• 11 December 2018, Tuesday 7:52
YılmazKaya Aylanç

Yılmaz Kaya Aylanç

Çocuklarımız için …

Türkiye Cumhuriyeti uzunca bir süredir kuruluş felsefesinden uzaklaştığı gibi, yönetim sistemini de değiştirerek, geri dönüşü oldukça zora sokan yasal değişiklikleri de yaşadı, yaşamakta.

Uzun yıllar sağ iktidarların ülkeyi yönetmesinin yanında son olarak en agresif  yönetim kadroları şu an ülkeyi yönetmektedir.

Bu gidişi değiştirebilecek ve doğal dengeyi sağlayacak olan sosyal demokrat iktidarları ise bu şansı ya çok az bulabildiler ya da hiç bulamadılar. Oysa ülke seçmeninin yarısı iktidar ile aynı fikirde değil.

Burada sosyal demokratlara çok çok büyük sorumluluk düşmekte.

Ülkemizde uzun yıllardır süren tek partili iktidarın, sistem değişikliği ile de devletin tamamına hakim olduğunu düşünürsek her şey dünden daha zor olacaktır rakip partiler için. Bu partilerden en büyüğü ve ana muhalefet olması nedeniyle gündemimiz muhalefetin, ana muhalefetin sorumluluğu ...

Türkiye çok ciddi kırılmalardan geçti. Ana depremin fay hatları gibi ilki sistem değişikliğini sağlayan anayasa referandumu, sonraki fay hattı Cumhurbaşkanlığı seçimi, üçüncü fay hattı ise genel seçimler. Bunların tamamı iktidar partisinin kazanması ile sonuçlandı. Son fay hattı ise Mart 2019’da yapılacak olan yerel seçimlerdir.

31 Mart 2019 yerel seçimleri basit bir yerel seçim değildir. Bunu ana muhalefet parti lideri sayın Kılıçdaroğlu da belirtti. Neden böyle dedi, yerel yönetim seçimleri “Büyükşehirlerde ve özellikle de Ankara ve İstanbul’un da kazanılması halinde mevcut iktidarın meşruiyetini sorgularız …”

Evet bu denli bir zafer elde edilmesi halinde iktidarın huzurunun kaçacağı kesin, hele de muhalefet bunu iyi kullanabildiği, iyi yönetebildiği takdirde buradan iktidara bile gidilebilir. İktidara gidilmesi demek, sistemin geri döndürülmesi için iyi bir fırsat demek.

İşte tam da burada iyi yönetmek, iyi kullanabilmek konusunda ciddi ama çok ciddi endişeler yaşanmakta. Bu endişeleri yaşayanlar 7 Haziran 2015 seçimleri sonrası çoğunluğu kaybeden iktidarın ne yapıp edip 1 Kasım 2015 tarihinde yaptırdığı erken genel seçimle tekrar çoğunluğa sahip olması, hafızalarda tazeliğini koruyor.

Neler olduğu ile ilgili geriye gidip bildiklerinizi yinelemeyeceğim. Bu dersten sonra 31 Mart yerel seçimlerinde bizleri nelerin beklediği, nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi konulara dikkat çekmek istiyorum.

Bugün itibari ile İYİ Parti ile yapılmak istenen çalışmanın henüz tam istenildiği gibi sürmediği bilgisini almaktayız. Daha da önemlisi, parti içinde hangi konuda ne yapılacağı, bunun hangi oluşturulan kurul ile yapılacağı, çalışmaların sonuçlanacağı tarihleri, kamuoyuna açıklanacak tarihleri gibi pek çok konu henüz açıkta durmakta. Ve tabii gecikilmekte.

Bugüne kadar oyunu artırmak isteyen ana muhalefet partisinin bunu kendi öz kaynaklarından yapmak yerine, başka kaynakları kullanma ısrarının ne yazık ki halâ sürdüğü görülmekte.

Bazen çok az şeye sahip olup, oyunu doğru kurarak ve doğru yöneterek çok büyük sonuçları elde edebilirsiniz. Bunun için de belki doğru değişimleri yapmak ve bu konuda kurumsallaşmak önemli olabilir. Yeşermesi ve daha iyi verim vermesi için budama doğru şekilde yapıldığında görüyoruz ki çok işe yarıyor. Bunun yöntemi de doğaçlama değil, tüzükte yapılacak değişiklikle partideki her görevin görev sürelerinin belirlenmesidir. Parti yetkili organları bu konuda alacakları karar, partinin ve dolayısı ile ülkenin geleceği için çok önem arz edecektir.

Bu yolla da, parti içinde yolları ayırmaya varan ya da kan davası gibi kırıcı olan çekişmeler bitebilir. Parti, cephe gerisindeki savaştan cephedeki savaşa ne güç ne de yeterince zaman veremediği gibi konsantrasyonu da tam anlamıyla olmuyor.

Sonuçta kırgınlıklar, kızgınlıklar, yitirilen seçimler hepsi güzel hoş da, ya ülkemizin geleceği!..

CHP tarihi sorumluluğunu hatırlamalıdır. Bir an önce bu değişimleri yaparak taze kanla ve yeni bir enerji ile örgütünün tamamını seçimlere konsantre ederek yürümelidir.

Kaybeden sadece CHP olmuyor! Kaybeden Atatürk Türkiye’si, inkılapları, Cumhuriyet değerleri, çağdaşlık, bilim, sanat, eğitim, özgürlükler, adalet, barış, yani sizin anlayacağınız çocuklarımızın geleceği.

Çocuklarımızı yurt dışında okul ve iş ararken görmek istemiyoruz sayın yetkililer …

(05.12.2018)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık