- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 04 April 2018, Wednesday 19:30
- 2337 kez okundu
Gülçin ERŞEN
Geçen Cuma akşamı Milas’ta gazeteci ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay tarafından yazılan “Yargıtatör” isimli oyunu seyrederken, belleğimden onlarca anı, yüreğimden dilekler geçti... Çünkü, henüz gencecik bir üniversite öğrencisiyken okuduğum, 20’li yaşlarımda Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oyununu seyrettiğim Uğur Mumcu’nın “Sakıncalı Piyade” adlı eseri, sonra yine 1990’ların sonlarında 12 Eylül dönemini eleştirmek için yazılıp sahnelenmiş, şu anda adını anımsayamadığım başka bir tiyatro oyunu aklıma geldi; bir yazarın henüz yayımlamadığı bir kitabı yüzünden tutuklanıp yargılanmasının esprili bir dille anlatıldığı... O zaman gerçek olaydan yola çıkarak yazılan, sahnelenen bu oyunları seyrederken, “Demokratik Hukuk Devleti” ile bağdaşmayacak bu uygulamaların geçmişte kaldığını, bir daha yaşanmayacağını umuyor ve diliyordum.
Ama, hepimiz, geçmiştekilerden çok daha anormal, geniş kapsamlı, adaletsiz uygulama, tutuklama ve yargılamalara ADALET ve Kalkınma Partisi adını taşıyan siyasi partinin iktidarı döneminde tanıklık ettik. 2009 yılı Mart ayında, Ergenekon davasının ikinci dalgası sırasında adı sayılan sanıklar arasında birkaç gazeteci arkadaşımın da (üstelik biri Yeni Şafak’ta çalışmış) adının geçtiğini duyunca iyice şaşırdım. Kafaların karışık olduğu, neyin olup bittiğini anlamaya çalıştığımız ve az çok tahmin ettiğimiz bu dönemde, Ankara’daki bir gazeteci arkadaşımla telefonda konuşurken, bu olaylarla ilgili yorumunu sordum. “Hiç sorma; UCUBE! Başka diyecek söz bulamıyorum” demişti... Sağduyulu, aydın yurttaşlar olarak, neyin olup bittiğini anlamaya başlayınca; görüşlerimi internet ortamındaki çeşitli zeminlerde yazmaktan hiç çekinmedim. Özetle; az sayıda “kuru”nun (gerçek suçlunun) yanında çok sayıda “yaş”ın (masumun) yakılmaya çalışıldığı bu ucube davalar, muhalifleri pıstırmaya, sesini kısmaya, hatta yok etmeye yönelikti. Geçmişte “eşik bekçisi”, “önder” konumundaki ilerici ve Atatürkçü aydınlar (Gazeteciler, bilim insanları, demokratik kitle örgütü yöneticileri, akademisyenler, askerler, hukukçular...) suikastlerle katledilirken, şimdi bu UCUBE DAVALAR ile etkisizleştirilmeye, yıpratılmaya, itibarsızlaştırılmaya çalışılıyordu. Sahte tanık, kanıt, iftiralarla, sehven bilgisayarlara, cep telefonlarına yüklenen verilerle tutuklamalar, hukukun tüm ilkeleri çiğnenerek yargılamalar yapılıyor, bu süreçte kimse sesini pek çıkarmıyor ya da (özellikle bazı aydın ve gazeteci müsvetteleri) davaların sözde haklılığını, gerekliliğini savunmaya hizmet ediyordu. Hatta o zamanki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da sonradan “kumpas” dediği bu davaların “savcısı” ilan ediyordu kendisini... Hatta bazı “solcu”lar, ben görüşlerimi dile getirince, gereksiz bulduğum “Beyaz Türk” terimini bir hakaret sözcüğü gibi kullanarak, “Şimdiye kadar sizlere kimse dokunmuyordu değil mi? Geçmişte bizimkiler asılırken, yargılanırken, işkencede, hapislerde sürünürken sesiniz çıkmıyordu” demeye getiriyorlardı.Henüz ilk ve ortaokulu öğrencisi olduğum dönemlerdeki olaylardan nasıl sorumlu tutulabilirdim ki? Sonrasında, zaten bilinçlendikçe, kişiliğim oturmaya başladıkça, bilgilendikçe, gerekli tepkiyi, ilkesel biçimde, yaşamım ve duruşumla, yazılarımla, katıldığım eylemlerle göstermiştim!? “Haktan yana, adil, hümanist” bir kişi, kendisine yapılmasını istemediği bir şey, başkasına yapılınca “Oh! İyi olmuş, canıma değsin!” der mi?
Hz. Ali’nin, “Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü ne kadar doğru!
Hele hele bu haksızlıkları yapanlar, onları destekleyenler, göz yuman ve sesini çıkarmayanlar, hukukun bir gün gelip kendilerine de lazım olacağını hiç akıllarına getirmezler mi? “Hak” sözcüğünün “Yaratıcı, Allah, Tanrı” ile eş anlamda kullanılmasının derinliğini düşünmezler mi?
İşte Balbay’ın Silivri Cezaevi’ndeyken yazdığı, Önder Özpınar’ın yönettiği, İstanbul Rağmen Tiyatrosu oyuncuları tarafından sahnelenen; Ergenekon ve KCK davalarında yargılanan gazeteci, yazar ve akademisyenlerin yaşadıklarının, “Adalet Mülkün Temelidir” yazısı önünde her türlü hukuk dışı uygulama ve adaletsizliğin nasıl yapıldığının “Kara mizah” ile anlatıldığı Yargıtatör’ü seyrederken bunları düşünüyordum. Tüm bunları, tarihin kara sayfalarında yer alacağını bilerek, bir daha yinelenmemek üzere geçmişte kalacağını umarak, oyunu seyreden oğlumun, “Bir zamanlar Türkiye’de bunlar yaşandı. Şimdi çok şükür Mustafa Kemal Atatürk’ün tamamlayamadığı devrimi yaşama geçirdik, hatta ‘Devrimcilik’ ilkesi ışığında daha da ileri taşıdık; Çağdaş, demokratik bir hukuk devletinde, adil ve gönençli bir toplumsal düzende barış ve huzur içinde yaşamımızı sürdürüyoruz” demesini diliyorum.
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.