- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 26 February 2019, Tuesday 17:15
- 3055 kez okundu
Türkiye, tarihinin belki de -özel zamanlar dışında (ikinci dünya savaşı yılları, büyük buhran v.b.)- en olumsuz yıllarını yaşamakta. Yaşanan bu yıllardaki gelişmelerin ileriki yıllara umutla bakmamızı engelleyecek durumda olması ise daha da zor yılların habercisi.
Biliyorsunuz ülkeyi tek başına idare eden sayın Cumhurbaşkanına göre geldiğimiz nokta şahane. Artık “varlık kuyrukları” olan bir ülkeyiz. Bunu da meydanlarda çok olumlu bir şeymiş gibi tüm gücüyle halka haykırıyor. Tabii halkımız da alkışlıyor.
Düşünün sayın okurlar, öyle bir ülke ki, domatesi, biberi, soğanı, salatalığı 50 kuruş 1 lira daha ucuz almak için sabahın köründe kalkacak, toplu taşıma araçlarına binecek ve bilet parası vereceksiniz, devlet manavında sıraya gireceksiniz ve sadece sınırlı miktarda (2 kilogram) o da kalmışsa alıp tekrar toplu taşım ile evinize döneceksiniz. Bu da kârlı bir iş olarak anlatılacak. Öyle mi?
Günlerdir takip ediyorum, öncelikle bu varlık kuyruklarında varlıklı hiç kimseyi göremedim. Nasıl varlık kuyruğu bu?
İkincisi, burada satılan ve ucuz olduğu söylenen zerzevatın sadece ham mal bedelinin fiyat olarak belirtilmesi doğru bir açıklama değil. Buradaki malın gerçek fiyatı olarak; nakliye, vergi, eleman, ambalaj v.b. maliyetler ile toplam elde ediliş maliyetini söylemek gerek. Sonra burada satış değerinden farkını alarak “sayın halkım ben bu ucuz diye sattığım zerzevatın devlete maliyeti bu olduğundan aradaki zarar farkı bu malı almayan diğer tüm halkımdan da alacağım vergiler ile karşılayacağım” demeliler.
Yani şehir hastaneleri, havalimanları, yollar, köprüler ve geçitlerin garanti edilmiş kârlarını karşıladıkları gibi. Bu gelir garantili işler ile çok daha ucuza devlet tarafından yapılabilecek yatırımları birkaç müteahhite yaptırıp fahiş geliri garanti edip hazineden ödemekte oldukları ve uzun yıllar daha ödeyeceğimiz gibi.
Yani her şey göstermelik ve anı kurtarmak üzerine. Oysa bu devlet sonsuz zamanı olan ve hepimizin hakkı olan devlet.
Bu konuda “halci terörist”, “aracı hain” ... “Depoları basalım, fazla fiyat ile satan esnafı sindirelim” … Tedbir dedikleri de bu.
Oysa dağdaki çoban et konusunda, çiftçi tarlada tarım konusunda, halci halde akademik ders gibi asıl yapılması gerekenleri anlatıyorlar. Bunları aşağı yukarı yoldan geçen vatandaş bile söyleyebiliyor. Ama devleti yönetenler maalesef bir türlü asıl yapılması gerekenleri yapmıyorlar.
Ya ne yapıyorlar ? İTHALAT!
Hem de azarlayarak, tehdit eder gibi.
Ülkemizin on yedi yılda geldiği durumu çok güzel anlatan bir olayı sizler ile paylaşmak istiyorum.
Bu hafta süper ligin güzide takımlarından Galatasaray takımımız Portekiz’de Benfica takımı ile UEFA kupası maçı oynadı. Gönlümüz tabii ki elemesinden yana idi. Ancak olmadı, sağlık olsun. Takımlar açıklanınca gördüğüm takımın sadece adının Türk olduğuydu. Tüm takım yabancılardan oluşmaktaydı. Bu takım başarılı olduğunda Türk futbol ekibi başarılı oldu mu diyecektik?...
Fernando Muslera, Arjantin. Mariano Ferreira Filho, Brezilya. Christian Luyindama, Demokratik Kongo. Marcos Do Nascimento Teixeira, Brezilya. Yuto Nagatomo, Japonya. Ryan Donk, Hollanda. Papa Alioune Ndiaye, Senegal. Henry Onyekuru, Nijerya. Youne Belhanda, Fransa. Sofiane Feghouli, Fransa. Mbaye Diagne, Senegal. (Yedekler- Martin Linnes, Norveç. Fernando Francisco eges, Brezilya. Kostantinos Mitroglou, Yunanistan.)
Allah’tan Fatih hoca vardı da bu takım hangi ülkenin takımı demiyoruz.
Sadece Galatasaray böyle değil tüm takımlarımız az çok benzer gibi, hatta alt ligler bile. Böyle yerli ve milli olunca da Milli takımımız daha yeni bir alt lige düştü ve alt sıralarda sıradan bir takım oldu. Gençler kendilerine yeterince yer bulamıyor ve sporun bu tarafında içler acısı bir durum yaşıyoruz. Bu durumun getirdiği ekonomik tablo da en az “futboldaki başarılar” kadar iç sızlatır durumda.
Sonra aynı soru “sporda neden beklenen başarı gelmiyor beyler”?
Ancak anlayış aynı olunca, ülke ve içindeki tüm unsurlar da böyle oluyor. İşin kolayı: Çözemeyince İTHALAT yap geç.
Buğday; Rusya, Almanya, Fransa, Ukrayna. Arpa; İngiltere, Hırvatistan. Saman; Gürcistan. Pamuk, ABD, Yunanistan, Türkmenistan, Hindistan. Soya; Arjantin. Mısır; ABD, Arjantin, Brezilya. Çeltik ve Pirinç; ABD, İtalya, Vietnam, Tayland. Kuru Fasulye; Etiyopya, Bangladeş, Mısır, Çin. Nohut; Kanada. Bezelye; ABD, Ukrayna, Kanada. (Yedekler/ Tohum; İsrail. Canlı hayvan; Uruguay, Brezilya, Arjantin, Avustralya. Et; Fransa, Romanya, Macaristan, Bosna Hersek, Rusya.
Anlayış aynı.
Yerli ve milli olduklarını söyleyen iktidar hemen her konuda tam tersi pozisyonda uygulamalarına devam etmekte. Peki üretmeden nasıl çıkacağız bu karanlıktan.
Demokrasiye, özgürlüklere, hukukun üstünlüğüne, üreten ve kazanan, kazandığını adilce paylaşan bir ülke olmak bizim de hakkımız.
Yoksa bunu da mı İTHAL edeceğiz? …
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.