• 16 November 2017, Thursday 19:14
GülçinErşen

Gülçin Erşen

İçtenlik

Gülçin ERŞEN

Bir asker (Gazi, Başkomutan), gerçek vatansever, bilim insanı (Toplumbilim ve Matematik kitapları yazarı), devrimci, toplum mühendisi (devrimleri), eğitimci (Başöğretmen), kadın hakları savunucusu (kadına seçme ve seçilme hakkı, Medeni Yasa), kurucu devlet başkanı (ilk Cumhurbaşkanımız)... Elbette O’nu sevgi, saygı, minnet ve özlemle anarım. Onu sevmeyenlere ve değerini bilmeyenlere üzülüyorum. “Atatürk Kızı” ve “Cumhuriyet Kadını” olmaktan gururluyum. Bunlar için Allah’a şükrediyorum.

 

Ben çocukken, Atatürk’ü “Yarı Tanrı” bir varlık sanırdım... Ortaokuldayken, babamın kitaplığındaki iki ciltlik “Nükte ve Fıkralarla Atatürk” kitabını okuyunca, O’nun insani yönünü keşfettim, tanıdım ve duyduğum saygı, “Aşk” daha da büyüdü...

 

Ülkemde yaşanan haksızlıklara, yolsuzluklara, yoksulluğa, işsizliğe, teröre, şehitlerimize ve şu anda yazamadığım birçok şeye üzülürken; Atatürkümüzün 79’uncu ölüm yıldönümü öncesinde, birkaç güzel olaya da tanıklık ettik:

 

Gazeteci Gökmen Uluğ’un tahliyesine sevindik. İzmir’de Ege TV’de bir dönem birlikte çalıştığım (Yaklaşık 12 yıl önce; o spikerdi, ben de editörlük ve muhabirlik yapıyordum) Gökmen’in tahliye sonrası oğluyla kucaklaşmasını ağzım kulaklarımda seyrettim.

 

Dünyaca ünlü bilim insanı ve işadamı, Tesla Motor’un CEO’su Elon Musk’ın Anitkabir’i ziyaret etmesi ve Atatürk hakkında sosyal medyada yazdıkları göğsümü kabarttı. Çünkü, Canım Atatürk’ümün kurtardığı ve kurduğu ülkede, O’na, Cumhuriyet’e nankörlük ve ihanet eden T.C. yurttaşları varken, bir “Yabancı”nın O’nun değerini bilmesi, O’na saygı duyması, çarpıcı ve sevindirici bir örnek.

 

Her iki olayda da “İçtenlik” önemli. İçtenlik, o denli önemli ki; “Gerçek niyet” ile birlikte, kendim ve başkaları için başat ölçüttür. “İçtenliksiz” hiçbir duygu ve davranışın gözümde değeri yok! Çünkü, içtenlik, söylenen ve yapılanın ardındaki “niyet, duygu ve güdü”yü dürüstçe, hesapsızca, açık, doğal ortaya koymaktır, sunmaktır.

 

Bu bağlamda; son günlerde çok tartışılan “Siyasi iktidarın ve AKP’nin Atatürkçülüğü”nü içten bulmuyorum. Çeşitli nedenler, etmenler söz konusu olabilir. Bence “zorunluluk ve gereklilik” nedeniyle Atatürkçülük konusunda “takiye”ye başladılar. Yine de Atatürk’e hakaretin, O’nu ve yakınlarını ve de Atatürkçüleri aşağılamanın neredeyse meşrulaştığı dönemin sonunun gelmesinden hoşnutum.

 

“Her canlı ölümü tadacaktır” ve her varlığın bir sonu / bitimi vardır. Ama, dünya durdukça Türkiye Cumhuriyeti var olacak; Atamız yüreğimizde, zihnimizde, eylemlerimizde yaşayacaktır.

(12 Kasım 2017 / Güllük)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık