- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 05 September 2020, Saturday 11:02
- 10333 kez okundu
Yılmaz Kaya AYLANÇ -
Dağ fare doğurdu!
Günlerce herkesin meraklanmasını sağlayarak, müthiş bir açıklama ile ülkenin kaderi değişecek algısı yaratarak ve ciddi masraflı bir yapı ortaya koyarak Karadeniz’de doğal gaz bulduklarını Hollywoodvari bir yaklaşımla Sayın Cumhurbaşkanı açıkladı.
Peki ne oldu?
Açıklama sırasında Amerikan doları yükseldi!
Borsa düştü!
Ertesi gün uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin kredi notunu BB- olarak açıkladı. Görünümü ise durağandan negatife revize etti.
Asgari ücret yükselmedi.
3600 gösterge artışı bekleyen memurlara müjdeli haber verilemedi.
İşsizlik azalmadı.
Ağustos ayı başında ve sonuna doğru yakıta gelen zamlar geri alınmadı.
Enflasyon düşmedi.
Türk Lirası değer kazanmadı.
Emekli aylıkları artmadı.
Yaşa takılanlar emekli olmadı.
TUIK verilerine göre çalışan sayımız yaklaşık 28,5 milyon civarında, bunun 10 milyondan fazlası asgari ücretli.
OECD verilerine göre asgari ücretin satın alma gücü sıralamasında Türkiye, 31 ülke arasında 17. sırada (2018 yılı kayıtları).
Bu ekonomik verileri çoğaltmamız mümkün.
Peki ne oldu?
İktidar kendi çaldı kendi oynadı.
Bunu da kendi taraftarı için propaganda malzemesi yaptı. Dağılmakta olan seçmeni konsolide edeceğini düşündü.
Oysa köprülerin altından çok sular geçti. Adalet ve Kalkınma Partisi seçmeni artık eski seçmen değil. Orada bir dağınıklık hali bulunmakta. Tabii buna tam bir dağılma diyemeyiz ancak ateşi bekleyen fitil misali bir anda her şey değişir ve bakarsınız ardınıza kimseler kalmamış.
Buna vaktiyle Türk siyaseti çokça şahit oldu.
Genellikle son kararı mide verir denir. Karadeniz’de bulunan ancak çıkartılıp ülke yararına sunulması için kimi uzmanlar 5 kimi uzmanlar 7 yıl ister demekte. Bu kadar zaman ise Türkiye için bulunmamakta. Reklam ile de karınlar doymamakta.
Ülke tüm varlıklarını satıp yediği halde ortada inşa edilen ve yeni kuşakların çalışıp hayatlarını sürdürebileceği bir fabrika göreniniz var mı?
Oysa devlet uzunca bir süredir israfı olağan hale getirmiş, sarayından diyanete kadar ciddi bir maliyet halkın sırtına binmiş durumda.
Madem Diyanet başkanlığını örnek verdik küçük bir hatırlatma yapayım, son 6 ayda yaptıkları harcama 5.6 milyar Türk Lirası. Peki milletten aldıkları bu parayla ne yaptılar dersiniz?
Peki size bir rakam daha vereyim.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiği günden bu yana 2 trilyon 400 milyar dolar para harcadı. Oysa buraya kadar Cumhuriyet hükümetlerinin harcadığı para sadece 714 milyar dolar.
İktidarın harcadığı yaklaşık 2,5 trilyon dolar ile sanmayın ki çocuklarımızın çalışması için sayısız fabrika, Keban gibi barajlar yapıldı. Yapılan yollar, köprüler, hava alanları gibi yatırımlar ise döviz ve ödeme garantili olduklarından onların paralarını bizler, çocuklarımız ve torunlarımız yarınlarda ödeyeceğiz. Onlar bu hesaba dahil değil.
Rakamlar komik değil mi?
Söyleniyor, yazılıyor. Oysa koca bir ülkenin yarattığı bir değer ve sonunda elde avuçta devlet olarak da sıfır, halk olarak da sıfır. Merkez Bankasının yedek akçelerine kadar devlette ne var ne yok yenmiş durumda.
Ha, burada kazanan bir kesim mutlaka var.
Bilinen ve çokça söylenen müteahhit bir azınlık. Etrafta nemalananlar mutlaka ve devlet organlarında liyakata bakılmaksızın haksız yere kadrolara yerleşen iktidar yanlıları.
Bunların dışında koca bir ülke, milyonlar yokluk, çaresizlik ve gelecek kaygısı içinde yaşamakta, yaşamaya çalışmakta.
Şimdi bu insanlara “Müjde gaz bulduk” diyeceksiniz.
Lütfen bizimle dalga geçmeyin, aklımız ile dalga hiç geçmeyin!
Bu arada iyi niyetle tebrik eden ve hayırlı olsun diyenler de yok değil. Oysa 2012 yılında zamanın Enerji Bakanı Taner Yıldız böyle bir müjdeyi çok daha mütevazi bir şekilde vermişti. Sayın Erdoğan ise 31 Mart 2019 yerel seçimleri yapılmadan önce de böyle bir müjdeyi bizlerle paylaşmıştı.
Peki şimdi ne oluyor da bu senaryo ortaya konuyor.
Üstelik Fatih gemisi Doğu Akdeniz’de armalara katıldığı sırada birden İstanbul’a çağrılıyor. 29 Mayıs günü bizzat Sayın Cumhurbaşkanı tarafından mübarek bir sefere uğurlanırcasına Karadeniz’e gönderiliyor. 1 Temmuz’da Trabzon valisi törenle karşılayarak medyaya konu oluyor ve 21 Ağustos tarihinde müjdeli haber büyük bir reklam kampanyası ile halka duyuruluyor.
Müjde tarihi rastlantı mı sanmam, ama nedense böyle geçmiş olaylara denk gelen tarihi olaylara çok rastlar olduk. Burada da 21 Ağustos tarihine dikkat çekmek isterim.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda Büyük Taarruz emrinin karargahta verildiği gündür bu tarih. “O gece yani 21 Ağustos gecesi Batı Cephesi Karargahı’nda Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak, Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü, 1. Ordu Komutanı Nurettin ve 2. Ordu Komutanı Yakup Şevki Subaşı paşalar ile bir toplantı yapan Gazi Paşa, taarruz hakkında harita üzerinde bilgi verip 26 Ağustos sabahı taarruz edilmesini emretti” …
Bir başka 21 Ağustos tarihi ise Çanakkale’de yaşandı. 21 Ağustos 1915, Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal’in komutasındaki Mehmetçik, Çanakkale’de 2. Anafartalar Zaferini kazandı.
Neyse, bu tesadüfleri geçip konumuza dönelim.
Ciddi bir ekonomik krizin ve aynı zamanda salgın hastalığın yaşandığı ülkemizde acil alınması gereken rasyonel tedbirler yerine ısıtıp ısıtıp önümüze konan reklam kampanyası benzeri olaylar derde çare olmayacaktır ne yazık ki.
Her seçim öncesi bulunduğu söylenen doğal kaynaklar nedense bir türlü toprak üstüne çıkıp halka refah olarak yansımamıştır.
Bu tezden yola çıkarak da acaba yakında yine seçim mi var demeden de edemiyorum.
Müjdelenen doğal kaynakları bilmem ama bu kez seçimlerin halkın refahına pozitif katkısı olacağından şüphem yok.
Umarım diğer doğal kaynak müjdelerini verdikten sonra yaptıkları seçimler gibi 2023 yılını beklemeden Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri yaparlar.
Halka en büyük müjde bu olur!
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.