Gülçin Erşen

Gülçin ERŞEN

Bu yıl 19 Mayıs’ta Bilim İnsanı Prof. Aziz Sancar’ın Nobel ödülünü Anıtkabir müzesine armağan etmesi ve bu nedenle düzenlenen törende, devletin zirvesinin Anıtkabir’de hazır bulunması bence en takdir edilecek olaydı. CHP Gençlik Kollarının, tüm engellemelere ve olumsuzluklara karşın Güvenpark’tan Anıtkabir’e yürüyüş düzenlemesi, başkentte ulusal bayram havasını estiren belki de tek etkinlik oldu. Ben de oğlum Deniz ile planladığımızdan daha güzel ve anlamlı bir bayram günü geçirdim.

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı anlamına uygun biçimde, ama her zamankinden değişik kutlamak istedik. Oğlumla Bodrum Oasis’e gittik. Angry Birds (Kızgın Kuşlar) adlı çizgi filmi seyrettik ki; günün anlamına pek uygun bir filmmiş! Film, işgalci, emperyalist domuzlara karşı, barışçıl, gönençli, demokratik, hatta sosyalist sayılabilecek bir düzende yaşayan kuş toplumunun “Kızgın Kuşlar”a dönüşerek verdiği savaşı ve kazandıkları zaferi konu ediyordu. Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Seslenişi’nde ve Bursa Nutku’nda söylediklerini çağrıştırdı bende. Ayrıca, günümüzle örtüşen yanları da yok değil. Örneğin; kuşların adasına önce bir gemi ve birkaç kişiyle gelen sömürgeci domuzlar, gözboyayıcı ve modern “armağanlar ve aygıtlarla” kuşların güvenini, dostluğunu kazandıktan sonra, aslında kuşları tembelliğe, kendilerini ve sorumluluklarını unutmaya, bozulmaya teşvik eden buluşlarını ve eğlence anlayışlarını daha fazla gemi ve çok sayıda domuzla tüm adaya yayıyorlar. Bu arada, onların bütün yumurtalarını alıp kaçıyorlar. Tüm bunların erken farkına varıp, toplumunu uyarıp uyandırmaya çalışan Kırmızı adlı kızgın kuşu ise dışlıyorlar. Öte yandan, Kırmızı ve arkadaşlarının yardım umuduyla, yuvasına tırmandıkları yüksek kayalıkların en tepesindeki Yüce Kartal’ın onları “kendisinden kahramanlık ve medet ummak yerine, içlerindeki gücü harekete geçirmeye yönlendirmesi” kayda değer.

Oasis’te akşam konser vereceğini anladığım Pusula’nın sahne hazırlıkları vardı. Ama, bizim son minibüsü kaçırmamamız gerekiyordu. Bu yüzden, kent merkezine döndük ve şöyle bir dolaştık. Atatürk anıtının karşısındaki alanda, Bodrum Belediyesi’nin kurduğu bir sahnede aerobik ya da step diyebileceğimiz hareketleri canlı müzik eşliğinde yapan küçük topluluk izleyen halkı da kendileriyle spor yapmaya çağırıyordu. Ancak, bir kadın ve çocuk dışında, seyredip alkışla eşlik edenler çoğunluktaydı. Cami’den Kale’ye dek kıyı boyunca uzanan tezgahlarda da çeşitli sivil toplum örgütlerinin kermesi vardı.

(Bu arada Bodrum şehiriçi dolmuşlarının kentkart okuyan aygıtı takmış olmalarına karşın, uygulamayı kabul etmediklerini öğrendim. Kartlarımızı kullanamamak, otogardan Oasis’e gitmek ve oradan dönüş için toplam 8 TL. ödemek beni kızdırdı. Gerçi, belediyenin de şehiriçi otobüsleri varmış ve onlarda kart geçiyormuş, ama, bunların yeterli sayıda olduğunu sanmıyorum.)

Güllük’te çifte kutlama

Bodrum’dan saat 19.00’daki son dolmuşla Güllük’e döndüğümüzde, belediye hizmet binası önündeki alanda Türk bayraklarının yanında, Beşiktaş bayraklarının dalgalandığını, coşkulu bir müzik eşliğinde, takımlarının formasını giymiş çok sayıda BJK’li taraftarın, ortaklaşa düzenledikleri etkinlikle, halka ücretsiz köfte ekmek, ayran ve su dağıtıldığını gördük. Biz de nasiplendik. Belediye’nin çay bahçesinde yiyip içip, biraz oturduktan sonra, sahilden yürüyerek eve dönmeye hazırlanıyorduk ki; havai fişek gösterisi başladı. Güllük’te şimdiye kadar hiçbir düğün ve bayramda görmediğim kadar çok sayıda fişek patlatıldı. Bol bol fotoğraf çektim. Havai fişek gösterisi, dışarıda bulunan insanların da oraya yönlenmesine neden oldu. Gösteriyi izledikten sonra, evimizin yolunu tuttuk.

Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı, “İnadına 19 Mayıs! İnadına Bayram” sav sözlerinin kullanılmak zorunda kalınmayacağı, Bayramı hep birlikte gurur, sevinç, coşku ve saygı ile anlamına uygun kutlayacağımız günlerin gelmesi umudu ve dilekleriyle kutluyorum.

(20 Mayıs 2016 / Güllük)