- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 26 June 2021, Saturday 9:41
- 2333 kez okundu
Bazen yanlışı yapan mı, yanlışın sonuçlarından yararlanan mı yoksa bu yanlışa göz yuman mı asıl kabahatlidir diye düşünürüz. Sonuçta bize göre, yapan kadar sonuçlarından yararlanan da ve buna göz yuman da kusurludur ve yapılanın sonuçlarından sorumludur.
Geçim zorluğu içinde olduğu halde çocuklarının geleceği için kurslara gönderip, gerekirse öğretmen desteği aldırıp sınavlarda başarılı olması için varını yoğunu harcayan bir aile düşünün. Bunların kendisi için yapıldığını bilen ve bunun altında sorumluluk üstlenen genç evladımızın duygularını hissedin. Bu şartlarda girdiği sınavda ne yazık ki başarılı olamıyor ve yerine başkaları o sınavı kazanıyor. Başaramadığını düşünerek üzülürken bir bakıyorsunuz sınav soruları çalınmış ve haksız yere başkalarına avantaj sağlanmış. Neler hissederiz değil mi?
O çocuklar isyan etmekte ne kadar haklılar!
Peki soruları çalanlar hırsızlık yaptılar!
Soruları alarak haksız yere diğer sınava girenlere üstünlük sağlayanlar ne olacak?
Bu haksızlıkla elde ettikleri hak mı, adalet mi?
Uzun uğraşlar sonucu yetiştirdiğimiz gençlerimiz iş bulmak için çalmadık kapılar bırakmazken, daha iyi bir eğitim için yabancı dil öğrenip yüksek lisans yaparak iş bulma şansını artırmak için emek ve para harcarken, tüm uğraşlar bir yana sadece imam hatip mezunu olmak vasfı ile veya belli bir siyasi partinin sempatizanı olan yakını nedeniyle liyakatı olmadığı halde işe kabul edilmesi haksızlık değil mi?
Veya sınavda başarılı olup sonradan yaratılan mülakat uygulaması ile işin gereği olmayan sorulara yanıt veremediği için işe kabul edilmeyen gençlerimize haksızlık yapılmış olmuyor mu?
Bu uygulamayı yapan yetkililer haksızlık etmiş oluyorlar!
Peki bu uygulamanın amacını bilerek liyakatı olmadığı veya daha az olduğu halde işe kabul edilen kişi haksız yere işi kabul etmiş olmuyor mu?
Bu haksızca elde ettiği hak mı, adalet mi?
Daha uygun şartlarda işi yapacak olan müteahhit yerine seçilmiş müteahhitlere değerinden daha yüksek bedelle verilen işler bu millete yapılan büyük bir haksızlık değil mi?
Vatandaş geçim derdi ile boğuşurken yol, köprü ve şehir hastaneleri gibi büyük yatırımları ülke para birimi lira değil de dövizle yapan ve garantiler vererek yıllarca halkın maliyetin üzerinde paralar ödemesine neden olan ve anlaşmazlık halinde ülkemizde değil de yurt dışındaki mahkemeleri yetkili kılan o sözleşmeleri hazırlayan ve onaylayanlar bu ülkeye haksızlık etmiş olmuyor mu?
Bu haksız uygulamadan para kazananlar milletin hakkını yemiş olmuyor mu? Bu adalet mi?
Halkın borç içinde kıvrandığı ve ödeyemediği zaman icra yolu ile tarlasının, eşyasının, binasının elinden alınması uygulaması yapılırken, üniversite öğrencilerimize verilen kredi tutarlarının okul bitiminden iki yıl sonra geri alınmaya başlanması, ödeyemediğinde icralık olması uygulaması yapılırken, bazı iş insanlarının şirketlerinin milyarlarca liralık vergi borçlarının bir kalemde silinmesi hak mı?
Bu uygulamanın onlarca kez yapılmış olması haksızlık değil mi?
İktidarın üst düzey işlere atadığı kişilerin aldıkları yüksek ücretlerin bu ülkenin gerçeğini yansıtmadığı ortada. Nice genç, yetenekli, liyakat sahibi vatandaş iş bulamazken, bazılarının çok yüksek ücret almaları, hatta bir yerine iki, üç, dört yetmedi beş yerden astronomik ücretler alması hak mı?
Bu atamalardan sorumlu olanlar haksızlık etmiş olmuyorlar mı?
Bu haksız atamalardan dolayı bu ücretleri alanlar hak yemiş olmuyor mu?
Bunca haksızlıktan doğru bir sonuç çıkar mı?
Ahlaklı bir insanın kendi parası olmayan halkın parası olan bu harcamaları yapması ne kadar doğru? Bu adalet mi? Adil olmayan bir şey doğru olur mu?
Hak yiyorsunuz beyler!
Biriniz veriyor biriniz alıyor!
Hepiniz hak yiyorsunuz!
Bu milletin hakkını yiyenler gün gelir bu dünyada da öbür dünyada da hesabını verirler!
İşte hukuk, bağımsız yargı bunun için gerekli. Bu olmadan demokratik bir ülkeden bahsetmek mümkün değil.
(15.06.2021)
-
02.08.2021 Tercihler …
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.