- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 11 November 2016, Friday 19:22
- 3013 kez okundu
Sinema dilinde “Sıcak açılış” diye bir terim vardır; ben de yazıma sıcak bir giriş yapıyorum.
Öncelikle, Türkiye Cumhuriyeti’nin 93’üncü kuruluş yıldönümünde adını Cumhuriyetimizden alan gazeteye uygulanan işlemlerin kasıtlı ve simgesel olduğunu düşündüğümü belirteyim. Ayrıca, biri ya da birilerinin (başkalarının güdümüyle bilinçsizce ya da bilerek) ülkemizi iç ve dış savaşlarla, karmaşa ve bunalıma sürükleyerek, yaratılan sahte kahramanlarla sözde yeni bir devlet kurup yeni bir anayasayı yürürlüğe koyma tasarılarını 2023’e yetiştirmek istediklerini kuvvetle tahmin ediyorum. Ama, bizim sahte kahramanlara, yeni bir Cumhuriyete, başka bir yönetim sistemine ihtiyacımız yok! Bizim gerçek kahramanlara, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Devrimcilik” ilkesindeki gibi; Türkiye’yi, devletimizi ve toplumumuzu çağın gereklerine göre geliştirip daha ileriye taşıyacak düzenlemelere, bunu başaracak kişi ve kurumlara gereksinimiz var.
Sarıkamış Lisesi’ndeki Tarih Öğretmenim Gürsoy Solmaz (Şimdi Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde Doçent), bana 26 Mart 1994 tarihinde, o sıralar görev yaptığı Van’dan (Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’ndeyken) kısa bir mektupla birlikte, yazıma konu olan fotoğrafı iletmiş. “... Sana, dağa vurmuş gölgenin ATA’mıza çok benzediği bu fotoğrafı gönderiyorum. Ardahan’da 1992’de çekilmiş bu fotoğrafın doğallığı kadar zengin, ilham dolu; sağlık, mutluluk dolu günler geçirmen dileklerimle...” diye yazmış. Ben benzer doğa görüntülerinin ülkemizin başka yerlerinde de oluştuğunu biliyorum. Örneğin, yıllar önce gözlerimle gördüğüm, Balıkesir Gömeç’teki Atatürk Kayalıkları gibi...
Kıskanılan lider
Kurtuluş Savaşı’ndaki ve sonrasındaki Önderimiz, Başkomutanımız, Başöğretmenimiz, ilk Cumhurbaşkanımız Atatürk, bu coğrafyada, dünyanın herhangi bir yerinde hiçbir devlet adamının yapamadığını yapmıştır. Sömürgeci ve dünyanın en güçlü devletleri konumundaki ve de onların güdümündeki devletlere, kışkırtılmış iç düşmanlara karşı destansı bir savaşı yönetmiş ve içinde bulunduğumuz tüm olumsuz koşullara karşı galip gelmemizi sağlamıştır. Sonrasında toplumsal, ekonomik, siyasal, hukuksal, sanatsal alanlarda ve eğitimde devrim niteliğinde değişiklikleri ve yenilikleri gerçekleştirmiştir. Ben ne dünyada ne de Türkiye’de bunların hepsini birden başarabilmiş bir lider ve devlet adamı bilmiyorum. Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanlarının bilinçaltında, O’na duydukları kıskançlık da bulunmaktadır kuşkusuz.
Oysa, bizlerin gönlünde O’na karşı büyük bir sevgi, minnet ve özlem var. Özellikle biz kadınların, dünyanın birçok ülkesindeki kadınların bizden sonra kazandığı demokratik ve hukuksal hak ve özgürlüklere bizleri kavuşturduğu için, O’na, dönemin ilerici, aydın kişilerine borcumuz büyük.
Atatürk, dış görünüşü, kişiliği, tavırları, yaşamı ile örnek alınması ve gösterilmesi gereken bir insan. Ne mutlu bizlere ki; Allah, O’nun gibi bir lideri ve devlet adamını bize nasip etti. O da sanki görevinin ve yaradılış amacının bilincindeymişçesine, ömür boyu vatanı, halkı için çabaladı, savaştı; kendisini, akrabalarını, yakınlarını kalkındırmak için değil... Ülkeyi bayındırlaştırmak, halkı aydınlatmak için uğraştı... Bu yüzden yıllar önce başkasından duymuş olsam da “Atatürk, Türklerin peygamberidir” sözünü benimseyerek kullanıyorum.
Atatürk’ün izi
O, Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı olmayı en çok hakedendi. Ama, O’nun yeryüzündeki en üstün konumu ve makamı, milyonların gönlündeki tahtıdır! Hani bazı kendini bilmezler, “İzindeyiz” sözüne “tatildeyiz” anlamı yükleyerek alay etmişlerdi ya, istemeseler de bu ülkede yaşadıkları sürece Atatürk’ün izinde yürümek zorundalar. Çünkü Atatürk, salt zihinlerde, yüreğimizde değil, bu ülkenin her karış toprağına şehit kanlarıyla kazınmış ve yazılmıştır. “Atatürk’ün izindeyiz” demek; yaşadığımız yer, yaptığımız iş ne olursa olsun, O’nun ilkelerini esas, Devrimlerini örnek alıp, daha iyisini, güzelini, yenisini yaparak ilerlemek, gelişmektir. O’nun ilkelerinden “Devrimcilik” de bunu gerektirir.
Geçmişe özlem (nostalji) “gericilik”le, çağdaş uygarlığın ötesine geçmek de “yozlaşma”yla karıştırılmamalıdır.
Bizim birini daha çok sevmemiz için, başkasını daha az sevmemiz ya da sevmekten vazgeçmemiz gerekmiyor. Gönlümüz yeterince geniş. Yani, “Mangal gibi yürek” sözü bence cesaretten çok gerçekten sevmeyi çağrıştırır. Çünkü, sevgi her ikisini de içerir. Tıpkı, vatan sevgisi, insan sevgisi, doğa sevgisi, evlat sevgisi, Atatürk sevgisi gibi... Sevginin arkasında durmak ve gereğini yapmak da cesaret ister. İşte bunu başaranlar gerçek kahramanlardır. Biz, Yaradan’ı da, Peygamberi de, Ali’yi de, Atatürk’ü de vatanımızı da severiz. Biri için diğerinden vazgeçmemiz gerekmez!
(9 Kasım 2016 / Güllük)
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.