• 07 August 2018, Tuesday 20:15
YılmazKaya Aylanç

Yılmaz Kaya Aylanç

Eğitim ve Okullar

Yılmaz Kaya AYLANÇ -

Bugünlerde çocuklarımız hem orta okuldan liseye geçenler, hem de liseden üniversiteye geçenler heyecan ve telaş içindeler.Çünkü her iki kesim de eğitim hayatlarının kader anlarını yaşıyorlar.Önceki çalışmaları sonrası girdikleri sınavlarda gelecek yaşamları şekilleniyor olacak.Her şey doğru ise böyle olacak.

Peki böyle mi oluyor?

Tek parti iktidarının MİLLİ EĞİTİM sistemi içinde çocuklara doğru bir eğitim verildi, onlar da verimli bir çalışma yaptılar ve yarış başlangıçta ne ise aynı kurallar ile sınava gelindi ve tüm eğitimin ölçüldüğü ana geldiler.

Peki yarış başladığındaki kurallar ile mi devam etti?

Yine koalisyonsuz, muhalefetsiz, karışanın görüşenin olmadığı, her istenilenin yapıldığı tek parti iktidar politikalarında ne yazık ki değişen MEB’in haddi hesabı olmadı. Tabii her gelen “bu ne yahu” deyip her şeyi sil baştan değiştirerek sözüm ona daha iyi bir sistem getirmeye çalıştılar. Ancak bizdeki atasözüne uygun, “gelen gideni arattı” her defasında.

Tüm bu karmaşa içinde, olan önce çocuklara ve gençlere, sonra onların hep yanında olan, maddi manevi destek veren ailelere ve tabii ki ülkemizin geleceğine oldu ve olmaya devam etmekte.

Peki eleme sınavı doğru ve adil miydi?

Artık bu konuda şüpheye hiç yer olmadığını tek parti iktidarının tek adamı, Cumhurbaşkanı dahi söylemekte ki; “soruları çalmışlar, haksız olarak bazı çocuklara sınavı kazandırmışlar”.Yani çocuklarımızın emeklerini ve geleceğini, ailelerin birikimlerini ve hayallerini yok etmişler, çalmışlar. Yıllarca ve yıllarca …

Kim yaptı, nasıl yaptı, neden önlem alınamadı, bu haksızlığın mağdurları ne olacak, bu haksızlığı yaparak bir yerlere gelenler ne olacak?Varını yoğunu harcayan aileler ne olacak? Arkada bu kadar soru ve bu kadar telafi edilemeyecek haksızlık ile bugünlere geldik.

Bitti mi? Hayır!

Bunca sorunu yaratan tek parti iktidarı, ülkede el değmeyen gerçek bilim yuvası olan, ailelerin, öğrencilerin ve öğretmenlerin göz bebeği bazı okulları ise bu arada dağıtmak ve bozmak ile meşguldü.Örneğin, İstanbul Erkek Lisesi, Vefa Lisesi v.b.Bu okulların öğretmenleri, gözyaşları içinde ve veli ve öğrencilerin alkışları arasında bu okulları terk etmek zorunda bırakıldı. Neden?

Bazı iyi okullar bozulurken sistem yerinde rahat durmuyor, ne yapıyor? Akşam eve girerken karşıdaki orta okulunuz veya liseniz, çocuklarınızın okuduğu ve içinizin rahat olduğu eğitim ve öğretim kurumu sabah bir kalkıyorsunuz olmuş size imam hatip lisesi! Hadi bakalım buyurun buradan derler ya, veli şok, öğretmen şok, öğrenci hepten şok, Evet ne olacak şimdi derken huzur içinde olan insanların huzuru kaçar, çocuklar ağlar, veliler toplanırlar nasıl bu yanlıştan geri döndürülürün derdine çare aramaya koyulurlar. Ama atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmiştir ...

Eğitim konusunda neden böyle davranılır sizce?

Bakın dostlar, sevgili okuyucular bu sorunun yanıtını bulmak için gelin biraz da rakamlara bakalım.

2003 tarihinde ülkemizdeki okul ve öğrenci sayısı ile bunların resmi ve özel olanlarının sayıları şöyleydi.

2003-2004 Eğitim Öğretim Yılında  Resmi ve Özel Okulların ve Öğrencilerin Sayıları:

2002-2003    OKUL SAYISI  ÖĞRENCİ SAYISI       ÖZEL OKUL SAYISI   ÖĞRENCİ SAYISI

İLKÖĞRETİM 36,114            10,479,538               

ORTA ÖĞRETİM        6,931  3,014,392                 

TOPLAM        43,045            13,493,930    1,246  222,992

Not: MEB 2004’te yapılan dersliklere % 100 eğitime destek kampayasından 7,143 okul eklenmiştir.

Not: MEB 2004’te yapılan dersliklere % 100 eğitime destek kampayasından 6,653 okul eklenmiştir.

2016-2017 eğitim öğretim yılında ülkemizdeki resmi ve özel eğitim kurumlarının ve burada okuyan öğrenci sayıları aşağıdaki tabloda belirtilmiştir.

EĞİTİM KADEMESİ   2016 – 2017  OKUL SAYISI  ÖĞRENCİ SAYISI

TOPLAM        Resmi + özel  63,151            15,949,135

OKUL ÖNCESİ            Resmi + özel  6,719  1,326,123

İLKOKUL        Resmi + özel  25,479            4,972,430

ORTAOKUL    Resmi + özel  17,878            5,355,546

ORTA ÖĞRETİM        Resmi + özel  11,075            4,395,032

Genel tablonun sadece özel kurumlara ait rakamları da şu şekildedir.

TOPLAM        özel     10,053            1,217,755

OKUL ÖNCESİ            özel     4,630  201396

İLKOKUL        özel     1,324  213,113

ORTAOKUL    özel     1,481  288,766

ORTA ÖĞRETİM        özel     2,618  514,480

Sonuç olarak 2002-2003 döneminde özel okulların genele oranı yaklaşık % 2,97 iken, bu oran 2016-2017 döneminde yaklaşık % 15,9 a ulaşmıştır.

Öğrenci sayısına göre özel okulların genele oranı ise 2002-2003 döneminde yaklaşık % 1,6 iken, 2016-2017 döneminde yaklaşık % 7,6 olmuştur.

Peki neden özel okullar bu denli hızlı biçimde artış göstermekte dersiniz?

Normal okullarda sayısal durum bu iken imam hatip okullarında durum nedir.

YILLAR İTİBARİ İLE İMAM HATİP OKULLARININ SAYISAL İSTATİSTİKLERİ:          

YILLAR           2002-2003    2002-2003    2016-2017    2016-2017

OKUL TÜRÜ   OKUL SAYISI  ÖĞRENCİ SAYISI       OKUL SAYISI  ÖĞRENCİ SAYISI

ORTAOKUL    -           -           2,671  651,934

LİSE    450     71,100            1,452  645,318

TOPLAM        450     71,000            4,123  1,297,252

Bu tablodan sonra sanırım eğitimde okul tercihlerindeki durum kafamızda biraz daha netleşmiştir.

Burada iktidarın tercihleri apaçık görülmektedir.Çok özetle hemen şu düşünülebilir.Eğitimde isteseniz de istemeseniz de imam hatip okullarının ağırlığı olacak.Bu ağırlık altında, tabii ki müfredatın da etkisi ile devlet tarafında kalmak istemiyorsanız yolunuz doğruca özel okullar olacak.Velileri ve öğrencileri böyle bir tercihte bulunmaya zorlamanın hiç doğru ve adil bir durum olmadığı kanaatindeyim.

Bu ülke geleceği kimlerle inşa edecek?Tabii ki çocukları ve gençleri ile.Geleceğin nasıl olmasını düşünüyorsanız çocuklarınızı ona göre yetiştirirsiniz değil mi?

Biz de yukarıdaki tercihi yaptırıyorsak çocuklarımıza ve gençlerimize, nereye doğru gitmeye çalıştığımız ortada.

Çağdaş bir eğitimden geçmeyen toplumların nelerle karşılaşacağına dair dünyamız da sayısız örnek bulunmakta. O ülkelerden kaçanların bile doğruca çağdaş ülkelerde yaşama tercihlerini hayatları pahasına ortaya koyduklarını da görmekteyiz.

Çocuklarımıza verdiğimiz eğitim ile geldiğimiz noktaya ait evrensel bir istatistiği de sizlerle paylaşmak isterim.

OECD Pisa Testi Sonuçlarına Göre Matematikte Dökülüyoruz Yıl:2006

ÜLKE  Düzey - 1       Düzey 1          Düzey 2          Düzey 3          Düzey 4          Düzey 5          Düzey 6

Avusturya      %5,6   %13,2 %21,6 %24,9 %20,5 %10,5 %3,7

Çek.Cum.        %5      %11,6 %20,1 %24,3 %20,8 %12,9 %5,3

Yunanistan    %17,8 %21,2 %26,3 %20,2 %10,6 %3,4   %0,6

Macaristan     %7,8   %15,2 %23,8 %24,3 18,2    %8,2   %2,5

İtalya  %13,2 %18,7 %24,7 %22,9 %13,4 %5,5   %1,5

Polonya          %6,8   %15,2 %24,8 %25,3 %17,7 %7,8   %2,3

Portekiz         %11,3 %18,8 %27,1 %24    %13,4 %4,6   %0,8

İspanya          %8,1   %14,9 %24,7 %26,7 %17,7 %6,5   %1,4

OECD Ort.       %8,2   %13,2 %21,1 %23,7 %19,1 %10,6 %4

Türkiye          %27,7 %24,6 %22,1 %13,5 %6,8   %3,1   %2,4

Kaynak: OECD 2006 Yılı Eğitim Göstergeleri Raporu, s. S. 70

Durum 2006’da böyleyken 2015 yılında daha mı farklı? Hayır tabiî ki !

Yine aynı kurumun 2015 tarihinde yapıp 2016 tarihinde yayınladığı istatistiğin özetine birlikte bakalım.Bu istatistiğin bilim derslerinde de durum değişmezken bir farklı soru soruldu çocuklara.

OECD Pisa Testi Anketleri kapsamında 2015 yılında öğrencilere, “hayatlarından memnun olup olmadıkları” soruldu ve 0-10 arasında değerlendirme yapın dendi. 72 ülkeyi kapsayan bu çalışmada en mutlu ülke çocukları ilk sırada Meksika 8,3 puanla olurken, 7,9 ile Finlandiya, 7,5 ile Avusturya, 7,2 ile Polonya, 6,4 ile Güney Kore sıralanırken Türkiye 6,1 puan ile 72.sırada yer aldı.

Bir başka Uluslararası Fen ve Matematik Eğilimleri Raporu 2016 yılı yayınında, 2015 verilerine göre baktığımızda 60’dan fazla ülke, yaklaşık 600 bin 4. ve 8. sınıf öğrencisinin katıldığı raporda (TIMSS) Türkiye Matematikte 4. sınıflarda 49 ülke arasında 36’ncı, 8. sınıflar seviyesinde 39 ülke arasında 24’üncü, Fen Bilimlerinde ise 4. sınıflarda 39 ülke arasında 21’inci, 8. sınıflar seviyesinde 47 ülke arasında 35’inci sırada yer almıştır.

Bütün bu bilimsel değerlendirmeler yanında politikanın eğitime verdiği desteğin bütçesel sonuçlarına bakmakta da yarar var.

Bu manada MEB bütçesi bazında bazı rakamlar şu şekildedir.

YIL      GSYIH       mio.TL.     KON.BUT. mio.TL.     MEB.BUT. mio.TL.     MEB.BUT. GSYIH %  MEB.BUT. KON.BUT.%

2003   454,781         147,230         10,180            2,24    6,91

2017   2,404,000      645,124         85,049            3,54    13,18

Konsolide bütçeden

 

MEB’nın aldığı paydan YATIRIMA ayırdığı paya bakacak olursak,

YIL KON.BUT.YATIRIM ODENEGI mio.TL.   MEB YATIRIM ODENEGI mio.TL.   KON.BUT.MEB.YAT. AYRILAN PAY  %

2003   8,999  1,479  16,44

2017   66,243  7,237  10,93

Sonuç olarak, çok parlak olmayan bir eğitim pozisyonu ile karşı karşıyayız.Ancak daha kötüsü, bu konuya nereden baktığımızdır.Evrensel bakış ile bakabilsek sorunu belki kısa sürede çözmek mümkün.

Ancak, ya bakış açımız farklı ve o bakış açısına göre her şey doğru yolda ilerliyorsa!

İşte en büyük sorun bana göre bu.

Müfredatın çocuğa hitap edip etmemesi ne kadar önemli ise, sistemin varlığı bir o kadar önemlidir. Altı kez ilgili bakanın değişmiş olması ve her iki yılda bir neredeyse sınav sisteminin değişmesinin, başarının önündeki en büyük engellerden olduğunu tüm bilim insanları söylemekte.

O nedenle raporlara kızmak ve “raporlar taraflı” demek yerine, oturup neden bu durumdayız diyebilecek kadrolar ile yeniden keşfetmeden doğru şeyleri yapmaya başlamalıyız.

Son yapılan üniversite yerleştirme sınavında gençlerimizin aldığı sonuçlar:

DERS ADI       SORULAN SORU SAYISI       VERİLEN DOĞRU YANIT ORTALAMASI

TÜRK DİLİ VE EDEB.   24       4,74

COĞRAFYA-2 11       2,85

MATEMATİK 40       3,92

FİZİK  14       0,46

KİMYA            13       1,10

BİYOLOJİ        13       1,67

Sanırım söyleyecek fazla söz bırakmıyor.Tüm sorulara doğru yanıt verenlerin oranı % 1in adlında kaldı.Sayısal sonuçlarda ise durum içler acısı.

Bir milyonun biraz üzerinde çocuğumuzun girdiği TEOG sınav sonuçlarında ise durum çok farklı değildi.

Bu sınavda derslerin başarı ortalaması şu şekilde gerçekleşti:

Din Kültürü ve Ahlak bilgisi sınavında % 78,25 / Matematik % 42,05 / Türkçe % 60 / Fen ve Teknoloji % 56,04 (Kaynak- MEB sitesi)

Türkiye, en değerli olan insan (genç nüfus) kaynağını hızlı bir biçimde tüketmekte.Bu anlayış ile yetişen/yetişecek genç kuşakların ülkeye katacakları çok sınırlı olacaktır. Telafisi çok uzun yıllar alacak olan bu durumun partiler üstü ve tarafsız gözlerle, bilimi referans alan bir anlayış ile ele alınarak yeniden yapılandırılması ve değişmez standartlara bağlanmasına çok ihtiyacımız var. Ortalaması çok yüksek olup açıkta kalan öğrencilerin ve ailelerinin yaşadıklarını görmezden gelemeyiz.

 

“Yerleştirmede program hata yapmış, sağlam öğrenciler engelli statüsünden yerleştirilmiş” denerek geçiştirilecek bir durum değil bu sorun.

Eğitim bir ülkenin geleceğidir.En değerli kaynaktır. Yarınların garantisidir.

Sayın siyasetçiler, lütfen bu konuyu tarafsızlık ile ortak akıl ile ele alıp tüm taraflar ile birlikte çözünüz. Yarın hepimize gerekli!

Son sözüm, kuzenimin çocuklarına bir soru sordum biri 8.sınıfa gidecek, diğeri 10. sınıfa. Soru: “Kubilay kimdir? Menemen Olayı nedir?” Aldığım yanıt yukarıda söylemeye çalıştıklarımın özeti oldu:

“Dayı o ne, bilmiyoruz!...”

Yolumuz bellidir: Hayatta en hakiki Mürşit İlimdir / Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Başka yol bizi aydınlığa taşımaz.

Laik, demokratik, bilimsel, çağdaş eğitim.

Tek kurtuluş yolu!

 

 

(02.08.2018)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık