- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 06 July 2018, Friday 20:29
- 2686 kez okundu
Dünyanın neresine giderseniz gidin; gerçek bir Atatürkçü ile tanışırsanız; onun öncelikle kendi ülkesi, halkı, sonra tüm dünya ve halklar için iyi şeyler dilediğini ve yapmaya uğraştığını görürsünüz. Tıpkı Atatürk gibi... Bu tür insanlar ve bizler için, nitelik nicelikten önce gelir ve niyet, (yani gerçek amaç, gaye) önemlidir.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD); 1993’ten bu yana kamu yararına dernektir. Bizler Atatürk’ün ilkeleri ışığında O’nun gösterdiği hedeflere ilerlerken, O’nun niçin “büyük” olduğunu, “sevildiğini” anlamak ve anlatmak durumundayız.İşte bunun için kendimiz bilgili, bilinçli, sağlıklı ve yararlı olmaya çalışırken, toplumu da bu yönde etkilemek, yönlendirmek isteriz.Çünkü, aydınlanma, gelişme, kalkınma, devrim “topyekün” (hepbirlikte) olur.Ama, bazıları meşalenin alevini tutuşturan kıvılcımdır, bazıları meşaleyi taşır, bazıları onun sönmemesini sağlar, bazıları da bu alevi çoğaltır.Kurtuluş Savaşı’nda da yeni bir devletin kurulmasında da, Cumhuriyet’in ilanında da böyle olmuştur. Tabii ki; karanlığı tercih eden, yakılan ateşleri söndürmek isteyen, aydınlığı karanlığa çevirmeye uğraşanlar vardır... Amacımız, onları da aydınlığa çekmektir. Eğer, Atatürk’ün yolunu anlayıp izleyeceklerse, ne mutlu onlara... Yoksa, alev asıl onları yakıp kül edecektir (Yakılan aydınları, ozanları, sanatçıları, düşünürleri değil...).
Bu yazınsal girişten sonra sadede geleyim: ADD Milas Şubesi olarak, amacımız, niyetimiz, çaba ve çalışmalarımız yukarıdaki paragrafta anlatılanlarla örtüşmektedir. Bu yılki ilk etkinliklerimizi ve toplantılarımızı da, bu nedenle Türkiye’nin önemli sorunlarına dikkati çekmek ve çözüm üretebilmek için, “Kadına Yönelik Şiddet ve Çocuğa Yönelik Cinsel Saldırılar”, “Şeker Fabrikaları” konularında yaptık...
Burs hesabımıza katkı bekliyoruz
20 Haziran gecesi düzenlediğimiz yemeğimiz ile “Tanışıp, kaynaşıp, dayanışmayı ve eğlenmeyi” sağlarken, burs hesabımıza bağış toplamayı da hedefledik.Baştan beri Türkiye’deki birçok kurumun başaramadığı, şeffaflık, nesnellik ve “yansızlık” ilkelerini gözettik. (Atatürkçülük, yurtseverlik, çağdaşlık, demokrasi, hak, hukuk, adalet, barıştan yanayız tabii.) Bu bağlamda düzenlediğimiz yemekten, elde ettiğimiz 5200 TL.’nin dernek hesabımıza aktarıldığını, daha önce burs hesabında bulunan tutar ile, şimdilik yaklaşık 11 bin TL’yi burs için ayırabildiğimizi belirteyim. Yönetim Kurulu olarak, önümüzdeki eğitim öğretim yılında üniversite öğrencisi için ayda 200 TL., lise öğrencisine de ayda 150 TL. burs vermeyi uygun gördük. Hesaplamamıza göre; 9 ay boyunca 4 lise, 4 üniversite öğrencisine burs verebilecek durumdayız. Oysa, burs başvurusu yapan öğrenci çok fazla... Tabii ki; öğrencilerle görüşüp, çeşitli niteliklerine ve başvuru önceliğine göre bursiyerlerimizi seçeceğiz.Atatürkçü bir aileden yetişmesi ve kendisinin de öyle olması, derslerindeki başarısı, parasal açıdan bursa gereksinim duyması, bursiyerlerimizde öncelikle aradığımız özellikler. Burada da nitelik nicelikten önemli...
Hayırsever ve yurtsever Atatürkçülerden, geleceğimizin güvencesi ve yaratıcısı olan gençlerimiz için burs vermelerini isteriz. Geçim durumu ortalamanın üzerindeki kişilerin ayda 150, 200 lira, iki gence birden 350 lira burs ayırabilmesi gerekir. (ADD Milas Şubesi Başkanı olmadan önce yazdığım bir yazıda; 1990’ların sonunda Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Mezunları Vakfı’nın en genç yönetim kurulu üyesiyken, bir yıl boyunca 2 öğrenciye burs verdiğimi gururlanarak yazmıştım. Ben o zaman 27 yaşımda bekar bir gazeteci olarak bunu karşılayabildiysem, Milas’ta yapabilecek olan çoktur sanırım.)
Ayrıca, Türkiye’nin en önemli derneği saydığım ADD’nin yıllık 24 TL.olan üyelik aidatını 4-5 yıldır ödemeyen üyelerimiz de var. Onların birçoğunun yaşamsal telaşları ve iş yoğunluğu yüzünden ihmal ettiklerini tahmin ediyorum. Şimdi hazır yeri gelmişken, üyelerimize, en kısa zamanda yasal zorunluluk sayılan aidat borçlarını ödemelerini anımsatayım.
İdam tartışmaları gereksiz ve anlamsız
Yine dünyanın öbür ucunda da olsa Atatürkçü bir Türk kadını, kendisini “Atatürk’ün Kızı” olarak tanımlar. Bu onur verici sıfat, aslında çok önemli ve ağır bir sorumluluk da yükler, çağdaş, aydın, yurtsever, Atatürkçü kadının omuzlarına... O’na yakışır bir tavır, tutum, görünüm ve eylemler içinde bulunmalıdır. Dünyanın birçok ülkesinden önce, O’nun sayesinde kavuştuğumuz hakların değerini ve Cumhuriyet’in kazanımlarını pekçoğumuz takdir edemedi. Onun acısını yaşıyoruz hep birlikte... Yönetim biçimimiz (siyasi rejim), hukuk, ekonomi, eğitim, sağlık, güvenlik, bağımsızlık, özgürlük, demokrasi, çağdaş yaşam, toplumsal ve uluslararası barış konularında geriye gidiyor, kayıplar yaşıyoruz. Bunların önüne geçecek bilimsel, akla ve vicdana uygun reçeteler ve uygulamalar üretmek yerine; “İdam” gibi çağ dışı, insanlık dışı ve T.C. Devleti’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı, bir konunun havanda su dövercesine gündeme getirilip tartışılmasına alet oluyoruz. (Yoksa, “ ‘Partili Başkanlık’ sistemiyle ‘Tek Adam’ rejimi geldi, artık Atatürk’ün kurduğu T.C. yıkıldı” diyerek, önceki uluslararası anlaşmaları da geçersiz mi sayacağız?)
Dün, sosyal medyada şöyle bir paylaşım yaptım:
“Kadına yönelik şiddeti ve cinayetleri tartışırken, çocuğa yönelik insanlık dışı iğrenç saldırılar onun da önüne geçti. Son 8 yılda 100 bin çocuk kaybolmuş! Bu, yılda yaklaşık 10 bin çocuk demek! Bunun için mi RTE yıllardır 3 - 5 çocuk yapın diyor?Nasılsa koruyamayacağız; kaçırılıp, kaybolup, ırzına geçilip öldürülecekler ya da şehit edilecekler, terör örgütüne devşirilecek, belki organ mafyasına satılacaklar. Sokak eyleminde gaz fişeği, öldürülesiye dayak yiyecekler, ekmek almaya giderken ölüverecekler örneğin!...Yok, bir tane yapın, gözünüzden iyi bakın, dürüst, namuslu, Atatürkçü, yurtsever, insansever, sağlıklı yetiştirin. Nitelik nicelikten daha önemli ve dünyanın insan gibi insanlara gereksinimi var. Bencil, çıkarcı, cahil, ahlâksız, vicdansız, geri, şiddet düşkünü olanlar çok fazla ve dünyayı cehenneme çevirmek üzereler. Dünyamızı, çocuklarımız ve gelecek için korumalı ve düzeltmeliyiz (Tanrı’nın yardımıyla...). Bizden başkası yapacak değil...”
Mehdi, Mesih bekler gibi Atatürk’ü beklemeyin. O bir daha gelmeyecek. O’nun gibi olmak da kolay değil. Ama, onun gösterdiği yolda yürümek, onun yapmak istediklerini yapmak; aklın, bilimin ışığında, vicdanımızın sesini dinleyerek ve çok çalışarak mümkün.İşte biz bunu yapmak niyet ve çabasındayız.Azınlıktayız belki; ama unutmayın nitelik nicelikten önemli. Niyetimiz de... İyiler önünde sonunda kazanır! (“Erkek veya kadın, mümin olarak kim yararlı işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar da haksızlığa uğratılmazlar.” Nisa, 4/124 Cenneti haketmek için, dünyamızı cennete dönüştürmeye çabalayalım önce. G.E.)
(5 Temmuz 2018)
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.