• 16 July 2021, Friday 11:16
GülçinErşen

Gülçin Erşen

Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!

Yıllardır; başkalarının hakkını savunmaktan kendi hakkını savunmaya fırsat bulamayan ya da en çok haksızlığa ve mobbing'e uğrayan meslek topluluğudur gazeteciler; basın emekçileri...

Bazıları astronomik maaşlarla lüks yaşam sürerken, diğerleri emeklerinin karşılığını alamaz; asgari ücrete, yarım maaşa, hatta aylarca maaş almamaya katlanır. İşsiz kalma ve işten çıkarılma korkusuyla sendikaya üye olamaz. Ülkemizde meslek örgütleri ise, basının "Dördüncü Güç" niteliğinin hiçe sayılmasına ve çalışanların haklarının elinden alınmasına direnememiştir...

Haketmediği halde "Gazeteci"yim diyenleri ve meslekle ilgili ünvanları, "Basın kartı"yla birlikte taşıyanları yıllardır görüyoruz. Bir de işin diğer yüzü var:

Ankara Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu Radyo - Televizyon bölümünden 1990 yılında mezun oldum. TRT Ankara Radyosu ve TRT Belgesel Programlar müdürlüğünde radyo ve televizyon stajımı yaptım. Etkin bir şekilde gazeteciliğe, Ankara'da 1995 Ekim ayında başladım. Ankara'da, İzmir'de ve Çin'de çeşitli basın yayın kuruluşlarında muhabir, editör, yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni, televizyon sunucusu olarak; şirket ve meslek kuruşlarında Halkla İlişkiler Sorumlusu ya da Basın Danışmanı olarak çalıştım. Basın sektöründe çalıştığım 4 yıl sigorta primlerim ödenmediği için 2 yıl analık borçlanmasını kredi çekip ödedim. 4 yıl önce emekli oldum; hâlâ yerel basında köşe yazarlığı ve muhabirlik yapmaktayım. Basın Yayın Enformasyon İl Müdürlüğü'ne aylar önce "Sürekli Basın Kartı" almak için başvurdum. Geçenlerde yanıt geldi; sürekli basın kartını hak ediyormuşum ama, 2010 yılı öncesi çalıştığım her yıl için 4'er tane örnek ya da belge (haber, yazı, program vs.) göndermek zorundaymışım. "Ne yapayım?" dedim; "Milli Kütüphaneye gidip, arşiv taraması yapıp, bunları mı ortaya çıkaracağım? Kaldı ki bu dönemin yaklaşık 3 yılı televizyonda geçti; programlarımı beta kasetlere yükleyip saklamalı mıydım?.. O dönemlerde (2002- 2008) zaten basın kartı taşıdığımı ve ilk kez kart başvurusu yaparken, pek çok çalışmamı İzmir İl Müdürlüğü'ne verdiğimi belirttim. Ordan oraya taşınırken, yüzlerce haber ve yazımın yer aldığı gazeteleri de yük mü edecektim? Eşya paketlerken bile kullanıldı birçoğu... Böyle bir saçmalık olmaz! Bu düpedüz işi yokuşa sürmek, basın emekçisine ve emeklisine hakkını vermemektir.

Bakalım daha hangi konularda kaç kez haksızlığa uğrayacağız ve bunu yazmakla kalacağız?

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık