- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 14 October 2016, Friday 19:41
- 3725 kez okundu
Bu yazının ilkinin yazılmasına yol açan İMKANDER Başkanı Murat Özer, bu kez gazeteci sıfatıyla CNN Türk’teki tartışma programına katılmıştı; yanında da Yeni Çağ Gazetesi’nden Kenan Alpay vardı.. Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk Halkı’nı bir arada tutan “Ortak Değerler”in tartışıldığını anladığım programın diğer konukları İlahiyatçı – Eğitimci Yazar Ayşe Sucu ve adını anımsamadığım tarihçi bir akademisyendi.
Program boyunca Murat Özer ve Kenan Alpay, iki yakın arkadaş kıvamında, demogojiyle, sürekli konuyu ve tartışmayı saptırıp savundukları diğer konuşmacılarca çürütüldüğünde, biraz geri adım atıp, her fırsatta Atatürk düşmanlığı, laiklik karşıtlığı temeline oturtulan görüşlerini, abartılı, kışkırtıcı örneklerle dışa vurdular. Benim “lafı kıvırmak” dediğim şeyin bir örneğini, Murat Özer şöyle sergiledi: Önce, “Her şeyden Mustafa Kemal Paşa’yı sorumlu tutmak, hep onu suçlamak haksızlık” deyip; Atatürk’ün CHP’nin ambleminde de bulunan ‘6 İlkesi’nin Türkiye’nin başına dert olduğunu savundu. (Oysa, ‘Atatürk İlkeleri’nin tam anlamıyla uygulandığı, devrimlerinin tamamlanıp tamamlanmadığı tartışmalıyken...)
Kenan Alpay’ın, laiklik karşıtı ve İslam Dini ile laikliğin bağdaşmadığı yönündeki sözlerine karşı, Ayşe Sucu bir hadisi örnek göstererek karşılık verince, Alpay yüzünü ekşiterek son derece saygısız ve aşağılayıcı bir tavırla ‘Üniversitede kimden aldınız hadis derslerini bilmem ama’ diyerek söze girdi. İki üniversite bitirmiş, İlahiyat dalında yüksek lisans yapmış Ayşe Sucu’nun, “Hadisler zaten Hz. Peygamberimizin…” diye başladığı cümlesini “uydurma diyeceksiniz” diye atılarak kesen Kenan Alpay’a, tavrının çok çirkin olduğunu belirten Sucu, daha sonra hadisin tamamını ve kaynağını okuyarak yanıt verdi: “Hz. Peygamberimiz diyor ki; ‘Ben ancak bir beşerim. Size dininize ait bir şey söylersem uygulayın. Size şahsi görüşüme dayanarak bir şey söylersem ben ancak bir beşerim. Siz dünya işini daha iyi bilirsiniz’”...
Sucu, kendisine “Peygamberimizin adını kullanarak yalan söylüyorsunuz!” diyerek hakaret eden Alpay’ı, “Müslüman ciddi adamdır. Lütfen ciddi olun” diye eleştirdi ve kendisinden özür dilemesini istedi. Kenan Alpay ise Ayşe Sucu’nun okuduğu hadisin hurma ağacının aşılanması ile ilgili bir hadis olduğunu ve hurma ağacı ile sınırlı olduğunu savundu. İşte “kıvırma”nın örneklerinden biri de bu.
Din ve tarih meseleleri
Programa katılan akademisyen tarihçinin “Halifeliğin saltanata dönüştürülmesi”nin islama ve sonradan islam ülkelerine ve islamiyetin başkalarının gözündeki imajına zarar verdiğini belirtmesi üzerine; Alpay, “Cumhuriyetin ortak değerlerinin iddia edildiği gibi “Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti” olmadığını savundu. Sonra, kendi içinde çelişerek, İslamiyet’in zaten bu değerlerin hepsini kapsadığını vurguladı. Ardından dini vakıfların kapatılmasını, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurulmasını eleştirdi.
Tarihçi bunun nedenlerini ve gereklerini açıklamasına karşın, onu hiç dinlememiş ya da anlamamışçasına bildiğini okuyan Murat Özer, “Şeriat zaten ‘hukuk’ demek. Niye şeriata karşı olduğunuzu anlamıyorum” derken, onun destekleyicisi Kenan Alpay, “Halk zaten müslüman ve o şekilde yönetilmek istiyor...” diye söze karıştı. (BEN MÜSLÜMANIM AMA, BU SÖZDE MÜSLÜMANLARIN SAVUNDUĞU, ASLINDA KENDİLERİNİN DE NE OLDUĞUNU TAM BİLMEDİĞİ ŞERİAT İLE YÖNETİLMEK İSTEMİYORUM! AYRICA, DİĞER YURTTAŞLAR DA KENDİ DİNSEL KURALLARININ UYGULANMASINI İSTERSE NE OLACAK?)
Devletin akıl ve bilim ile yönetilmesi gerektiğini savunurken, sürekli sözü kesilen, lafı ağzına tıkılmaya çalışılan Ayşe Sucu’nun şu sözleri, bence konunun ve benim görüşlerimin de özü: “Birey İslam dininin ilkelerini kendi içinde yaşayamayıp başkalarına da zorla dikte ettirirse, bunu da dinin bir gereği gibi sunarsa, bir adım ilerleyemeyiz, daha da geriye gideriz.”
Basının görev ve sorumlulukları
Bunlar dini ilahiyatçıdan, tarihi tarihçiden daha fazla bildiklerini öne sürüyor, üstelik de dar görüş ve kıt bilgi kaynaklarıyla, ön yargılarının ve kulaktan üflenmiş bilgilerini şiddetle, hakarete varan saygısız bir tarz ile savunuyorlar ya; bu aydın, gazeteci, yazar olma adına vahim bir şey. Bu sözde gazetecileri büyük televizyon kanallarındaki ciddi tartışma programlarına sanki birer otoriteymişçesine konuk etmek ayrı bir vehamet! Çünkü, bu gibi kimselerin ne yazıları ne de söyledikleriyle kamuoyuna gerçek bilgi, yarar ve katkı sunmayacağı açıktır. Kendilerine yer buldukları belli başlı gazeteler ve televizyon kanalları, internet sitelerinde zehir saçarlarken, NTV ve CNN Türk gibi kanallar bunları konuk ederek, kendi ciddiyet, inanırlık ve güvenirliklerine zarar vermekte, argo deyimle; “Kendi ayaklarına sıkmaktadırlar”. Zaten TRT kanallarını ve NTV’yi yaklaşık 6 yıldır izlemiyorum; yine de ara sıra izlediğim büyük ulusal kanallarda karşıma çıkan bu tür bağnaz, Atatürk ve laiklik düşmanı, şeriat ve hilafet yanlısı, düşük seviyeli, niyetleri belli kişilerin varlığından da buralarda yayımlanan programlar sayesinde haberdar oldum. Ama, bunların zehirlerini buralarda, daha geniş kitlelere saçmasını, buna göz yumulmasını öfkeyle ve hayretle karşılıyorum! Çünkü, bunların anlattıkları da tavırları da normal, kabul edilebilir, hukuğa ve müslümanlığa uygun, yakışır şeyler değil. Dini kullanarak, bölücülük, kışkırtıcılık yapmakta, ulusal değerlerimize hakaret etmekte ve bunu son derece kaba, saygısız bir tarzda, dayanaksız ve gerçek dışı bilgilerle yapmaktadırlar!
Eğitimleri ve ideolojileri şaibeli
Daha önceki yazımda Murat Özer’in aldığı eğitime, mezun olduğu okula, nereli olduğuna ilişkin bir bilgiye rastlamadığımı belirtmiştim. Kenan Alpay ise, kendi sitesinde İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu olduğunu yazmış. Bu ülkede rahmetli Turgut Özal’ın eşi Semra Özal’dan, şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kadar, devlet adamlarının ve siyasilerin eğitim durumunun, diplomalarının gerçekliğinin tartışıldığı anımsanırsa, Alpay’ın sitesindeki bu bilginin doğruluğu kanımca şüphelidir. Eğer, gerçek ise, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde eğitim ve öğretimin, mezunların bilgi ve kültür düzeylerinin çok düşük olduğu söylenebilir.
Bir televizyon programında ilk kez izlediğim Kenan Alpay hakkında “Ekşi Sözlük”de yazılanlara göz atarsanız, haklı olduğumu anlarsınız:
“Hoşuna gitmeyen doğruları duyduğu zaman, insanın babasına hakaret edecek kadar müslümandır kendisi.”
“Bilgi ve hitap konusunda abiciklerinden çok eğitim alması lazım piyasaya sunulması için. Lise seviyesi tarih bilgisi ve yanlı yorumla olmaz bu işler...”
“Beraber futbol bile konuşulmayacak kişi.”
“Yorumlarında ve tartışmalarda ‘yok yea, hadi yea, ya bi git yea’dan öte gidemeyen, dinci kesimin kendini en geliştirememiş, bırakıldığı yerde kalan acınası bir kişi.”
“Her söylediği kelimeyi 3 kez tekrar ederek ve karşısındakine zerre saygı duymadan konuşarak bir şeyler anlatmaya çalışan yandaş.”
“Vasıfsız yandaş yazarlardandır.”
“Şimdi Haber Türk’te denk geldigim ve Enver Aysever karşısında rezil durumda kalmış bir insan. Kendi provokasyon yaparken provokasyonun yanlı oldugunu söyleyebilen bünye. Konuşurken yüzü geriliyor. Tipik Akit yazarı aslında. Çok peygamber derse, daha dindar olacağını düşünen tipik yobaz.”
“Bu tür adamlar, var olma sebepleri olan mekanizmalar ortadan kalktığı zaman hayatlarına normal olarak devam edip bir sonraki yandaş olacağı sistemi beklemek için dünyaya gelmişlerdir.”
“Sözlükte kapladığı kilobyte kadar kıymeti var mıdır bilinmez.”
Yanlış bilgilenmek ve bilgilendirmek
Program sırasında tarihçi akademisyenin, Özer ve Alpay’ın 1’inci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’na ilişkin söyledikleri karşısında, artık isyan edip dillendirdiği gibi; tarihe ilişkin bu saçmalıkları (televizyonda olduğu gibi) bir yerlerde bilgi olarak anlatıyorlarsa, vay milletin haline! Bilgi kirliği ve son derece saçma bilgiler bir tek medyada mı? Savaşta tek gözüne şarapnel sıçradığı için Mustafa Kemal Atatürk’ün “Deccal” olabileceğini; Kurtuluş Savaşı’nı başlatan kalpaklı Mustafa Kemal ile savaş sonrası Cumhuriyeti kurarak, devrimler yapan bıyıksız ve orta yaşlı Atatürk’ün aynı kişi olmadığını (Aslının öldürülüp, yerine başkasının geçirildiğini) öne süren ortaokul müdürü tanıyorum!
Yani, bireyleri, toplumu bilgilendirmesi, eğitmesi, haberdar etmesi gereken en önemli kurumlar ve kişiler, işlevlerini tam anlamıyla yerine getiremezler, hatta kötüye kullanırlarsa, bu hepimiz için büyük bir tehlikedir.
Birtakım ihbarlarla, eften püften gerekçelerle insanlar suçlanıp, tutuklanıp, yargılanıp, cezalandırılacaklarına, önce bu tür kişiler, kurumlar, siteler hakkında gereken yapılmalıdır. Çünkü, PKK terörü de (bir avuç çapulcu), Gülen Cemaati (hayır işliyorlar) diye önemsenmeyerek, göz yumularak bu hallere geldiler. (Ekim 2016 / Güllük)
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.