Gülçin Erşen

 Ülkemiz ve ülkemizdeki bazı yerler için kullanılan kalıplaşmış bir tamlama vardır: “Medeniyetin Beşiği”. Salihli de gerçekten bu tamlamayı ve tanımlamayı hak eden yerlerden… Daha önce İzmir’de 13 yıl yaşayıp da Salihli’ye gidip, orayı gezmemek eksiklikmiş, anladım. Bu nedenle; “Görülmeye Değer Kent Salihli” projesi kapsamında, Salihli Sanayi ve Ticaret Odası (TSO) ve Salihli Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği’nin birlikte düzenlediği gezilerden ikincisine katıldığım için kendimi şanslı sayıyorum. Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel’e ve Dernek’in İzmir’deki yönetim kurulu üyeleri Gönül Güngör, Bahar Türkoğlu ve Naciye Balcı’ya teşekkür ediyorum.

Geçen hafta Çarşamba sabah 8.30’da Bayraklı Değirmen Kafe’nin önünden otobüsle Salihli’ye doğru yola çıktık. Çarşamba gününün tercih nedeni, Salihli pazarının o gün kurulmasıymış. Otobüste Gönül Güngör ve Bahar Türkoğlu, memleketleri hakkında biraz bilgi verdiler. Ayrıca, oradaki tarihi yerleri ziyaret ettiğimizde rehberlik eden Araştırmacı Yazar Mustafa Uçar’ın anlatımı, geziyi daha zevkli hale getirdi.

İzmir’deki farklı yaş gruplarından ve mesleklerden 47 kişiden oluşan gezi topluluğumuzun ilk durağı, Sart antik kentindeki Cimnasyum (Gymnasium) oldu. Rehberimiz Mustafa Uçar, bulunduğumuz yerin tarihi; Lidya, Roma ve Pers uygarlıkları ve o dönemlerde yaşamış halkın günlük yaşamı, dinsel inanışı, törenleri hakkında ayrıntılı bilgi sunarken; burada ABD’deki iki üniversitenin katkılarıyla onarımı süren tarihi sinegogun Kudüs ve Suriye’dekilerden sonra dünyadaki üçüncü büyük Musevi ibadethanesi olduğundan ve Safarat Yahudiliğinin burada doğup, dünyaya yayıldığından söz etmesi, kayda değer bilgilerdi. Yine Sart’ta yer alan Artemis Tapınağı’nda ise dünyanın “Elektrum adlı ilk madeni (altın ve gümüş karışımı) parasını basarak kullanıma sunan Lidya Uygarlığı’nın “Karun kadar zengin” sözüne kaynaklık eden Kralı Krezüs (Kroisos) hakkındaki söylenceyi anlatan Uçar, bu uygarlığının günümüze yansıyan zengin kültürel mirasına örnekler verdi.

Gezi kafilesini, “Müdire Hanım Konağı” olarak da bilinen Kent Müzesi’nde karşılayan Salihli TSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Yüksel, Salihli’nin zengin bir tarihsel ve kültürel mirasa sahip olmasının yanı sıra engin bir hoşgörü kenti olduğunu dile getirerek şunları söyledi :

“Kentimizin daha etkin tanıtımını sağlamak amacıyla gerçekleştirdiğimiz bu gezileri İzmir’deki Salihli Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği ile koordineli olarak 5 yıldır sürdürüyoruz. Salihli, bereketli topraklarının yanı sıra tarihi ve kültürel mirası da oldukça zengin olan bir coğrafya. Salihli’nin tanıtımını size bu güzellikleri yerinde göstererek yapmayı hedefliyoruz. Siz de gördüğünüz bu güzellikleri eşinizle dostunuzla paylaşın ki, onlar da bir vesileyle Salihlimize konuk olsun. Yaptığımız bu tanıtım organizasyonu, kentimizin ekonomisine de canlılık kazandırıyor. Sizleri burada ağırlamaktan çok mutluyuz.”

Salihli’nin ünlü kuru üzümünün ve Kula’nın tescilli leblebisinin ikram edildiği konuklar, müze evin içini gezerken de bol bol fotoğraf çektirdiler.

Kent Müzesi’nden yürüyerek tarihi tren garına gelen konuklar, burada Kurtuluş Savaşı sona ererken, geri çekilen Yunanlılar, halk ve ulusal kuvvetler arasında yaşanan arbede ve çatışmayı da Mustafa Uçar’dan dinlediler; Salihli’yi iki kez ziyaret eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ziyareti sırasında yaptığı konuşma hakkında da bilgi aldılar.

Kafileyi oluşturanlar, daha önce öyküsünü dinledikleri Salihli’nin ünlü ve tescilli “Odun Köftesi”ni Sevgi Yolu’nda bulunan lokantalarda tatma olanağı buldular. Yöresel lezzetleri keşfetmeye meraklı gezginler, tahin helvası alışverişinden sonra, pazarın yolunu tuttu, otobüse binmeden önce de ekşi maya ekmeği almayı ihmal etmedi. Grup, gezinin son kısmında Kurşunlu Vadisi’nde Kurşunlu Çayı’nın, şelalenin doğal güzellikleri eşliğinde yürüyüş yaptı. Burada Salihli Belediyesi’nce işletilen kaplıca tesislerini de gezenler, önümüzdeki yıl termal tesislerden yararlanabilmek için, şimdiden rezervasyon yaptırmak gerektiğini öğrendiler. Çünkü, doğal güzelliği, şifalı kaplıcaları ve ulaşım kolaylığı nedeniyle, buraya talep çokmuş.

Yolculuk süresiyle yaklaşık 12 süren gezi programı epey yoğun olmasına karşın, Salihli’deki gezilmeye ve görülmeye değer yerlerin hepsini bir günde kapsayamadı. Örneğin; Anadolu Piramitleri de denilen Bintepeler’i, 26 bin yıllık fosil ayak izlerini ve Adala’yı, Anıt Çınar’ı, Demirköprü barajını, Salihli’nin komşusu Kula’yı, buradaki Tabduk ve Yunus Emre türbelerini, Kuladokya’yı da görmek isterdik. Bir dahaki sefere inşallah…

Gezmek; bilgi, görgü, deneyim artırıcı, yaşamı ve dünyayı sevmenizi, farkındalınığınızın artmasını sağlayıcı bir etkinlik. Küresel salgın bunu büyük ölçüde engelledi. Yine de sağlığı ve bütçesi elverdiği ölçüde, dünyayı, yurdunu ve hiç değilse yaşadığı yöreyi gezmeli herkes.