- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 13 January 2018, Saturday 23:04
- 3354 kez okundu
Yılmaz Kaya AYLANÇ
Bu ülkede muhalif olmak, demokrat olmak hayli zor, bir o kadar cesaret isteyen bir durum.
Öyle böyle değil, alimallah iktidara karşıysan, ona muhalefet ediyorsan, bir yerde, bir gün, bir şekilde sıkıntılar yaşayabilirsin. Bu korku, toplumun hemen her kesiminde kendini hissettirmektedir.
Bunu sıradan bir iktidar hassasiyeti olarak geçiştiremeyiz. Yaşananlar, yaşanacaklar açısından her kesimi (muhalefet edenleri veya aynı düşünmeyenleri) ciddi rahatsız etmektedir. ‘Rahatsızlık’ kelimesini bu konu için en hafif tabir olarak düşünebilirsiniz.
Mevcut iktidarın iktidar süresinin önemli kısmında birlikte olduklarıyla beraber ülkenin Cumhuriyet kazanımlarını sistematik olarak azaltmaya, yok etmeye, kötülemeye, itibarsızlaştırmaya, hafifletmeye yönelik faaliyetleri en üst seviyeye çıkmış, sonucunda kurumlar, kanunlar, gelenekler ve hatta devleti kuranların şahsiyetleri de bu politikadan nasibini fazlası ile almıştır. Almaya da devam etmektedir.
Bu ele geçirme ve muhalif her şeye karşı alınan duruş öyle ki ülkenin en önemli kurumlarından olan Silahlı Kuvvetleri yeni baştan şekillendirecek kadar yenilenmeye maruz kalmıştır. Yönetim kademesinin önemli kısmı ve Atatürkçü subaylar çeşitli kumpaslar sonucu, yalancı ve gizli şahitler kullanılarak hapislere atılmış, ölümlerine neden olunmuş, ordu subaysızlaştırılmış. Oysa orduda darbeye destek veren subaylar yüksek askeri şuralarda, Ergenekon ve diğer isimler altında yaratılan yalan davalar ile zindanlara atılan bu subaylarca, şeriat yanlısı, aşırı dinci oldukları belirtilerek ordudan atılmaları istenmiş ancak bu iktidar tarafından her seferinde önceleri şerh düşülmüş sonralarda ise işleme konulmamış ve aksine bu dinci subaylar cesaretlendirilmiş ve terfi ettirilmiştir. Daha sonra o cesaretlendirdikleri subaylar darbe girişiminde bulunmuştur.
Bu süreç, devletin polisinde, yargısında ve memurunda da bu şekilde işletilmiştir.
Kesişme ve ayrışmanın geldiği nokta da, birlikte başladıkları ve önemli süreyi birlikte geçirdikleri kişilerden gelecek küçük itirazlara dahi tahammülleri bulunmamaktadır. Öyle ki oturup bu dost kişinin eleştirilerini dinleyip, belki “hata yapıyoruz” diyerek “konuya bir daha bakalım” diyeceklerine, o kişiye en ağır eleştirileri yapmak, bunu “ihanet söylemi”ne kadar vardırmak ve hatta neredeyse siyaseten linç etmeye varacak noktaya kadar ulaştırmaktan kaçınmamaktalar.
Ana muhalefet partisi ve onun liderine, ağza alınmayacak sözler söylemek bir yana O’nu ve partisini fetöcü olarak nitelemeye kadar vardırabilmekteler. Hatta son zamanlarda, muhalefet edenleri “Türkiye’ye karşı” damgası ile damgalayarak halka düşman olarak tanıtmaya kadar giden yolu açmaktalar.
Bu, çok vahim ve sonu çok karanlık bir yol.
Durum o kadar vahim ki, her konuda evrensel değerler, yasalar, teamüller bir yana “bizim ne dediğimiz önemli” der noktasına gelinmiştir.
Artık ülkede “ya iktidardan yanasınız ya da ülkeye ve devlete karşısınız” noktasındayız.
Sendikal faaliyet ile hak mı arıyorsunuz?
Ürettiğiniz ürüne hak ettiği parayı mı istiyorsunuz?
Taşeron işçi olarak kadroya geçmeyenler de kadro mu istiyor?
Ormanları yok edip imar alanı açılmasına karşı mı çıkıyorsunuz?
Madenlerde yeterli önlem ve kontrol yapılmadığı için olupduran kazalara ‘iş cinayeti’ deyip de tepki mi gösteriyorsunuz?
“Çarşıda pazarda pahalılık var” mı diyorsunuz?
Enflasyon yükseldi, satın alma gücü düştü geçinemiyoruz mu diyorsunuz?
Döviz kurları almış başını gitmiş diye dert mi yanıyorsunuz?
Çok şey dövize endekslenmiş, hemen her şey ithal edilir olmuş diye kızıyor musunuz?
Lise ve üniversite giriş sınavları durmadan değişiyor diye eleştiriyor musunuz?
İşsizlik bir türlü azalmıyor, iş istiyorum mu diyorsunuz?
“Çiftçi, işçi, memur hak aramak için yürüyüş yapsın” diye mi düşünüyorsunuz?
Ormanların ortasına maden ocakları yapılmasın mı diyorsunuz?
OHAL kalksın normal rejime dönelim mi istiyorsunuz?
Gelir dağılımı düzelmelidir, orta direk neredeyse yok oldu diye bağırıyor musunuz?
‘Ülkenin ve dolayısı ile vatandaşın borcu inanılmaz arttı’ gerçeğini mi söylüyorsunuz?
Geçmediğimiz köprüye, yürümediğimiz yola para ödemeye tepki mi gösteriyorsunuz?
Devlet kuruluşlarına girmek için ‘mülakat değil, liyakat’ mı önemli diyorsunuz?
Çoğaltmak mümkün. Bu ve benzerlerini söylediğinizde şimdi sizin “milli ve yerli olmadığınız”ı söyleceklerdir. Eğer onlara göre “yerli ve milli” değilseniz nesiniz? Gelecek, siz ve sizin gibiler için hiç kolay olmayacak.
Durum bu maalesef.
Hakkını aramak artık çok çok zor. Ne diyorlarsa doğrudur, ne diyorsanız yanlıştır yalandır diyorlar.
Neden bu durumdayız?
İktidar 2019 seçimlerini hayati olarak görmekte. Bunda da haksız değil. İktidarı kaybetmeye tahammülleri bulunmamakta. Bütün bu sorumsuzluk ve hesap vermezlik bir anda bitebilir.
Yolun sonu şuna çıkmaktadır.
Devlet, iktidarın devleti mi olacak, yoksa halkın devleti mi olacak?
Ülkemiz ve demokrasimiz açısından önemli ve kritik olan durum bu!
Buradan ya demokrasiye yürünecek ya da tek kişinin yönettiği bir ülkeye gidilecek!
2019 seçimleri bu kadar önemli ve hayati …
(09.01.2018)
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.