- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 04 March 2019, Monday 16:04
- 3295 kez okundu
Bizim geleneklerimiz içinde Ata’ya saygı çok önemlidir.
Ata ne derse önemli, ne yaparsa kıymetlidir. Kızdı mı kızılmaz, söylendi mi susulur dinlenir. Ata ile övünülür, gurur duyulur. Hayırla anılır. Bırakın arkasından konuşmayı, Ata’ya laf bile söylenmez.
Çünkü O Ata’dır. Tabii doğru örnek olanlar içindir bunlar. Bizim Atatürk’ümüz gibi.
Bugün Atalarımız aile kurmuşlar, esnaf olmuşlar, şirketler açmışlar, önemli bürokrat ve hatta devleti yöneten siyasiler olmuşlar. Ama sadece biri devlet kurmuş. O da Atatürk!
Tüm Atalarımızın sevapları ve günahları olmuştur. Doğruları ve yanlışları olabileceği gibi. Ama genellikle çoğu doğru ve sevap sahibidirler. Yaptıkları için onlara şükran borçluyuz.
Ama biri var ki hepimizin atası Atatürk. O’na çok şey borçlu olduğumuz gibi her insan gibi zaafları, günahları, yanlışları olabilir.
Peki bugün hangi konuda kendisini eleştirebiliriz ki?
Bir devlet kurmak ve bunu emperyal devletlere karşı yokluk içinde başarmak ne demek? Biraz düşünelim, hak yemeden, Ata’ya saygısızlık etmeden. Hiçbir vicdan sahibinin Atatürk için söyleyebilecek en küçük bir eleştirisi olamaz.
Ne yaptıysa ülkesi için yapmış bir kişi. Hiçbir şahsi çıkar düşünmemiş, gözetmemiş. Her şeyini ulusuna armağan etmiş. En önemlisi de özgürlüğümüzü, bağımsızlığımız ve bıraktığı saygın devleti.
Öyle ki yıllar süren savaşlar sonrası harap ve bitap düşmüş ülkede herkese yurttaş olma onurunu, seçme ve seçilme hakkını, erkek ve kadınların eşitliğini, cehaleti kıracak harf devrimi gibi temel insanlık, hak ve hürriyet devrimlerini de gerçekleştirmiş.
Tüm bunların yanında yokluk demeden, olanaksızlık demeden, kalkınma seferberliği başlatarak önce Osmanlı’dan miras kalan borçlar ve kapitülasyonlardan kalan yabancılara ait her şeyi millileştirerek devlete ve dolayısı ile halka mal etmiş.
Ardından şimdilerde ya yabancılara veya şirketlere yaptırılan (döviz gelir garantili) ya da yerli veya yabancılara satılan onlarca liman, madenler ve fabrika gibi üretime dayalı birçok yatırımı da gerçekleştirmiş. Bunun için ne Amerika’dan veya İngiltere’den borç ve ne İsrail’den tohum almadan başarmış bunları. Hem de on beş yıl içinde.
Yaptıklarından sonra da milletinden ne “özür” dilemiş ne de “Allah bizi affetsin” dememiştir. Çünkü milleti için kötü olabilecek hiçbir şey yapmamıştır.
Yine yaptıklarından sonra “biz bu işte ihanet ettik” diyecek kadar yanlış işlere de imza atmamıştır.
Yaptığı tüm işler milleti için hep doğru şeyler olmuş, milletin hayrına ve gelişmesine vesile olmuştur.
Bugün Atamızın yaptıkları ve oluşturdukları üzerinde yükselen şeylere sahibiz. O’nun kurduğu devlette özgür vatandaşlar olarak yaşamaktayız. Kurduğu bu Cumhuriyet, devrimlerinin ışığında çağdaş bir ülke olabilmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında yaptığı üretim hamleleri etkisi ile yıllardır sata sata bitiremediğimiz varlıklara sahip olduk.
Kurucumuz ve bizlere bağımsız bir vatan bir devlet bırakan, bu devleti dünyada saygın bir yerde konumlandıran, devrimleri ile milletine ışık tutan bu insana saygısızlık yapılabilir mi?
Arkasından ileri geri konuşulabilir mi?
Her fırsatda ve vesileler ile O’nu küçültmeye çalışmanın, yaptıklarını değersizleştirme çabaları göstermenin, kurduğu devletin nimetlerinden yararlanarak yapılıyor olması doğru mu?
Hak mı?
Hukuk mu?
O’na yapılan yanlışları, söylenen haksız sözleri, mesnetsiz eleştirileri, kabul edilemez davranışları görmüyor, duymuyor, fark etmiyor değiliz.
Bunu yapanları inanın biz affetsek bile Allah affetmez.
O nedenle bizde bir laf vardır “Allah’tan korkmaz, kuldan utanmaz” derdi büyüklerimiz, Atalarımız.
İşte böylesine saygıyı hak eden bir insana, kurucumuza ve devletimizin Ata’sına bu laf edilir mi?
Kurduğu Cumhuriyete “çömez” denir mi?
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.