Gülçin Erşen

Bir yıl önce Facebook'ta şunları yazmışım;

"Güvenmiyoruz

Dış kaynaklar, şehit sayısının 100'ün üzerinde olduğunu bildiriyor. Dün geceden beri en düzgün haberciliği Tele1 yapıyor.

Evet, şehitler cennete gider, ama kalan yakınlarının yüreğine cehennem ateşi düşer. Türk ordusu ve askerlerimizin başka ülkelerin maşası gibi kullanılması bizleri yakıyor.

Yöneticilerin ipleri başkasının elinde olunca, ülkenin özdeksel (maddi) ve tinsel (manevi) kayıplarını önlemek mümkün mü? Türkiye çok kötü yönetiliyor; muhalefet ve demokratik kitle örgütleri üzerilerine düşeni yapmaktan aciz.

Devletimizi, ABD ve Rusya arasında oyuncağa çevirenlere güven ve saygı duymak mümkün değil.

Kişisel ilişkilerde bile saygın ve güvenilir sayılmak için; akıllı, dürüst, ileri ve geniş görüşlü, cesur ve tutarlı, bilgili, sağduyulu olmak gerekir.

Sizce ülkemizi, siyasi partileri, dernekleri, holdingleri, basın kuruluşlarını, eğitim kurumlarını yönetenlerin hangileri bu niteliklerden kaçına sahip?

Bu güvensizlik ortamında bizler güvenilir olmak ve güvenilir olanı bulmak zorundayız.

(28 Şubat 2020)"

Nasıl da görmezden, duymazdan gelip, unutturmaya çalışıyorlar; şehitlerimizi ve acı gerçekleri...

Daha önceki paylaşımımda;

"Resmi açıklama 9 şehit, yabancı kaynaklar 36, yurtiçinden paylaşımlar 100'e yakın şehidimiz olduğunu söylüyor. A. A.' ya güvenememek kötü. Teknoloji ilerliyor; haber alma ve yayma sağlıksızlaşıyor." Demişim.

Ve hâlâ açıklanan şehit sayımızın, Soma'da ölen maden işçilerininki gibi, gerçeği yansıtmadığını düşünüyorum.

Sorumlular kim; belli...

Atatürkçü Düşünce Derneği'nin o zaman yaptığı basın açıklaması ana hatlarıyla şöyle:

"Büyük Türk Milleti;

33 vatan evladımızı şehit verdik. Başımız sağ olsun. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin tüm Genel Merkez kurulları, 29 Şubat 2020 Cumartesi (yarın) günü Ankara’da acilen toplanacaktır. Örgütlerimiz ve üyelerimizle birlikte şehitlerimizi son yolculuğuna uğurlamak için en önlerde yer alacağız.

Acılı ailelerimizin her zaman yanında bulunacağız.

Atatürkçü Düşünce Derneği, vatan savunmasında canını veren her bir

şehidimizin, vatanın kurtarıcısı ve Cumhuriyetimizin Kurucusu

Büyük Önder Atatürk’le buluştuğuna inanmaktadır. Şehitlerimiz ulusal değerlerimizdir. 'Tane' değil kutsalımızdır…"

Emekli Amiral Türker Ertürk de, görüşlerini dile getirerek, şöyle yazmış:

"Böyle olacağını dar bir bölgeye yakın hava desteği olmadan asker göndermenin intihar olduğunu yazdım, ekranlarda anlattım ve uyardım. Aşağıda erişimi bulunan bugünkü yazımda bile! Bunun tek sorumlusu iktidardır."

Ülkemiz için görev yapan ve şehit olanların ve de yakınlarının o ödenemez hakları yerde mi kalacak?

Yazımı şehit cenazesi fotoğrafıyla paylaşılan bir tümceyle bitiriyorum. (Böyle giderse, ne savaş ve terör ne de gelen şehit haberleri bitmez.)

''Helalliği saf tutanlardan değil, tabuttaki yiğitten isteyeceksin Hocam!

Zerre hakkımız yok.

Borcumuz var !''