- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 06 January 2017, Friday 18:40
- 3034 kez okundu
Gülçin ERŞEN
Aynı zamanda birden çok kitap okuduğum bir dönem. 31 Aralık Cumartesi akşamüzeri, oğlum ve babasıyla yemeğe gitmeden önce, evde kafa dinlerken kitap okuyayım dedim. Okumakta olduğum iki kitap vardı; yine de kitaplığıma bakınırken, babamın 10 yıl önce bana yaşgünümde armağan ettiği Ataol Behramoğlu’nun beş şiir kitabını içeren “Kızıma Mektuplar” gözüme takıldı. Raftan çekip aldım, rastgele sayfalarını karıştırıp ilk bölümden bazı dörtlükleri okudum. Sonra ortalara doğru, Mustafa Suphi Destanı’nı baştan okumaya karar verdim. Şu dörtlükler dikkatimi çekti:
“Sonra Şam’da
Selahaddin’in türbesi önünde
Bir söylev veren imparator
cümle İslam âlemine
dostluk elini uzattı ...
Ve hemen arkasından
bu söylevin
Deutsch Bank Berlin
başkanlığında
ve birkaç Fransız şirketinin de katılmasıyla
kuruldu
Bağdat Demiryolu Kumpanyası ...
Ve Alman kapitalizminin yüz yıllık rüyası
başlıyordu gerçekleşmeye;
Berlin – Byzantium – Bağdat demiryolu ...
Yani sınırsız petrol yataklarıyla Mezopotamya
ve sonsuz yer altı
ve yerüstü kaynaklarıyla Anadolu
uysal bir cariye gibi sunuluyordu
genç bir emperyalizmin heveslerine ...
....
İngiliz parlamentosunda bir lord
Zamanın dışişleri sekreteri
dedi ki: “Eğer
İngiliz kapitali de
alınırsa ortaklığa
karşı koymayacaktır, bu işe
Majestenin Hükümeti ...”
“Tarih tekerrürden ibarettir”, “Ders alınsaydı, tarih tekerrür etmezdi” sözleri geldi aklıma... Kurtuluş Savaşı öncesi oynanmaya başlanan oyuna yine kanıp katıldığımızı düşündüm. Kızardım!
Gelen gideni aratmasın
Yeni yıla girerken, çoğu kişinin 2017’nin 2016’yı aratmaması yönündeki dilekleri ilk kez bu denli anlamlıydı hepimiz için. Ama, yılın son saatlerinde Aslı Erdoğan tahliye olurken, Ahmet Şık’ın tutuklanması, gidişatın süreceğinin işareti olarak yorumlanırken; yılın ilk saatinde gerçekleşen terör saldırısı, umutları boşa çıkartmayı hedefler gibiydi. Daha birkaç gün önce Devlet Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika’ya veryansın ederken kullandığı “Teröristle yatağa girenler, terör örgütleriyle iş tutanlar, bunun bedelini ödeyeceklerdir” şeklindeki söylemi aklıma geldi. Kızardım!...
Yılbaşı gecesi ünlü, pahalı ve lüks bir yerde eğlenen zenginleri ya da laik müslümanları hedef almış gibi gösterilen saldırıda, bunların görünen bahaneler; asıl amacın daha geniş ve katmanlı olduğunu anlamak zor değil bizler için. (Bundan 30 yıl önce “Günah” ve “Sevap” kavramlarını kendi içimde tanımlamıştım, benim açımdan hâlâ geçerli olan bu tanımlamaya göre; kişi kendisine ve başkasına bilerek isteyerek zarar veriyorsa, günah işliyor demektir. Gerisi ayrıntı ve “Şeytan ayrıntıda gizlidir”. Şimdi yılbaşı gecesini içki içip eğlenerek kutlayanlar mı günahkâr, yoksa onlarca cana gözünü kırpmadan kıyan sözde müslaman bir terörist mi?)
Mutluluğu çok görmeyin
Gerçekten; mutlu görünmekten, hatta mutlu olmaktan ürker ve utanır olduk. Yazık... Oysa, mutluluk ve sevgi, insanın en fazla hak ettiği, sahip olması, koruması, sürdürmesi gereken kavramlar... Evet, utançtan, öfkeden, şiddetli acıdan yüzümüz kızarır. Bu da insanın doğal tepkisidir. Beni asıl ve hâlâ şaşırtan; yüzü kızarması gerekenlerin renk vermemesi... (“Yüz kızartıcı suç”lar işleyenlerin bile yüzü kızarmıyor, hatta bunlar hakkında herhangi cezai işlem yapılmıyor!?) Polisin televizyon kanallarına servis ettiği görüntülerde, kendi özçekim videosunda soğukkanlı halini seyrettiğimiz saldırının failinin, işini çok iyi bilen, profesyonel bir taşeron olduğunu kuvvetle tahmin ediyorum. Onu tutanlar, eğitenler ve onun gibi başka terörist ve katiller de vardır kuşkusuz. Ve sözün bittiği yerde umutsuzluk değil yine şairin dizeleri yetişiyor imdadıma:
“Şair bir an durdurdu kalemini uğuldayan başını çevirdi geçmişe ve geleceğe... Halk çok acılar çekti ve çekmede... Fakat ölüm hayatı yıldıramaz ... Hiçbir şey ne kan ne zindan ne ateş halkın bağımsızlık ve demokrasi mücadelesini durduramaz...”
Toplumsal uzlaşı ve barış
Bu yazıyı yazarken Haber Türk’te tekrar yayımlanmakta olan Türkiye’nin Nabzı programında Ayhan Ogan’ı seyrederken (Sivil Dayanışma Platformu Başkanı) İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nün verdiği eğitime ve yeterliliğine duyduğun kuşku daha da arttı ve buna endişe de eklendi. Bu fakülteye devam ettiği özgeçmişinde yeralan bir siyasetçi “Beyaz Türk” dediği, ama bir türlü tanımlayamadığı kesime, altında öfke ve kin yattığı izlenimi veren kabadayı ağzı gibi tarzda olumsuz eleştirilerini sıraladı! AKP’ye üye olmasına karşın milletvekili adayı olamayan, fakültesine devam ettiği halde sosyoloji bilmeyen ve kendi kafasında ve söyleminde toplumu ayrıştırdığı halde, toplumsal dayanışmadan söz edebilen bu kişinin programa, başkanı olduğu platform nedeniyle çağrıldığını tahmin ediyorum. Neyse ki, Gazeteci Can Ataklı ve Av. Hüseyin Ersöz karşılıklı tartışmada bu kişiye ağzının payını verdiler... Ama, hangi siyasi partiden olursa olsun, böyle siyasetçilerin, devlet adamlarının bakış açısı ile birlik beraberlik sağlanamaz, sorunlarımız çözülemez. Yılbaşında bana gönderilen iletiler arasında İstanbul’daki kiliselerden birinde düzenlenen bir konser etkinliğinin video kaydı dikkatimi çekti. Gayri müslim olduklarını tahmin ettiğim gençlerin Türkiye’nin dört bir yanından derlenmiş türküleri, zaman zaman halk oyunları eşliğinde seslendirdiği konser, kilisedekiler tarafından ayakta alkışlandı. Ben de beğenerek ve duygulanarak izledim. Şimdi fanatik bir hristiyanın, “Kilisede müslüman ve Türk öğeleri içeren bir gösterinin yapılması caiz değildir, günahtır, kilisede bunları alkışlayanlar da bu günaha ortaktır” diyerek, bu gençleri ve kilisedekileri tüfekle taradığını, kiliseyi bombayla uçurduğunu düşünebiliyor musunuz? “Irk”, “Milliyet” kavramlarının insanların biyolojik ve kültürel çeşitliğinin bir yansıması olduğunun, dünyamızı daha renkli ve güzel hale getirdiğinin bilincine varılmadan toplumsal uzlaşı sağlanamaz. Başka kültürleri (dil, yaşam ve giyim tarzı, yemekler, danslar, şarkılar, gelenek ve görenekler, inanışlar...) tanımadan, anlamadan, bilmeden ön yargıyla reddetmek ve düşman olmak bağnazlıktır. Saygı ve sevgi, devamında uzlaşma ve barış, başkalarını anlamaya, tanımaya çalışmakla, kendimizi doğru anlatabilmekle mümkündür. Bunun da baş şartı dürüstlük, açıklık ve sağlıklı iletişimdir.
“Yiğitlik, gerçeği aramak ve onu haykırmaktır!... Katlanamaz yiğit olan yalanın geçici yasasına ...”
(4 Ocak 2016 / Güllük)
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.