü içinde halktan koparak ayrı bir dünyada yaşamaya başlayan iktidar kendi rotasını dahi şaşıracak duruma geldi.

Bu seçimi Ekrem Başkanın kazanmasına sevinen AKP’li sayısının az olmadığını düşünüyorum.

Biri dur demeliydi!

İşte bu seçim herkesin kendisine gelmesini sağlayan bir seçim oldu.

O nedenle Ekrem İmamoğlu sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanmadı. Bu kara gidişe, tek adam zihniyetine, israfa ve lükse dur diyecek uyanışı da sağlamış oldu.

Halkın özlediği tebessümü, sıcak bir dokunuşu gösterebilen ve sokakları kazanan bir siyasetçi olarak halk Ekrem Başkanı bağrına bastı.

Yakın zamanda görülecektir ki iktidar partisinin kendi içinde eleştirilerin daha yükseleceği, karşı düşüncelerin daha yüksek sesle dillendirileceği ve belki de kopmaların olacağı günleri yaşayabiliriz.

Muhalefet tarafında ise daha bir toparlanmayı, taleplerin ve alternatiflerin daha yüksek perdeden halka ifade edilmeye başladığını duymamız çok uzun sürmeyecektir.

Kıl payı ve içe sinmeyen bir referandum ile ülkenin rejimini değiştiren oldu bittiye karşı sesler yükselmeye başlayacak ve belki bir iki yıl içinde yeni bir referandum ile parlamenter sisteme geri dönüşü oylayabiliriz.

2023 hedeflerine yönelik zamanın içinde çok geçmeden TBMM’nin kuruluşundaki öneme sahip olduğu, Başbakanın ve tarafsız bir Cumhurbaşkanı’nın olduğu bize ait doğru bir rejimle tekrar kucaklaşabiliriz.

Halkı açlık ve işsizlikle kıvranırken günde harcadığı paranın 2-3 milyonlar ile ifade edildiği, “itibardan tasarruf olmaz” diyen anlayışın yerine, halkını düşünen, üreten bir ülkede, gelirlerin hakça bölüşüldüğü, kimsenin yatağa aç girmediği, işsizlik girdabının kırıldığı, güvenilen, komşuları ile uyum içinde, evrensel demokratik normlara sahip ve Atatürk ilke ve devrimlerinin yolunda yürüyen saygın yeni bir Türkiye hayali gerçek olur.

Bunları şimdi yeniden düşünüyor ve ifade edebiliyorsak, işte sıradanmış gibi görünen bir yerel seçim ve bu seçimi tüm demokratik unsurlar ile birlikte kazanmasını bilen, gülen yüzlü, sevgiyi ifade edebilen bir siyasetçi Sayın Ekrem İmamoğlu ile bu noktaya geldik.

Sağ olasın Ekrem Başkan. (27.06.2019)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık