- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 19 May 2021, Wednesday 10:46
- 1083 kez okundu
Kimse, yaşından, makam ve mevkisinden, parasal gücünden ötürü saygı hak etmez. Kişi, duruşu, kişiliğini bütünleyen anlak ve yeteneklerini nasıl kullandığı, eylemleri, eserleri ile saygı hak eder. Bazı insanlar ise, sonsuza dek herkesin saygısını hak eder; Mustafa Kemal Atatürk gibi!
Eğer, başkalarının bizim değerlerimize saygı göstermesini istiyorsak, bizler de en azından başkalarının değerlerine saygısızlık etmemeliyiz. Ama, neden saygı duyulması, gösterilmesi gerektiğini de bilmeli, anlamalı, anlatmalıyız. Yoksa, şekilcilikten öteye gitmeyen, içtenliksiz, sığ ve yavan bir duygulanım ve yaşam içinde debelenir dururuz.
“Tüm umudum gençliktedir” diyen Atatürk, Söylev’ini niçin Gençliğe Sesleniş ile bitirdi? Özellikle; son 15 – 20 yıldır, O’nun Gençliğe Sesleniş’inde söylediği; (bizlerin çocukken, gençken, tam anlamıyla zihnimize oturtamadığımız) olay ve durumların bir bir gerçekleştiğine tanıklık ettik, etmekteyiz. Ülkede gücü elinde bulunduran bazı kişi ve kesimlerin, kişisel çıkar ve emellerini, içteki ve dıştaki düşmanlarla nasıl birleştirdiğini; devletimiz, ulusumuz (yani ülkemiz ve halkımız) aleyhine ortaklaşa çaba ve çalışmalarında, tinsel ve özdeksel (maddi ve manevi) değerlerimizi hiçe sayarak, nasıl gemi azıya aldıklarını gördük... Gerici, bağnaz, kişileri ve fikirleri putlaştıran bir anlayışın temsilcileri olsaydık; Atatürk için, “Ne yüce bir önder; sanki ermiş; olacakları neredeyse 100 yıl öncesinden görmüş; evliya gibi, peygamber gibi adam” demekle yetinirdik. Oysa, anlaklı (zeki), sağ duyulu, deneyimli, ileri görüşlü bir liderin, şaşmaz öngörüsüdür bunlar…
“Asil kan”lı kimdir?
Atatürk’ün Cumhuriyet’i emanet ettiği gençlerde, varlığından söz ettiği “Asil kan”; ülkesinin, halkının, hatta tüm insanlığın ve dünyanın yararını, kendi varlığının üstünde gören; kendini bu bütünün parçası, bütünü de kendi varlığını anlamlı ve gerekli kılan unsur sayan tüm kişilerde bulunan ruh ve anlayıştır. Bu anlayış; ancak aklının ve vicdanının sesini dinleyenlerde gelişir. O yüzden Atatürk, “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller yetişmesini istemiştir. Ve ülkesini, geleceği böyle gençlere emanet etmiştir.
Türkçemizde gençlere yakıştırılan güzel bir deyim var: “Delikanlı”. Benim her birini ayrı bir “Cevher” olarak gördüğüm gençlerin, bünyelerindeki o müthiş potansiyeli; bilgi, beceri, yetenek ve deneyimlerini, güven, inanç, cesaret, çaba ve yaratıcılıkla birleştirmeleri gerekir. Neyi en iyi yapıyorlarsa; sevgiyle, yorulmadan, üşenmeden onu yapmalılar. Ailesinden, yaşadığı yerden, yurdundan başlayarak, dünya ve insanlık için yararlı eylem ve üretimler içinde bulunmalıdırlar. “Kendini gerçekleştirmek” denilen şey bence budur.
Bizler, zengin, ünlü, makam ve unvan sahibi kişiler olarak değil; dünyaya geliş amacımızı anlayıp, özdeksel ve tinsel ürünlerimizle, hizmetlerimizle başkalarına yararlı olabildiğimizde, kendimizi başarılı ve mutlu duyumsarız. Son yıllardaki bilimsel araştırmalar da bunu göstermiştir. Aslında Mustafa Kemal Atatürk’ün de yaptığı ve başardığı budur. Onun, İstanbul’dan Samsun’a doğru yola çıkarkenki amacı, Cumhurbaşkanı olmak değil; yurdunu düşman işgalinden kurtarıp; tam bağımsız, çağdaş uygarlığa yakışan bir siyasal, toplumsal, ekonomik ve hukuksal düzene sahip, yeni ve güçlü bir devlet kurmaktı. Onun kendi sağlığını, rahatını, ünvanlarını yitirmeyi göze alarak giriştiği savaş, bizlere onurlu bir geçmiş, çağdaş ve güçlü bir devlet, nispeten ve büyük ölçüde gönenmiş, eğitilmiş, umutlu, mutlu bir halk kazandırdı. Atatürk’ün bir dahi olduğu tartışmasız doğrudur. Ama, Atatürk de daha önce sözünü edip, açıkladığımız o “Asil kan”a sahip olmasaydı; tarih sahnesinden silinmiş, devlet olma niteliğini yitirmiş, başkalarının boyunduruğu altında varlığını sürdürmeye çalışan bir sömürge toplumu olarak kalırdık.
O’nun izindeyiz
Kanımca, O’nun en büyük liderlik özelliği; Osmanlı devleti bünyesinde yüzyıllardır, ümmet olmaktan öte, “Birlik” bilinci taşımamış bir halkı, topyekün ortak bir amaca yönlendirmesi ve destansı bir Kurtuluş Savaşı sonrası, ülkeye çağ atlatabilmesidir. İşte bu nedenle; Türkiye düşmanlarının öncelikli amacı; çeşitli unsurları (din, mezhep, etnik köken, siyasi görüş) kullanarak, halkı ayrıştırmak, bölmek, birbirine ötekileştirmek ve düşman etmektir. Bunu da “İleri demokrasi”, “İnsan hakları” kılıfını kullanarak çok sinsice ve tehlikeli biçimde gerçekleştirmektedirler.
Benim de çocukluğuma denk gelen geçmiş yıllarda; gençlerin “sağ – sol” çatışmasıyla, oyuna getirilip, kurban edildiklerini; ülkemizin çok ağır bedeller ödediğini biliyoruz. Ama; yakın bir geçmişte de Gezi Direnişi’nde başı çeken, ilham veren, dayanışan, şiddetle değil, sanatla, emekle direnen her kesimden gençlerin o destansı kitlesel eylemlerine tanıklık ettik, katıldık. Atatürk yine haklı çıktı gençlere güvenmekte.
Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin nimetlerinden yararlanan bizden önceki kuşakların, bizlere; kasıtlı olarak “Apolitik” ve içi boşaltılmış Atatürkçülükle yetiştirilen bizim kuşağın, geçim derdi ya da “köşe dönme” hırsıyla sizlere, daha kötü bir Türkiye bıraktığını farkındayız. Üstüne üstlük “Pandemi” (Küresel salgın) dönemindeyiz. Tüm bu olumsuz koşullara karşın, Atatürk’ün güvendiği gibi güveniyorum gençlere. İşte bu yüzden sizlere sevgi ve saygı duyuyorum Gençler! Çünkü başaracaksınız. Muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki “Delikan” da!
Gençler, gelecek sizsiniz; gelecek sizin.
Gülçin ERŞEN – 15 Mayıs 2021
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.