- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 15 August 2018, Wednesday 20:37
- 2268 kez okundu
Saros Körfezi, dünyanın en güzel denizine ve kumsallarına sahiptir. Altı yaşımdayken orada yüzmeyi öğrendiğim ve Tayland gibi farklı ülkelerde de yüzüp dalış yaptığım için biliyorum. 38 yıl aradan sonra İlkokul öğretmenimin Keşan Yayla’daki alçakgönüllü yazlığına konuk oldum. Saros kıyısındaki Erikli çok büyümüş, o zamanlar Keşanlıların yazın çadır kurduğu ve tek tük prefabrik evler bulunan Yayla da eskinin Eriklisi gibi olmuştu. Deniz ise çocukluğumdaki gibi; kumlu dibini gösterecek kadar duru, temiz ve serin... Ancak, Yayla’nın evlerin önünde boylu boyunca uzanan o nefis kumsaldan eser kalmamış. Hatta deniz kıyısındaki toprak da zamanla kaydığı için yıkılan evler olmuş ve birçok ev sahibi evlerinin önüne her yıl onarıp sağlamlaştırma gereği duydukları beton duvarlar yapmışlar. Çirkin ve üzücü bir görüntü... Bu durumun neden kaynaklandığını da çok geçmeden öğrendim tabii.
Eskiden balıkçılar kayıklarını, teknelerini kıyıya çekip demirliyorlarmış. Kısa bir süre önce “Balıkçı Barınağı” ya da “Liman” olarak yapılan uzun mendirek nedeniyle, deniz suyunun hareket yönü değişmiş; bu sefer evlerin önündeki kumu alıp limanın öbür tarafına yığmaya başlamış. (İzmir Bostanlı’daki balıkçı barınağının da körfezdeki sikrülasyonu önleyip, kirliliğin artmasına neden olduğunu da yıllar önce haber yapmıştık.)
Son aylarda da Saros’a FSRU (Sıvılaştırılmış doğalgaz taşıyan ve depolayan gemiler) için liman yapılması gündemde. Her ne kadar yöre halkı buna karşı çıksa da, imza kampanyaları düzenlese de siyasi iktidar bildiğini okuyacak gibi görünüyor.
Keşan Kent Konseyi’nin, “Saros Körfezi Sanayileşmeye Açılmasın” sav sözleriyle düzenlediği kampanya için imza verirken, konuyla ilgili bilgi aldım. Kent, Çevre ve Ekoloji Çalışma Grubu’nun bu konudaki yazılı açıklaması şöyle:
“Saros Körfezi Botaş Körfezi Olmasın
Saros Körfezi’nin Sazlıdere ve Gökçetepe arasındaki bölümüne FSRU gemilerinin yanaşacağı bir liman yapılacağını duydunuz mu?
FSRU gemileri, sıvı halde taşınan doğalgazı tekrar gaz haline getiren ve doğalgazı depolayan gemilerdir. Liman, işte bu sıvılaştırılmış ürünü tekrar gaz haline getirmek amacıyla kurulacak yapıdır. Ayrıca, döşenecek boru hatlarıyla beyaz ürünler (benzin, motorin, yağ) orman ve verimli tarım alanlarımızdan geçirilecektir. Doğalgaz taşıyan tankerler, bildiğimiz küçük kuru yük gemileri gibi değil, 350 – 400 metre boyunda 100 bin dwt tonluk devasa gemilerdir. Bu devasa tankerler en başta körfezde bir tanker trafiği yaratacaklardır. Bu devasa gemilerin manevrası bile adeta bir havuz olan Saros Körfezi’ni alt üst etmeye yeter de artar bile.
Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edilen körfezde tankerlerin cirit atması ile turizm kavramını bağdaştıramıyoruz. Yayla Sahili’ne yapılan küçük bir balıkçı barınağının bile coğrafyayı nasıl değiştirdiğinin hepimiz canlı şahidiyiz. İskele’ye yapılacak alanın birinci derecede deprem kuşağında olduğunu da unutmayalım.
Ama ben Erikli’deyim, ben Yayla’dayım, ben Vakıf’tayım, ben Gülçavuş’tayım, ben Enez’deyim; Sazlıdere’deki tankerden bize ne diyemeyiz. Körfez ufak, tankerler ve iskele büyüktür. Altında kalırız!!
Bugün bir iskele yapılır, yarın yanına bir eklenti daha eklemenin kapısı aralanır. 3-5 yıl sonra bir de bakmışsın Saros Körfezi, İzmit Körfezi BOTAŞ istasyonu gibi olmuş.
Bize o sihirli ‘İş’ sözcüğüyle geleceklerdir. Bil ki; projeye göre istidam sayısı sadece 10 kişidir.
Bize, ‘ÇEVREYE VE DOĞAYA HİÇBİR ZARARI YOK’ diye geleceklerdir. Bütün projeler kağıt üzerinde ve başlangıçta tertemizdir.
Limanın bölge halkına hiçbir kültürel, sosyal, ekonomik getirisi olmayacaktır. Uluslararası şirketler tankerlerle taşıyacakları doğalgaz için eşsiz güzellikteki bahçelerimizi kullanacaklardır. Ormanları tahrip edilmiş, tanker trafiği ile altı üstüne gelmiş, tarım alanları yok olmuş, balıkçılık yapılamaz hale gelmiş, petrol türevlerine yataklık yapan bir körfezin bize sağlayacağı hiçbir fayda yoktur.
Bölgemizin en büyük hazinesi; tertemiz ve berrak suyu olan, hiçbir sanayi atığının karışmadığı bu körfezdir. Ve şimdi bu körfezi tankerlere yataklık yapması için elimizden almak istiyorlar. Ne karşılığında? Tankerler daha rahat ve kolay yoldan gidip gelebilsin diye!!
Konuya duyarsız kalmanın en basit örneğini Yayla Balıkçı Barınağı’nda görebilirsiniz. O gün ‘Ama bölgemize yatlar gelecek, bölgenin değeri artacak’ diye duyarsız kalanlar ve destekleyenler bugün altından kalkılamayacak bir sorunla boğuşmaktadırlar. Göz göre göre Yayla elimizden gitmiştir...
Yayla sahilini kaybettik, bugün de aynı şekilde duyarsız kalırsak, korkulur ki tüm Saros elimizden gidecektir. Yayla’da yalnız kaldık, bugün yalnız değiliz.
Çocuklarımıza, torunlarımıza yaşadığımız gibi TERTEMİZ BİR SAROS bırakmak istiyorsak, sesimize ses; gücümüze güç katalım.”
Zenginliklerimize çocuklarımız için sahip çıkalım
Siyasi iktidarın, muhalefete oy verdiği için Edirne’yi ve Keşan’ı cezalandırdığını düşünen halkın görüşlerini hiçe sayacak olurlarsa, doğanın bu kez herkesi cezalandıracağını belirtmem gerekir. Dünyada kendi kendini temizleyen en güzel denizlerden birine sahip Saros’a, yöreye, halka bunu yapanlar ileride bedelini çok ağır öderler. Bu doğa ve dünya hepimizin; bize paradan çok daha değerli ve gerekli.
Son yıllarda değişen yasal düzenlemelerle, doğal ve tarihsel zenginliklerimiz adeta yağmalanıyor, katlediliyor. Oysa, bunlar bizim en değerli varlıklarımız... Bu gidişat, hem kendimiz hem gelecek kuşaklar hem de tüm insanlık için endişelenmemize neden oluyor. Yaklaşık 30 yıldır gidip geldiğim ve 7 yıldır yaşadığım Güllük’te de karasal ve denizsel olumsuzlukların tanığıyız. Burada da son yıllarda “Güllük Limanı’nın genişletilmesi” ve “Yat Limanı yapılması” gündemde. Çeşitli zeminlerde tartışılan bu konularda basın olarak bizler ve Milas Kent Konseyi duyarlılık gösterip çalışmalar yaptı. Ama, yeterli değil. Hâlâ kafalarda soru işaretleri ve endişelerimiz var... Bu konularda demokratik kitle örgütleri kadar yerel yöneticilere de görev, sorumluluk düşüyor. Halkın endişelerini giderecek yönde araştırmalar ve çalışmalar yapılmalı. Haklı itirazlar, zararlı projenin önüne geçebilmeli. Kâr – zarar hesaplaması, halkın ve doğanın lehine (Birtakım çevrelerin çıkarını korumayacak yönde) olmalı.
(13 Ağustos 2018)
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.