- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 08 April 2019, Monday 8:55
- 3250 kez okundu
Halk, seçimlerden tam not alarak bir kez daha demokrasiye olan inancını ve bu yolda gideceğini ortaya koymuştur. Birkaç istenmeyen olay olsa da seksen iki milyonluk geniş bir coğrafyada yapılan yerel seçimler barış içinde tamamlanmıştır.
Seçimlerin kesin olmayan sonuçlarına bakıldığında bundan önceki yazımda belirttiğim ve büyük risk aldığını yazdığım sayın Cumhurbaşkanı ne yazık ki toplamda aldığı oy bakımından kaybı yok dense de, büyük şehirleri kaybetmiş, bu da yetmiyormuş gibi MHP ile girdiği yarışların hepsinde de hemen hemen MHP’ye yenilmekten kaçamamıştır.
İktidar açısından ağır bir darbe başkentin kaybedilmiş olması ile alınmıştır. Ancak bundan daha büyük darbeyi, “aşkım” olarak nitelendirdiği ve benim “psikolojik duvar” olarak ifade ettiğim İstanbul’un kaybedilmesi ile başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzer Adalet ve Kalkınma Partisi bu yerel seçimde almış oldu.
Yine bu yerel seçimde, 25 yıldır yerel yönetimlerde 17 yıldır da iktidarda olan bir parti kaybedebileceğini yaşamış oldu. Bu alışık olmadık bir durum olduğundan ileriki zamanda yaratacağı travmaları ben de merak ediyorum.
Öyle ki sayın Cumhurbaşkanı “kazansalar bile yönetemeyecekler” diyerek gelecek günlerde neler olacağına dair ip uçlarını bize veriyor.
Bu seçim, iktidar alışkını olan bir partinin ve yöneticilerinin bundan sonra ne yapacağız şaşkınlığını yaşamalarına da neden oldu. Ülkenin en büyük ilk iki kentinin belediyelerinde binlerce kişi çalışmakta ve trilyonlarca bütçe de yine bu iki kentte bulunmaktadır. Bu çalışmalar ve bu bütçe şimdi bir başka partiye geçmekte. Buralarda kurulmuş olan rutinlerin değişecek olması da yine önümüzdeki günlerde maraza çıkaracak konulardan biri olacak gibi gözüküyor.
Kaybetmeyi unutmuş ve her seçimde mutlak kazanacakları duygusu ile patlayan özgüven ile yönlenmiş bir siyaset şimdilerde gözlerine ve kulaklarına inanamaz durumda. Kaybedemezlerdi, nasıl oluyordu? Nerede hata yapmışlardı? Doğru bir özeleştiri ile bunları konuşacak olan iktidar ne yazık ki seçimi manipüle etme çabasını anımsatan bir duruşu seçim gecesi yaşatmış olmakla demokrasi açısından sınıfta kalmıştır.
Devletin haber organı olan Anadolu Ajansı sanki talimat beklermişcesine seçim gecesi sonuçları yayınlamayı saatlerce durdurdu. Başka bir kaynağı olmayan ülkede seçimler saat 23 sularında takıldı kaldı. Bu çağda bu zamanda olacak bir şey değil. Hiçbir açıklama yapılmamış olması da kuşkuları artıran başka bir durum. Başka bir kaynağın olmaması da ayrıca düşünülmesi gereken bir konu. Oysa devlete ait olan kurum aynı TRT gibi iktidara çalışmasını alenen belgelemiş ve kuruluş kanununa aykırı davranmaktan çekinmemiştir.
Ancak ne olursa olsun sonuçlar birkaç güne kadar netleşecek ve iktidar, başta sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere kaybettiklerini görecekler.
Parti içinde yapacakları birçok şey olabilir. O bizim konumuz değil. Tabii ki evin içinde istedikleri düzenlemeleri yapacaklardır. Ancak evin dışında ne yapacakları bizler için önemli.
Seçim yapılmış ve bitmiştir. Kazanan kazandı, kaybeden kaybetti. Herkes sonucu saygıyla karşılamalıdır. Kaybedenler bunun acısını çıkarmak peşinde olmamalıdırlar.
Kaybedenler, yerlerini tebrik ederek kazananlara bırakmalı ve seçmenin kararına saygı göstermelidirler. Kazananlar da kaybedenleri utandırmamalıdır.
Bu seçimde muhalefet uzun yıllar sonra kazanabileceğini görerek umutlandı haklı olarak. Çok beklenmişti bu an. Bir müddet tadını çıkaracaklardır. Ancak ekonominin iyi gitmediği bir süreçte büyük şehirleri yönetmek gibi ve üstelik devletten (yeterince) destek görmeden yönetmek gibi bir durum içinde olacaklar. Bu şartlarda da başarılı olmak zorundalar. Mutlaka başarmalılar.
Kaybedenler, ilk kez kaybetmenin moral bozukluğu içindeler. Onlar da belli bir zamanı kendilerine gelmek için kullanacaklardır. Doğrusu da budur. Daha sonra sakinleşeceklerdir.
Her şey normale döndüğünde herkes görecektir ki kazanan ‘demokrasimiz’ olacaktır.
Her şey normale döndüğünde kimsenin yerinin sonsuza kadar olmadığını anlamış olacaklardır. Bundan sonrasını da buna göre yaşayacaklardır. Her şey normale döndüğünde vatandaşın gerektiği zaman “ben” diyenlere “hayır sen değil biz” diyebileceğini gösterdiğini herkes görecektir. Her şey normale döndüğünde nefret, şiddet ve kötü dil kullananların, korku salarak kazanmaya çalışanların tencere karşısında nasıl da kaybettiklerini / kaybedebildiklerini görmüş olacaklardır.
Şimdi herkesin sakinleşip kazananları kutlaması gereken zamandır. Şimdi süratle normalleşmeye çalışma zamanıdır. Şimdi hukukun üstünlüğü gözetilerek adil ve adaletli iş yapma zamanıdır. Şimdi ranta değil halka hizmet zamanıdır. Şimdi yeniden değerlerin ve emeğin geçerli olduğu zamanlara ulaşma zamanıdır. Şimdi kimsenin yatağa aç girmeyecek günleri yaşatma zamanıdır. Şimdi her alanda üretme ve adilce bölüşme zamanıdır. Şimdi sadece bir kesime değil halkın tamamına hizmet zamanıdır.
Şimdi hak edenlere hakkını teslim etme zamanıdır.
(02.04.2019)
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.