• 21 April 2021, Wednesday 9:31
GülçinErşen

Gülçin Erşen

Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar

Yüreğinizde ılık bir sevince, yüzünüze yayılan gülümsemelere yol açacak birkaç anımdan söz edeceğim, çocuklarla ilgili…

                  2000’li yılların başında, bekârken Karşıyaka’da oturuyor ve genelde Alsancak, Konak tarafına gitmek için vapura biniyordum.  Vapurun alt salonunda pencereye yakın koltuklardan birine oturmuştum. Arkama 3-4 yaşlarında bir kız çocuğu ile annesi oturdu. Kız, bıcır bıcır konuşup duruyordu. Önce, benim de bakmakta olduğum, çevresinde ve ardı sıra uçan martılarla hareket halindeki  diğer yolcu gemisini göstererek, “Anne martıların bileti yok mu? O yüzden mi, gemiye konmadan gidip geliyorlar?” diye sordu. Kendi kendime gülümsedim ve annesi ne yanıt verecek diye bekledim: “Gemidekiler  belki onlara yiyecek atar diye, öyle birlikte uçuyorlar…” şeklinde açıkladı annesi. Kız çocuğu bir süre sonra; “Anne ben tavus kuşlarını da çok seviyorum. Kuyruklarında bir sürü nazar boncuğu saklıyorlar, kuyruklarını açınca hepsini görüyoruz…” Bu ne güzel, yaratıcı, sevimli bir benzetmeydi!  Çocukların düş gücüne, doğallığına, önyargılarla kısıtlanmamış yaratıcılıklarına bayılıyorum.

                  Bu anının üzerinden iki üç yıl geçmişti. Bu kez Bornova’dan Alsancak’a gidecektim. O zamanlar bazı hatlarda çalışan iki katlı belediye otobüslerinden birine bindim, üst katta öndeki koltuklardan birine oturdum. Genç ve güzel bir kadın da elinden tuttuğu üç dört yaşlarındaki oğluyla üst kata çıktı ve benim tam arkamdaki koltuklara oturdular. O sıralar da henüz bekâr olduğum ve yoğun biçimde anne olmayı istediğim için, genç anneye ve minik sırt çantası taşıyan sevimli oğlan çocuğuna özenerek baktım ve arkama oturmaları da hoşuma gitti.  Bu oğlan da yıllar önce vapurda rastladığım kız çocuğu kadar konuşkandı. Annesine sürekli sorular soruyordu ve annesi de onun her sorusunu sabırla cevaplandırıyordu. İçimden ben de böyle olmalıyım diyordum. Otobüs, İzmir Limanı girişine yaklaşırken, alışkın olduğumuz üzere yol kenarında sıralanmış onlarca kamyon ve tır gördük. Burada trafik biraz sıkışıktı. Oğlan annesine, her bir kamyonu göstererek “Anne bak kamyon… Anne bak kamyon… Anne bak kamyon…” diyordu. Anne de her seferinde “Evet yavrum kamyon, evet yavrum…” diye cevap veriyordu. Derken sıra upuzun bir tıra geldi ve çocuk bu kez “Anne bak kamyooon” dedi. İster istemez küçük bir kahkaha atıp arkamı döndüm. Anne de gülüyordu.

                  Ebeveyn olmak, dünyanın en önemli, büyük, zor;  ama en güzel ve keyifli sorumluluğu derim hep. Çocukları oldum olası severim; hele anne olduktan sonra bu sevgim daha da arttı. Belleğimde yer eden sevimli anıların benzerlerini, yıllar sonra kendi oğlumla ve öğrencilerimin bazılarıyla da yaşama mutluğuna kavuştum. Umarım ve dilerim torunlarımla da güzel anılarımız olur.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık