- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 27 November 2019, Wednesday 7:59
- 2719 kez okundu
İnsanın en temel vasıflarından biri ve belki en önemlisi vicdan sahibi olmasıdır. Kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, o nedenle “vicdanı hür, irfanı hür nesiller”den bahsetmektedir. Çünkü vicdan yoksa gerisi boştur.
10 Kasım günü Anıtkabir’de ne yazık ki bu konuyu aklıma getiren bir tabloyu, içimiz burkularak “bu kadar da olmaz ki, pes” diyerek, kimimiz gözleri yaşlı, kimimiz çaresizliğin yarattığı ortama lanet edercesine izlemek zorunda kaldık.
Anıtkabir, Ata’sına saygı ve sevgisini göstermek üzere yurdun dört bir yanından gelen Atatürkçüler ile dolup taşarken, dualar edilip minnet ve özlem ifadeleri dudaklardan dökülürken, küçücük çocuklar konuşmayı tam sökememişken “o bizi kurtardı” diye daha o yaşta duygularını ifade ederken, bir güruh topluluk, saygısız ve seviyesiz ve de vicdansızlar, bırakın bu Cumhuriyeti kurmasını, bırakın ümmeti vatandaş yapmasını, bırakın kadın erkeği eşit yaşama kavuşturmasını, bırakın saltanatın zulmü altında halkın ezilmesine son verilmesini, bırakın tüm dünyanın saygın bir lideri olmasını; her şeyden önce ölüye saygıları olmayan bu insanlar mezar yeri sayılan yerde maçta tempo tutar gibi tezahürat yapabildiler.
Bunu hangi vicdan kabul eder?
Anıtkabir resmi törenlerinde normalde halk alınmazken, iktidar yanlıları tarafından içeri alınan, iktidar çığırtkanları tam da 10 Kasım günü her zamankinden daha fazla dikkat edilmesi gereken bir zamanda ve yerde, liderleri olan Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanına stadyumdaki gibi tezahürat yaparak yalakalıklarını tavana çıkardılar.
Yazıklar olsun!
Bugün sahip oldukları her şeyi borçlu oldukları insana, yaşadıkları devleti kuran lidere ölüm gününde yaptıklarını annelerine, anneannelerine anlatsalar kulakları çekilip iyi bir azar işitirler elbet, en azından öyle ummak isterim. Bu noktaya kadar gelmiş olan bu insanların yetiştirilme tarzları, aldıkları eğitim, aile terbiyeleri ve görgüleri sanırım bu hareketi önleyebilecek alt yapıya sahip değil. Belki de partili Cumhurbaşkanı’nın her seferinde söylediği gibi dindar ve kindar nesil olma yolunda ilerleyenlerdi.
Ancak o saygısız ve seviyesiz topluluğun herkesin saygı gösterdiği ve dualar ettiği sırada kendi parti liderlerine böylesi bir tezahüratı yaparken, partili Cumhurbaşkanı’nın elini kaldırıp o kalabalığı selamlaması, bizleri o topluluğun yaptığından çok daha fazla yaralamıştır.
Oysa bulunduğu makam, temsil ettiği devletin gereği bu hareketin doğru olmadığını, yanlış olduğunu ifade ederek o şaşırmış topluluğu susturması ve derhal alandan çıkartılmaları talimatı vermesi doğru olandı. Bununla da yetinmeyip bu kişilerin resmi tören sırasında nasıl buraya girdikleri, koruma paravanı ile bu yeri kimlerin tahsis ettiğinin araştırılması talimatını vererek konuyu takip etmesi ise çok daha şık olanıydı.
Tabii bunlar bir hayal!
Daha dün imam hatipliler toplantısında bu okulların mezunlarının görevler almalarını isterken, onları yeteri kadar görev almadıkları için azarlamaya varan sözler sarf etmekte, yine konuşmanın bir yerinde “sadece Allaha hesap veririz” anlamında bir ifade kullanarak insanların (vatandaşların) birlikte yaşamımızın teminatı olan çağdaş hukukun referansından başka bir konuya değinmesi bizce doğru olmamıştır.
Tabii ki herkes inançlarında özgür olmakla, ait olduğu inancın ahlaki sorumluluğunu taşır ve ona göre davranır veya davranacaktır. Bu durum, inanan ile Allah arasındaki bir konudur.
Oysa ki bizler Anayasamızda belirtildiği üzere “demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir” (mad.2) diye işaret edilen yönetim şekli altında yaşamaktayız. Bu nedenle hukuk ve tecelli ettiği adalet, mahkemeler eli ile gerçekleştirilir. Buna başta ülkemizin en üst makamında bulunan Cumhurbaşkanı inanmalı ve topluma bu konuda örnek olmalıdır. Ki vatandaş da çözümleri başka yerlerde değil çağdaş hukuk normları içinde arasın.
Ülkenin bir kısmı ile barışık olmak, diğer yarısının ne hali varsa görsün tarzında onların ihtiyaçlarına ve değerlerine saygı göstermemek uzun vadede kimseye ve ülkeye yarar getirmez. Üstelik de bu değerler, yönettikleri ülkeyi kuran şahsa karşı olunca bundan hiçbir şekilde hayır da çıkmaz.
Ülkenin zaten çok ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığı ve toplumun mutsuz olduğu bu dönemde bir de değerler üzerinden ayrışmak doğru ve akıllıca değil.
Bu ülke hepimizin, el birliği ile daha iyi yaşanabilir bir ülke yaratmak her vatandaşın ülküsü olmalı. Bunu yaparken de kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği ilkelere ve yaptığı devrimlere bağlı kalarak yapmalı.
Doğru olan bu olacaktır …
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.