- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 01 October 2018, Monday 19:06
- 3117 kez okundu
2002 yılında parlamenter sistemle başlayan ve başkanlık sistemi ile halâ devam eden iktidar, yeni politikalar ve ekonomik açılımlar üretememenin sıkıntısı içinde. Bu sıkıntı kendileri ile birlikte tüm ülke ve özellikle dar gelirliler tarafından gittikçe daha ağır hissedilmekte.
Başlangıçta kendilerinden önceki koalisyonun katlandığı fatura sonrasında yapılan yasal düzenlemeler ve dünya konjonktürünün de getirdiği para bolluğu sayesinde her şey güllük gülistanlıkken, bu işi iyi yaptıklarını ve hatta onlardan daha iyi kimsenin yapamayacağını düşündüler.
Türkiye büyük bir ülke, kaynakları iyi ve doğru kullanıldığında kolay kolay zora düşmeyecek, düşse de ayağa kalkabilecek gücü olan bir ülke. Ancak her şey sonsuz olmadığı gibi bu kaynakların da bir sonu elbette var. Ancak kaynaktan daha çok zihniyet problemi olduğunu düşündüğüm sorun, ne yazık ki halâ devam etmekte. Ekonominin sadece ekonomik verilerden ibaret olmadığı, bunların hangi ortamda ve nasıl işlemek durumunda olduğunun da çok önemli olduğunun halâ farkına varılmış değil. Eğer ekonomik yapı, sağlam bir hukuk sistemi ve onu içine alan evrensel bir demokrasi ve kurumları ile sarmalanmıyorsa, çok kabul görmediği gibi ömrü de kısa sürmekte.
Bir iktidar ki her seçimde bir önceki iktidar başkasıymış gibi, yapılanları bazen yanlış bulmuş, bazen tam aksine işler yapılacağını söylemiş, bazen de seçildikleri takdirde sorunları çözeceklerini, ülkeyi şaha kaldıracaklarını, bir sorunu tam aksi yönde çözeceklerini vaat etmekten çekinmemişler.
Şu soruyu kendilerine sormadıkları gibi, seçmen de sormamış ve halâ sormamakta.
Soru şu: “Bugüne kadar yapamadıklarını, bundan sonra nasıl yapacaklar” ve “bu sorunu şimdi çözeceklerini” nasıl söyleyebiliyorlar. Eğer çareyi bilmiş olsalardı “neden şimdiye kadar çözmediler” demek de bizim hakkımız.
Tüm bu sorular, o günlerin aniden ortaya çıkan hiç olmadık gündem değişiklikleri altında yok olup, unutulup gitti ve gitmekte. Sanırım zaman içinde bu duruma herkesi de alıştırdılar. Öyle ki, ana muhalefet dahi birçok konuyu gündeme getirdikten sonra, takibini unutmak zorunda kaldı.
Bugün gelinen noktada iktidar hâlâ yeni vaatlerde bulunabiliyor.
Peki arkadaş, “çare vardı da neden yapmadınız” diyoruz biz de.
Tek adam rejimine giden süreçte yapılan partili cumhurbaşkanlığı seçimleri günlerinde veya başka söyleyiş ile parlamenter sistemin son günlerinde iktidar seçim meydanlarında ne diyordu, “seçin beni, uçurayım sizi” anlamına gelen beyanlar duyuyor okuyorduk.
Haziran seçimlerinde faiz 15.74, dolar 4.60, çeyrek altın 302 lira seviyesindeydi. Eylül ayına geldiğimizde faiz 25.32, dolar 6.29, çeyrek altın 389 lirayı gördü. Doların, iktidarın ilk yıllarında 1,65 seviyelerinde olduğunu artık söylemiyorum bile.
Bu ülke nerdeyse on yedi yıldır, aynı parti tarafından yönetiliyor. Var olan tüm parayı tükettiler, var olan tüm satılabilir memleket mallarını sattılar, ortaya koydukları ülke manzarası ne yazık ki bu gün bu. Siz buna başarı mı diyorsunuz?
Yakın zamanda 100 gün programı adı altında, sayın Cumhurbaşkanı’nın sunumunu dinledik. Çok yakın zamanda da, damatları, Hazine ve Maliye Bakanı sayın Albayrak’ın orta vadeli program (OVP) sunumunu izledik.
İçinde bulunduğumuz ve bizim “ekonomik kriz” onların “manipülasyon” veya “dış güçler” dedikleri ekonomik durumumuza derman olacak hemen hiçbir elle tutulur program ortaya koyamadıklarını gördük. Faize olanca karşı çıkışlarına rağmen aynı günlerde merkez bankasının herkesi şaşırtan 625 baz puanlık faiz artışı da bu gidişe dur diyemedi, diyemezdi de zaten ...
Neden?
Üretimi bırakır, tüketimi körüklerseniz,
İhracatı, katma değerli ürünleriniz ile yapmaz, samanı bile ithal ederseniz,
Dövize endeksli, gelir garantili ihaleler ile devasa işler yaparsanız,
Tasarrufları veya aldığınız borçları doğru yerlere (üretime, mekanizasyona, teknik eğitime) harcayacağınıza; saraylar, gerekli gereksiz yol, köprü, kanallar, lüks arabalar, uçaklar, kiralık devlet büroları ve danışmanlara harcarsanız,
Ekonomik kurulları, liyakat sahibi değil de yakınlarınız ile doldurursanız,
Ekonomik kurallara, yerli yersiz müdahale ederseniz,
Demokrasinin, ekonominin yükselmesi için gerekli olduğuna inanmazsanız,
Çağdaş, evrensel eğitim ve yaklaşımlardan uzaklaşırsanız,
Adalet, mülkün temelidir anlayışından saparsanız,
Ülke yönetiminde liyakata değil akrabalık ilişkilerine önem verir ve aile ile yönetmeye çalışırsanız,
“Onların doları varsa bizim de Allahımız var” yaklaşımı ile probleme çözüm ararsanız,
Atatürk’ün yolundan ayrılırsanız, gemi bir yerde karaya oturur!
Tabii, olan yine ülkemize, halkımıza, özellikle dar gelirlilere, emeklilere, sermaye yapmak için çalışıp duran küçük ve orta sınıf girişimciye olmakta.
Bu krizler on yılda bir olunca da, bir türlü bu makus talihini yenemeyen bir ülke olmaya devam ediyoruz.
Bunu hak etmiyoruz sayın yönetenler!
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.