- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 11 December 2018, Tuesday 7:52
- 3023 kez okundu
Türkiye Cumhuriyeti uzunca bir süredir kuruluş felsefesinden uzaklaştığı gibi, yönetim sistemini de değiştirerek, geri dönüşü oldukça zora sokan yasal değişiklikleri de yaşadı, yaşamakta.
Uzun yıllar sağ iktidarların ülkeyi yönetmesinin yanında son olarak en agresif yönetim kadroları şu an ülkeyi yönetmektedir.
Bu gidişi değiştirebilecek ve doğal dengeyi sağlayacak olan sosyal demokrat iktidarları ise bu şansı ya çok az bulabildiler ya da hiç bulamadılar. Oysa ülke seçmeninin yarısı iktidar ile aynı fikirde değil.
Burada sosyal demokratlara çok çok büyük sorumluluk düşmekte.
Ülkemizde uzun yıllardır süren tek partili iktidarın, sistem değişikliği ile de devletin tamamına hakim olduğunu düşünürsek her şey dünden daha zor olacaktır rakip partiler için. Bu partilerden en büyüğü ve ana muhalefet olması nedeniyle gündemimiz muhalefetin, ana muhalefetin sorumluluğu ...
Türkiye çok ciddi kırılmalardan geçti. Ana depremin fay hatları gibi ilki sistem değişikliğini sağlayan anayasa referandumu, sonraki fay hattı Cumhurbaşkanlığı seçimi, üçüncü fay hattı ise genel seçimler. Bunların tamamı iktidar partisinin kazanması ile sonuçlandı. Son fay hattı ise Mart 2019’da yapılacak olan yerel seçimlerdir.
31 Mart 2019 yerel seçimleri basit bir yerel seçim değildir. Bunu ana muhalefet parti lideri sayın Kılıçdaroğlu da belirtti. Neden böyle dedi, yerel yönetim seçimleri “Büyükşehirlerde ve özellikle de Ankara ve İstanbul’un da kazanılması halinde mevcut iktidarın meşruiyetini sorgularız …”
Evet bu denli bir zafer elde edilmesi halinde iktidarın huzurunun kaçacağı kesin, hele de muhalefet bunu iyi kullanabildiği, iyi yönetebildiği takdirde buradan iktidara bile gidilebilir. İktidara gidilmesi demek, sistemin geri döndürülmesi için iyi bir fırsat demek.
İşte tam da burada iyi yönetmek, iyi kullanabilmek konusunda ciddi ama çok ciddi endişeler yaşanmakta. Bu endişeleri yaşayanlar 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası çoğunluğu kaybeden iktidarın ne yapıp edip 1 Kasım 2015 tarihinde yaptırdığı erken genel seçimle tekrar çoğunluğa sahip olması, hafızalarda tazeliğini koruyor.
Neler olduğu ile ilgili geriye gidip bildiklerinizi yinelemeyeceğim. Bu dersten sonra 31 Mart yerel seçimlerinde bizleri nelerin beklediği, nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi konulara dikkat çekmek istiyorum.
Bugün itibari ile İYİ Parti ile yapılmak istenen çalışmanın henüz tam istenildiği gibi sürmediği bilgisini almaktayız. Daha da önemlisi, parti içinde hangi konuda ne yapılacağı, bunun hangi oluşturulan kurul ile yapılacağı, çalışmaların sonuçlanacağı tarihleri, kamuoyuna açıklanacak tarihleri gibi pek çok konu henüz açıkta durmakta. Ve tabii gecikilmekte.
Bugüne kadar oyunu artırmak isteyen ana muhalefet partisinin bunu kendi öz kaynaklarından yapmak yerine, başka kaynakları kullanma ısrarının ne yazık ki halâ sürdüğü görülmekte.
Bazen çok az şeye sahip olup, oyunu doğru kurarak ve doğru yöneterek çok büyük sonuçları elde edebilirsiniz. Bunun için de belki doğru değişimleri yapmak ve bu konuda kurumsallaşmak önemli olabilir. Yeşermesi ve daha iyi verim vermesi için budama doğru şekilde yapıldığında görüyoruz ki çok işe yarıyor. Bunun yöntemi de doğaçlama değil, tüzükte yapılacak değişiklikle partideki her görevin görev sürelerinin belirlenmesidir. Parti yetkili organları bu konuda alacakları karar, partinin ve dolayısı ile ülkenin geleceği için çok önem arz edecektir.
Bu yolla da, parti içinde yolları ayırmaya varan ya da kan davası gibi kırıcı olan çekişmeler bitebilir. Parti, cephe gerisindeki savaştan cephedeki savaşa ne güç ne de yeterince zaman veremediği gibi konsantrasyonu da tam anlamıyla olmuyor.
Sonuçta kırgınlıklar, kızgınlıklar, yitirilen seçimler hepsi güzel hoş da, ya ülkemizin geleceği!..
CHP tarihi sorumluluğunu hatırlamalıdır. Bir an önce bu değişimleri yaparak taze kanla ve yeni bir enerji ile örgütünün tamamını seçimlere konsantre ederek yürümelidir.
Kaybeden sadece CHP olmuyor! Kaybeden Atatürk Türkiye’si, inkılapları, Cumhuriyet değerleri, çağdaşlık, bilim, sanat, eğitim, özgürlükler, adalet, barış, yani sizin anlayacağınız çocuklarımızın geleceği.
Çocuklarımızı yurt dışında okul ve iş ararken görmek istemiyoruz sayın yetkililer …
(05.12.2018)
-
02.08.2021 Tercihler …
-
26.06.2021 Hak yemek …!
-
18.05.2021 Türkiye – ABD ilişkileri
-
14.04.2021 Şimdi Cesaret Zamanı …
-
25.03.2021 Yönetemiyorsunuz …
-
18.02.2021 Zihniyet …
-
29.01.2021 Reform mu?
-
14.01.2021 Ben … Ben … Ya bizler …?
-
15.12.2020 Katar mı, katmaz mı?
-
12.10.2020 Tarikatlar, cemaatler …
-
05.09.2020 Müjde …
-
07.08.2020 Peki şimdi ne olacak?...
-
16.07.2020 Korkmadan yaşamak …
-
01.06.2020 Yemin …
-
11.05.2020 Maske …
-
30.04.2020 Bugünde de mi siyaset …
-
27.04.2020 Vicdanlarda adalet sağlandı mı?
-
16.04.2020 Sizce …?
-
03.04.2020 Şimdi sıra devlette * …
-
21.03.2020 Sağlıklı günlere, hep birlikte …
-
29.02.2020 Huzur için …
-
08.02.2020 Doğru yolu bulmak …
-
04.01.2020 Ya Kanal! Ya İstanbul!
-
13.12.2019 BİZİ DUYAN VAR MI!?
-
27.11.2019 O EL...
-
13.11.2019 Parti devlet olunca...
-
26.10.2019 Ne, neden, niçin!
-
01.10.2019 Hak etmiyoruz …
-
13.09.2019 Biraz saygı Sayın Diyanet …
-
19.08.2019 ‘Sarı Kızlar’ …
-
29.07.2019 Bir arpa boyu …
-
13.07.2019 Nereye gidiyoruz dersiniz?
-
03.07.2019 Sağol Ekrem Başkan …
-
17.06.2019 Seçilmişler …Atanmışlar …
-
14.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
01.06.2019 Ekonomi ve beka …
-
14.05.2019 Kara günlerden mavi günlere mi?
-
30.04.2019 Örnekolmak …
-
18.04.2019 Hoş geldin İmamoğlu, özlemişiz …
-
16.04.2019 Kazanan farklı olunca …
-
08.04.2019 Hakkını teslim etmek gerek …
-
01.04.2019 Tünelin Ucu …
-
23.03.2019 Olamaz mı?
-
10.03.2019 Yerel Yönetim Seçimleri ve Cumhurbaşkanı …
-
04.03.2019 “Çömez Devlet” mi?
-
26.02.2019 “Yaşasın ithalat” …
-
16.02.2019 “Devlet Manavları” …
-
07.02.2019 Beka …
-
29.01.2019 Bu ne lahana turşusu …
-
15.01.2019 ‘2019 Atatürk Yılı’!
-
14.01.2019 Nicelik mi? Nitelik mi?
-
07.01.2019 “Bay Kemal”den “CeHaPe”ye …
-
31.12.2018 Ne güzel şeysin sen ‘Umut’ …
-
27.12.2018 Neden Rabia?…
-
24.12.2018 Millete bağırmaktan vazgeçin …
-
18.12.2018 Aklımızla dalga geçmek mi?
-
14.12.2018 Dur diyebilirsin …
-
07.12.2018 Umutsuzluk yok, her şeye rağmen …
-
23.11.2018 Türkiye’de Suriyeli olmak varmış …
-
14.11.2018 Bir Grup Konuşması daha … Ve alkışlar, alkışlar …
-
01.11.2018 Atatürk, Kırmızı Çizgi ve Türkiye Cumhuriyeti
-
29.10.2018 Sahi, neden İş Bankası?
-
16.10.2018 Doğru hangisi … Yetişemiyoruz!
-
01.10.2018 Hak etmiyoruz! …
-
16.09.2018 AYNI GEMİ...
-
04.09.2018 Derin Sessizlik …
-
13.08.2018 Bıktık artık!..
-
07.08.2018 Eğitim ve Okullar
-
28.07.2018 ‘Önce Demokrasi’ ise verin imzayı …
-
23.07.2018 Nereye kadar …?
-
17.07.2018 İstikrar diye % 50 + 1 kişi, ya ekonomi?
-
10.07.2018 Cumhuriyet Kültürü ve Haksızlık …
-
18.06.2018 Kazanan da kaybeden de Halk …
-
11.06.2018 Nasıl ……?
-
04.06.2018 19 Mayıs ve Kurucu Meclis
-
29.05.2018 Filistin
-
14.05.2018 Millet “TAMAM” derse …
-
05.05.2018 Her şey Türkiye için …
-
02.05.2018 Erken - Hızlı - Baskın Seçime Doğru …
-
28.04.2018 23 Nisan, Neşe doluyor insan ….?
-
21.04.2018 Ey Amerika, Ey Fransa … Ey İnsanlık!
-
07.04.2018 Ey Özgürlük!…
-
30.03.2018 O’nu hep sevdim ve daima seveceğim!
-
23.03.2018 Osmanlı’dan kalan
-
28.02.2018 Neler oluyor?
-
14.02.2018 ‘Büyük’ olmak
-
06.02.2018 Lider
-
27.01.2018 ‘Ana Muhalefet’ …
-
20.01.2018 Diyanet işleri, İmam ve Hatip eğitimi …
-
13.01.2018 Demokrasi ve Muhalif olmak
-
06.01.2018 Gerçek mağdurlar
-
02.01.2018 Ne zaman bahar gelecek?
-
25.12.2017 “Tarımda Dünya Birincisi Türkiye” …
-
16.12.2017 “Siyasetçi İmamlar” …
-
13.12.2017 Devlet Tek Adam Olabilir mi?
-
03.12.2017 Kim bu adam?
-
25.11.2017 Ekonomi = Mazot
-
18.11.2017 Samimiyet
-
09.11.2017 10 Kasım ATATÜRK
-
09.11.2017 İnsaf beyler insaf!
-
09.11.2017 Yaz saati ve inat
-
09.11.2017 Geri istiyorum!
-
09.11.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
08.11.2017 Sandıkta çözmek
-
04.11.2017 Alkışlar !?..
-
31.10.2017 Atatürk ve Cumhuriyeti
-
28.10.2017 Senin benim için değil ‘hepimiz’ için Adalet!
-
21.10.2017 Geri istiyorum!
-
14.10.2017 İnsaf beyler insaf!
-
30.09.2017 Sandıkta çözmek
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.