- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 12 June 2018, Tuesday 19:29
- 2427 kez okundu
Gülçin ERŞEN -
Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en olağandışı, antidemokratik koşullardaki seçimlere doğru gidiyoruz.
Siyasi iktidar, devletin her türlü olanağını, Hazine, TRT kanalları, kamu araçları, kamu çalışanları, kamu binaları dahil, kendi propagandası için kullanırken, muhalefetin önünü kesmek için elinden geleni de yapıyor, yaptırıyor. “Millet İttifakı” ise dayanışma içerisinde, birbirlerine zarar vermeden, uygarlığın ve çağdaşlığın gereğini yerine getirir biçimde seçim ve propaganda çalışmalarını yürütüyor.“Cumhur İttifakı” ise yalan, iftira ve hakaret içeren söylemleri, yandaşları da, seçim çalışmaları yürüten muhaliflere yönelik çirkin saldırıları ile tepki çekiyorlar.
Yaklaşık yarım asırı geride bırakan bir seçmen ve gazeteci olarak, şimdiye dek görmediğim, duymadığım kadar büyük ve sayıca çok gafa da bu seçim sürecinde tanık oldum... En abes gafları AKP’nin de lideri olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan duymaya alışmışken, bunlara Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek de eklendi ne yazık ki... Bu kadar deneyimli, bilgili ve zeki bir politikacının, rakip gördüğü (bence bu süreçte kimin yanında yer aldığı önemli) siyasi parti liderlerini kötülemenin en yanlış propaganda yolu olduğunu bilmesi gerekir.
“Kirli propagandalar, komplo teorileri, bilgi kirliliği, çirkin iftira ve hakaretler” son yıllarda Türk siyasal yaşamına damgasını vurmuşken; seçim hileleri, hukuk dışılık, antidemokratik ve adaletsiz uygulamalar, toplumda hiç bu kadar öfke ve endişe yaratmamıştı. Öte yandan; ülke ekonomisi batakta, eğitim sistemimiz hiç olmadığı kadar kötü durumda. Türkiye iç ve dış savaşın eşiğinde ve ülkede OHAL var! Bu koşullarda, bir bakış açısına göre; Millet İttifakı’nın seçimden yengiyle çıkması mucize sayılır; ve fakat Türk Halkı, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimleri başta olmak üzere, mucizeler gerçekleştirme potansiyeline sahip olduğunu göstermiştir, gösterecektir de... Zor olsa da... Güçlükle ve fedakarlıklarla kazanılanın değerinin daha çok bilindiğini unutmayalım. Son 16 yıldır yaşanılanlar, bize ve bizden önceki kuşaklara Cumhuriyet’in kazanımlarının ve Mustafa Kemal Atatürk’ün değerini, önemini anımsatmış ve kavratmıştır. Her şerde bir hayır vardır...
Yeni yöneticilerin tarihsel görevi
Ülkenin başına geçecek liyakatlı, yurtsever bir siyasetçinin tüm yurttaşları kucaklayıcı bir “Devlet Adamı / Devlet Kadını” kimliğiyle, iyi ve yetkin bir ekiple, çok çalışarak, Türkiye’yi iki üç yılda düzlüğe çıkaracağını umuyorum.Karamsarlık ve endişe duymama neden olan kuruntum; böyle bir lidere Türkiye düşmanı hainlerce suikast düzenlenmesi olasılığıdır. Allah korusun!...Seçimi kaybedecek siyasi iktidarın, şimdiye kadarki tavrı ve tutumu, haline razı olmayacağının, durumu olgunlukla karşılamayacağının işaretlerini vermektedir.Seçimi kazanmak ya da iktidarı kaybetmemek uğruna yapabileceklerini, planladıklarını düşünmek rahatsızlık verici olsa da bunları öngörmek ve önlem almak zorunludur.
Diğer yandan; Millet İttifakı’nın oluşmasında payı bulunduğunu bildiğim Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) de, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı gericiler ve bölücüler tarafından geçmişte olduğu gibi, yıpratılmaya çalışıldığı bir dönemde yaşıyoruz. 27 Mayıs’ta ADD Tweetter hesabından yapılan paylaşımla ilgili hukuksal süreç ve soruşturma bir yandan, İçişleri Bakanlığı’nın bu bahaneyle ADD Genel Merkezi’ndeki ani ve yoğun denetleme mesaisi diğer yandan, konuyla ilgili tartışmalar da basında ve sosyal medyada çok fazla yer almasa da sürüyor. 27 Mayıs’a “Darbe” değil “Devrim” niteliği kazandıran 1961 Anayasası hakkında, üniversitedeki Anayasa Hukuku Hocam Prof. Dr. Mümtaz Soysal’ın görüşünü yinelerim: 1961 Anayasası, Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en çağdaş, demokratik ve özgürlükçü anayasadır. 12 Eylül Askeri Darbesi’ni yapan Kenan Evren’in dediği gibi; “Türk halkına bol gelen, içinde dönüp durduğumuz bir anayasa” hiç değildir! 1961 Anayasası’nın ve onu yapan, uygulayan “İlerici, aydın” kafaların, özgürlük ve demokrasi karşıtı, baskıcı kişi ve kesimlere ters düştüğü açıktır. Bu nedenle, 1971 ve 1980 “Gerici askeri darbe”leri ile budanmış, değiştirilmiş 1961 Anayasamızın ve onu savunmanın hâlâ birilerini rahatsız ettiğini görüyoruz. Her ne kadar demokrasiden yana ve darbelere karşı olsak da, birtakım tarihsel, toplumsal, siyasal, hukuksal gerçeklerin ve gerekliliklerin altını çizmek gerekir. Kurtuluş Savaşı kahramanı, Atatürk’ün silah arkadaşı ve İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü, “Şartlar tamam olduğunda, milletler için ihtilal meşru bir haktır” demiş. Bu sözü değerlendirirken “Koşullar”ın gerektirdiğini ve bu hakkın “Millet”e tanınabileceğini anlamak gerekir...
AKP’nin mi, Millet’in ordusu mu?
Bu bağlamda; bir yemekte AKP lideri olarak konuşan (Cumhurbaşkanlığı ünvanıyla bağdaşmayan bir konuşma yapan) Recep Tayyip Erdoğan’ı alkışlayan 2. Ordu Komutanı İsmail Metin Temel hakkında “O generalin apoletlerini sökeceğim” diyen Muharrem İnce’nin sözleri biraz “ağır” kaçtı. Aynı söz, R. T. Erdoğan’ın ağzından çıksaydı alkışlayacak olanların, Muharrem İnce böyle bir tümce kurunca bu kadar tepki vermesi, siyasal ve toplumsal riyakarlığın örneklerinden sayılabilir. Muharrem İnce, haklı olsa da, bu tarz konuşmasını ben de yadırgadım.Zaten, iktidar ve yandaşları bunu hemen koz olarak kullanmaya başladılar.
Bununla ilgili tartışmalar sürerken, emekli bir asker tanıdığım; sosyal medyada Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Bir ordunun cevheri ne olursa olsun, siyasete karışırsa, birlikte hareket ve savaşma yeteneğini temelinden kaybeder ve vatanın savunma gücünü hiçe indirir” sözlerini paylaşırken, üzerinde durulması gereken birkaç soru da yöneltmiş: “1) RTE’nin B/C/D planları, 2) Akar’ın eski CB Abdullah Gül’e gönderilmesi, 3) Bir sözde generalin RTE’yi (siyasi sözlerini) alkışlaması. Haydi bir bağlantı kurun ve kurgulayıp anlamlandırın.”
Bu sorular; “Seçimi kaybetsem de iktidarı teslim etmeyeceğim” kafasındaki Erdoğan’ın TSK’yı bu yönde kullanabileceğini düşündürüyor.Darbe yapacaklar bahanesiyle, Atatürkçü subayların kumpas davalarıyla bertaraf edilmelerine göz yumanlar, şimdi başkası iktidara gelirse, darbe yaptırmayı mı planlıyor? Türkiye Cumhuriyeti’nin AKP döneminde parti devletine dönüştürülmeye çalışıldığı, TSK’nın özellikle 1980’lerden başlayarak FETÖ’cülerle doldurulmuş olduğu hesaba katıldığında, Ordumuzun ne ölçüde AKP’lileştirildiğini ya da Erdoğan’ın ordusuna dönüştürülebildiğini göreceğiz demek (!?)...
Ama, halk buna direnir. Ordu da Türk halkının içinden çıkanlardan oluşur aslında... Ne olursa olsun; iç savaş kışkırtıcılığı yapanın, halkı birbirine kırdırmak isteyenin vebali çok büyüktür.Allah da, halk da, tarih de affetmez. (Maranki gibilerinin zırvalaması kolaydır.) Halkımız, her şeye karşın sağduyuludur.Yıllardır iç ve dış düşmanların sistematik, bölüp parçalama çalışmalarına karşın, onu birbirine bağlayan değerleri barındıran mayası durmaktadır.Atatürkçülük ve Atatürk sevgisi de bu mayanın en önemli bileşenidir.
Öte yandan; nüfusunun yüzde 98’i müslüman Türkiye’de, AKP gibi dinsel değerleri kullanan bir parti iktidardayken, oylar çalınmasın, şaibesiz seçim olsun diye önlemler alınmaya çalışılması acıdır. Seçime giderken, oylamalar sürerken, sonuçlar açıklanırken ve seçim sonrasında asıl sağ duyulu davranması gereken Recep Tayyip Erdoğan ve tüm liderler ve siyasetçiler, devlet yetkilileri ve güvenlik güçleridir.
Tarihimizin dönüm noktalarından biri sayılabilecek bu çok önemli seçimler öncesinde; tüm seçmenleri oy kullanmaya, uyanık olmaya, ülkesine, geleceğine ve oylarına sahip çıkmaya çağırıyorum.
Hayırlı kandiller ve bayramlar ...
(10 Haziran 2018 / Güllük)
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.