- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 25 November 2017, Saturday 18:17
- 3457 kez okundu
Yılmaz Kaya AYLANÇ
Bazen hiçbir kuvvetin yapamadığını, ummadığınız bir şey yapar. Bu bazen hayvan hakları ile ilgili olabilir, bazen komşu devletler ile dış politikada olabilir, bazen de MAZOT ile ilgili olabilir.
Yani ekonomi!
Hani hep anlatılır ya, padişah vergileri arttırıp veziri halkın arasına salar ve tepkiyi sorarmış. Vezir de her seferinde “biraz homurdanma var ama asayiş berkemal padişahım” dermiş. Bir süre sonra padişahın dayanılmaz müsrifliğinden hazinede para yine bitince aynı süreç tekrar tekrar yaşanır olmuş. Her seferinde padişah vezirden aynı yanıtları alınca yaşantısına devam etmiş. Son kere yine vergiyi arttırdığında vezirini halkın içine göndermiş ve tepkiyi beklemiş. Vezir bir süre sonra padişahın huzuruna çıkmış ve “padişahım halk gülüyor” demiş. Bunun üzerine padişah “tamam, halk son noktaya gelmiş, vergi artışlarını durdurun” talimatı vermiş.
Çağdaş ülkelerde halkın gülmesi/göbek atması beklenmez. Defalarca maliye bakanı veya ekonomiden sorumlu bakanlar yeterince tasarruf edilmediğinden, yeterli sermayenin oluşmadığından şikayetçiler. Halkı her anlamda tasarrufa davet etmekteler. Halkın tasarruf edebilmesi için, asgari yaşamını sağlayabilmesi, arta kalan parasını da tasarruf etmesi beklenir. Eylül 2017 itibari ile 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 1,522.-TL., yoksulluk sınırı 4,960.-TL. asgari ücret 1,404.-TL. Peki bugün için halkın böyle bir tasarrufu yapabilecek hali var mıdır?
Çiftçinin, başta MAZOT olmak üzere tüm girdileri pahalanırken ürettiği ürün geçen yıldan daha ucuz. Ama hükümet ne yapıyor, ithalat!
İşçi, tarihin en yüksek işsizliğinin yaşandığı yılları yaşıyor. İş bulursa asgari ücretten başka şansı nerdeyse olmuyor. Geçim derdi aileleri kasıp kavuruyor. Ama hükümet ne yapıyor, asgari ücreti arttırmıyor, taşeron yasası çıkmıyor, yurt dışı ithalat ile diğer ülke işçilerine kazandırmaya devam ediliyor.
Esnaf, çoğu kere siftah edememenin, eve para götürememenin çaresizliği içinde. Ödenemeyen dükkan kiraları ile ne yapacağını bilemez durumda. Şehirlerde halâ çıkarılamayan AVM yasası nedeniyle neredeyse sokaklarımıza kadar girmiş holding mağazaları esnafı bitirmiş durumda.
Sanayicinin, küçük bir kısmının dışında mutlu olduklarını söyleyebilir miyiz? Faizlerin ve kurların aynı zamanda artmış olması, daralan iç piyasa onları da kara kara düşündürmekte. Yeni yatırımlar olmadıkça ne işsizlik, ne de geçim sıkıntısının üstesinden gelmek mümkün değil. Yani nereye elimizi atsak tutar tarafı kalmadığını görüyoruz.
Tüm bu olumsuzluklara karşın, nedense hükümet edenler ekonominin uçtuğundan bahsetmekteler. Uçmak ifadesinin, verilen örneklerde, bir şeyin daha iyi olduğunu/olacağını anlatılırken kullanıldığını biliyoruz. Yani ekonomi uçtu/uçuyor denildiğinde, demek ki ekonomi daha da iyi olacak diye anlamamız gerekiyor.
Peki sizce ekonomi uçuyor mu?
Amerikan doları 2002’de 1,65TL. 2017’de 4,0TL.
Euro 2002’de 1,73TL. 2017’de 4,60 TL.
Çeyrek Altın 2002’de 29.-TL. 2017’de 258.-TL.
Dış borç 2002’de 139 mia $ 2017’de 432 mia $
Benzin 2002’de 1,64 TL. 2017’de 5,52 TL.
MAZOT 2002’de 1,30TL. 2017’de 5,05 ve hani buğday? Yok! Üretim yetmiyor ve nerelerden buğday ithal eder olduk … Ya bakın 1 lt. mazot için 2002’de 3,17 kg buğday verirken köylü vatandaşım, bugün yani 2017’de 5,32 kg. buğday vermek zorunda kalmakta. Ne uçuş ama değil mi?
EKMEK 2002’de 25 krş., 2017’de 1,25TL.
ET 2002’de 8,29 TL. 2017’de 31.-TL.
Nasıl, sizce uçuyor muyuz?
Ama bir dakika, haksızlık etmeyelim, uçtuğumuz bazı şeyler var tabii. Örneğin;
Milletvekili maaşları 2002’de 4,500.-TL. 2017’de 17,000.-TL.
CB maaşı 2002’de 5,279.-TL. 2017’de 35,295.-TL.
Peki Cumhurbaşkanlığı harcamaları ne kadardır dersiniz? Örneğin Sn. Ahmet Necdet Sezer 7 yılda ne kadar harcamış: 167.4 mio lira. Sonra Sn. Abdullan Gül bey 7 yılda 722 mio lira harcamış. Önceki Cumhurbaşkanına göre harcamalar 4 kat artmış. Peki halen aynı görevi sürdüren Sn. Erdoğan 1,5 yılda ne kadar harcamış dersiniz? 2 milyar 800 milyon! Ana muhalefet partisi genel başkanı Sn. Kılıçdaroğlu böyle iddia etmekte (19.01.2016 grup toplantısı). Bence çoğu vardır azı yoktur. Neden böyle diyorum, kendi ifadesi neydi anımsayalım “itibardan tasarruf olmaz”! Valla bu söze söylenecek hem çok şey var hem pes demek var.
Sonuç olarak ülkemiz her alanda ve aşağı yukarı her kesimde ciddi bir ekonomik sıkıntı yaşarken, gelecek açısından tünelin ucunu bir türlü göremezken, iktidar kanadında vur patlasın çal oynasın anlayışı devam ettiği gibi, “ekonomi uçuyor” söylemine kendilerinin de en azından önemli bir kesimin inanmış görünmesi, gelecek açısından bizleri daha fazla endişelendiriyor. Düne kadar faiz konusunda yetkilileri dövercesine azarlayan söylem bugünlerde nedense söylenmez oldu. Yastık altındaki dolar ve altın formülleri de tekrarlanmaz oldu. Tabii o sırada bunları yapan sade vatandaş ciddi zarar etti, o da cabası. Tarımı bitirip de her çaresizlikte ithalata kapı gösterenler, bugün artan dolar kuru nedeniyle halkı bir kez daha zarara uğratmış oldular. Gümrüksüz ithalat ile devlet gelirlerinden, üretici kârından halk ise daha pahalıya sahip olacağı ürünler nedeniyle topyekün zarar etmiş olmaktayız.
Her güzel nutuk bir yere kadar. Anadolu’da bir laf vardır: “Lafla peynir gemisi yürümez”. Lafın bittiği yer ekonomidir.
Gelelim başladığımız yere. 2002’den bu yana ne yapıldıysa bu halk sakinliğini bozmadı, istikrar dediler, rejim dediler, fetö dediler hep arkasında oldular iktidarın (çoğunluk ile). Yaptılar, bozdular, yine yaptılar yine bozdular. Bozulmadık, girilmedik, değiştirilmedik ve de satılmadık hemen hiçbir şeyimiz kalmadı ve halkımız yine de sükunetini bozmadı.
Ama bu MAZOT var ya bu MAZOT, istediğiniz gibi artırdınız, eksiltiniz, artırdınız, eksilttiniz ne istediyseniz yaptınız. Beyler bu MAZOT kral çıplak demeye aday.
Bir derse, sonrasında seyreyleyin ortalığı.
Bu yapıp bozmalara, inatla halka rağmen sürdürülen politikalara, halk sandıkta gereken yanıtı verecektir.
Bunun adı MAZOT’tur MAZOT …
(20.11.2017)
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
11.12.2018 Çocuklarımız için …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.