• 08 April 2019, Monday 8:55
YılmazKaya Aylanç

Yılmaz Kaya Aylanç

Hakkını teslim etmek gerek …

Halk, seçimlerden tam not alarak bir kez daha demokrasiye olan inancını ve bu yolda gideceğini ortaya koymuştur. Birkaç istenmeyen olay olsa da seksen iki milyonluk geniş bir coğrafyada yapılan yerel seçimler barış içinde tamamlanmıştır.

Seçimlerin kesin olmayan sonuçlarına bakıldığında bundan önceki yazımda belirttiğim ve büyük risk aldığını yazdığım sayın Cumhurbaşkanı ne yazık ki toplamda aldığı oy bakımından kaybı yok dense de, büyük şehirleri kaybetmiş, bu da yetmiyormuş gibi MHP ile girdiği yarışların hepsinde de hemen hemen MHP’ye yenilmekten kaçamamıştır.

İktidar açısından ağır bir darbe başkentin kaybedilmiş olması ile alınmıştır. Ancak bundan daha büyük darbeyi, “aşkım” olarak nitelendirdiği ve benim “psikolojik duvar” olarak ifade ettiğim İstanbul’un kaybedilmesi ile başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzer Adalet ve Kalkınma Partisi bu yerel seçimde almış oldu.

Yine bu yerel seçimde, 25 yıldır yerel yönetimlerde 17 yıldır da iktidarda olan bir parti kaybedebileceğini yaşamış oldu. Bu alışık olmadık bir durum olduğundan ileriki zamanda yaratacağı travmaları ben de merak ediyorum.

Öyle ki sayın Cumhurbaşkanı “kazansalar bile yönetemeyecekler” diyerek gelecek günlerde neler olacağına dair ip uçlarını bize veriyor.

Bu seçim, iktidar alışkını olan bir partinin ve yöneticilerinin bundan sonra ne yapacağız şaşkınlığını yaşamalarına da neden oldu. Ülkenin en büyük ilk iki kentinin belediyelerinde binlerce kişi çalışmakta ve trilyonlarca bütçe de yine bu iki kentte bulunmaktadır. Bu çalışmalar ve bu bütçe şimdi bir başka partiye geçmekte. Buralarda kurulmuş olan rutinlerin değişecek olması da yine önümüzdeki günlerde maraza çıkaracak konulardan biri olacak gibi gözüküyor.

Kaybetmeyi unutmuş ve her seçimde mutlak kazanacakları duygusu ile patlayan özgüven ile yönlenmiş bir siyaset şimdilerde gözlerine ve kulaklarına inanamaz durumda. Kaybedemezlerdi, nasıl oluyordu? Nerede hata yapmışlardı? Doğru bir özeleştiri ile bunları konuşacak olan iktidar ne yazık ki seçimi manipüle etme çabasını anımsatan bir duruşu seçim gecesi yaşatmış olmakla demokrasi açısından sınıfta kalmıştır.

Devletin haber organı olan Anadolu Ajansı sanki talimat beklermişcesine seçim gecesi sonuçları yayınlamayı saatlerce durdurdu. Başka bir kaynağı olmayan ülkede seçimler saat 23 sularında takıldı kaldı. Bu çağda bu zamanda olacak bir şey değil. Hiçbir açıklama yapılmamış olması da kuşkuları artıran başka bir durum. Başka bir kaynağın olmaması da ayrıca düşünülmesi gereken bir konu. Oysa devlete ait olan kurum aynı TRT gibi iktidara çalışmasını alenen belgelemiş ve kuruluş kanununa aykırı davranmaktan çekinmemiştir.

Ancak ne olursa olsun sonuçlar birkaç güne kadar netleşecek ve iktidar, başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere kaybettiklerini görecekler.

Parti içinde yapacakları birçok şey olabilir. O bizim konumuz değil. Tabii ki evin içinde istedikleri düzenlemeleri yapacaklardır. Ancak evin dışında ne yapacakları bizler için önemli.

Seçim yapılmış ve bitmiştir. Kazanan kazandı, kaybeden kaybetti. Herkes sonucu saygıyla karşılamalıdır. Kaybedenler bunun acısını çıkarmak peşinde olmamalıdırlar.

Kaybedenler, yerlerini tebrik ederek kazananlara bırakmalı ve seçmenin kararına saygı göstermelidirler. Kazananlar da kaybedenleri utandırmamalıdır.

Bu seçimde muhalefet uzun yıllar sonra kazanabileceğini görerek umutlandı haklı olarak. Çok beklenmişti bu an. Bir müddet tadını çıkaracaklardır. Ancak ekonominin iyi gitmediği bir süreçte büyük şehirleri yönetmek gibi ve üstelik devletten (yeterince) destek görmeden yönetmek gibi bir durum içinde olacaklar. Bu şartlarda da başarılı olmak zorundalar. Mutlaka başarmalılar.

Kaybedenler, ilk kez kaybetmenin moral bozukluğu içindeler. Onlar da belli bir zamanı kendilerine gelmek için kullanacaklardır. Doğrusu da budur. Daha sonra sakinleşeceklerdir.

Her şey normale döndüğünde herkes görecektir ki kazanan ‘demokrasimiz’ olacaktır.

Her şey normale döndüğünde kimsenin yerinin sonsuza kadar olmadığını anlamış olacaklardır. Bundan sonrasını da buna göre yaşayacaklardır. Her şey normale döndüğünde vatandaşın gerektiği zaman “ben” diyenlere “hayır sen değil biz” diyebileceğini gösterdiğini herkes görecektir. Her şey normale döndüğünde nefret, şiddet ve kötü dil kullananların, korku salarak kazanmaya çalışanların tencere karşısında nasıl da kaybettiklerini / kaybedebildiklerini görmüş olacaklardır.

Şimdi herkesin sakinleşip kazananları kutlaması gereken zamandır. Şimdi süratle normalleşmeye çalışma zamanıdır. Şimdi hukukun üstünlüğü gözetilerek adil ve adaletli iş yapma zamanıdır. Şimdi ranta değil halka hizmet zamanıdır. Şimdi yeniden değerlerin ve emeğin geçerli olduğu zamanlara ulaşma zamanıdır. Şimdi kimsenin yatağa aç girmeyecek günleri yaşatma zamanıdır. Şimdi her alanda üretme ve adilce bölüşme zamanıdır. Şimdi sadece bir kesime değil halkın tamamına hizmet zamanıdır.

Şimdi hak edenlere hakkını teslim etme zamanıdır.

(02.04.2019)

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık