- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 12 January 2017, Thursday 21:03
- 2764 kez okundu
Gülçin ERŞEN
Milletvekillerinin Türkiye standartları açısından çok yüksek maaşları, birkaç yıl milletvekilliği yapsalar da ölünceye dek yine yüksek “milletvekili emekliliği” maaşı almaları, baştan beri eleştirdiğim, karşı olduğum durumlar. Bunu isteyen, “istemem yan cebime koy” tavrıyla yaşama geçmesine katkıda bulunan tüm milletvekillerini kınadım ve kınıyorum. Özellikle de çoğunun yüksek gelirli başka işleri olduğunu bildiğimiz milletvekillerinin utanmadan ve vicdanları sızlamadan, sanki milletvekilliği bir meslekmiş ve 20 yıldan fazla o işe emek vermişlercesine, vicdanları sızlamadan, utanmadan aldıkları kendilerine özgü o yüksek emekli aylıklarının tek bir kuruşunun helal olmadığını düşünüyorum.
Açlık sınırının altında asgari ücretin, emekçi ve emeklilere yüzde 3-4 oranında zammın reva görüldüğü bir ülkede, zaten gelir dağılımı, vergi adaletsizliğini önleyemeyen milletvekillerinin bu uygulamaya yeni bir yasayla son vermelerini -uzak bir düşmüşçesine- ister ve umarken; şimdi ülkemizin, halkımızın kaderini, devletimizin varlığı ve yapısını etkileyecek “yeni anayasa” oylamalarında, milletin vekiline yakışır biçimde davranmalarını umuyoruz.
Onlar, eski ve yeni şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak, ülkenin her kesimden vatansever yurttaşlarına beddua okutacak, yürürlükteki anayasamıza, yeminlerine ihanet edecek biçimde mi davranacaklar; yani, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin adına, varlığına son verecek, demokrasiyi ve demokrasinin vazgeçilmezi “Güçler Ayrılığı”nı tümden kaldıracak, yönetimi ve iktidarı tek bir kişinin yetkisine, hatta keyfiyetine bırakacak bir sistem ve anayasa değişikliğine “evet” mi diyecekler?
Yoksa, istifa eden MHP Genel Başkan Yardımcısı Atilla Kaya gibi dik bir duruş mu sergileyecekler! (Zira bizler “omurgasız”ların dik duramayacağını, ortaokuldaki Fen Bilgisi derslerimizde öğrenmiştik.)
Yakışıyor mu milletin vekillerine?
Dün geceyarısı haber bültenlerinden birinde anayasa değişikliğiyle ilgili TBMM’deki ilk oylama henüz tamamlanmışken, CHP’li milletvekillerinin çektiği görüntüleri izledik, gazeteci kökenli milletvekili Atilla Sertel’in açıklamalarını dinledik. Gördüğüm rezillikten ötürü, utanç ve öfke duydum. Gizli oylama ve açık sayım yapılması gereken süreçte, AKP’li milletvekillerinin oylarının rengini nasıl kabinin dışında gösterdiklerini, kabine iki üç milletvekilinin birlikte girdiklerini hayretler içinde seyrettim! Zaten AKP iktidarı geldiğinden beri şaibesiz bir seçim ya da sınav mı oldu! Bunu kendileri de itiraf edip ortaya çıkarmadılar mı? Şimdi de milletin gözüne gözüne sokuyorlar. Sertel’in de vurguladığı gibi, bazı AKP’li milletvekillerinin güya kendilerinin “paralelci” olmadıklarını kanıtlamak, öyle yaftalanmamak için yaptıkları bu davranışlar karşısında “Pes doğrusu!” diyorum. “Körle yatan şaşı kalkar”, “Üzüm üzüme baka baka kararır” atasözlerindeki gibi, AKP’lilerin de yıllarca birlikte kolkola yürüdükleri, birbirlerinin değirmenlerine su taşıdıkları FETÖ’cülerle aynı taktikleri benimsedikleri ortada! “Siz kumpas yaptıysanız, biz alâsını yaparız (sizden öğrendik)... Bir zamanlar biz mağdurduk (ama asıl mağdur başkaları) şimdi siz mağdur edebiyatı yapmayın!” diyorlar sanki...
Bu arada, bu denli önemli bir konu görüşülür, tartışılır ve oylanırken, arka sıralarda uyuyan AKP’li bir milletvekilinin fotoğrafını çeken başka bir vekil ve her ikisini birden görüntüleyen başka bir vekilin çektiği fotoğraf da ekranda uzun uzun gösterildi. Bu ne aymazlıktır! Yoksa, ileride hesap sorulduğunda “Ben uyuyordum, haberim yok olanlardan” demek için mi bu yola başvurmuş bu vekil?
“Yaratan Rabbinin adıyla oku...” (Alak Suresi, birinci ayet)
Gündemdeki anayasa ve sistem değişikliği düzenlemesinin halkın oylamasına sunulacak aşamaya gelmeyeceğini umuyorum. Yine de milletin ve vekillerinin -Benim parti başkanım öyle istiyor diye değil- niçin böyle bir değişiklik yapılması ya da yapılmaması gerektiğinin bilincini taşıyarak, oy kullanmak için, televizyonlardaki bununla ilgili program ve açıklamaları dikkatle izlemelerini, basından ve internetten okumalarını, bilgilenmelerini istiyorum.
Çoğu milletvekillerinin okumadığı, tartışmadığı, umursamadığı yasa metinlerini, zihnini ve zamanını magazinsel televizyon dizileri ve programları, geçim derdi, komşusu ve elalem ile ilgili dedikodu ve gıybetlerle dolduran yurdum insanının okumasını beklemek de uzak bir düş sayılsa da, Kuran’daki o ilk emre uy! “OKU” diyorum.
Eğer Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarının ürünü olan bu antidemokratik anayasa, yürürlüğe girerse, milletvekillerinin şimdiki gibi anayasaya uymama, anayasayı çiğneme, hiçe sayma şansı olur mu? Sanmam! Gerçek anlamda ve layıkkıyla siyaset ve vekillik yapamayacakları da malum. Ama, zaten şimdi de ne aldığı oyu ne de maaşı hak etmeyen yüzlerce vekil var...
Tanık olduğumuz, izlediğimiz görüntüler, bana bir yandan Haldun Taner’in ünlü eseri “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım” oyununu ve bağlamında “Salla başı al maaşı” sözünü çağrıştırıyor. Milletin vekillerinin şimdi ve gelecekte kendilerini bu sözle ve oyunla özdeşleştirmemelerini umuyorum.
* * *
Mesleğine aşık, okulundan mezun, ün ve para için değil; halka haber ve bilgi ulaştırmak ülküsüyle gazetecilik yapan bizler için, özellikle son 15-20 yıldır “Gazeteciler Günü”, kutlanması yüreklerimizdeki sızıyı, kızgınlığı artıran bir unsur. Yine de gazeteciliğin, tüm meslek ve görevlerin layıkıyla, hakkıyla yapılabileceği demokratik ve aydınlık bir Türkiye dileklerimle tüm meslektaşlarımın gününü kutlarım.
Tam yazımı bitiriyordum ki; Diyanet Takvimi’nin arka sayfasındaki “SÖZÜN ÖZÜ” gözüme ilişti: “İnsanın en büyüğü en yüksek mevkide iken tevazu gösteren, kudret sahibi iken affeden, kuvvetli olduğu vakit zulmetmeyen ve adaletle hareket edendir” Abdülmelik b. Mervan...
“Tek Adam” iktidarında başımızda bu meziyetlere sahip bir yönetici bulunacağının garantisi var mı?
(10 Ocak 2017 / Güllük)
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.