• 08 September 2017, Friday 19:48
GülçinErşen

Gülçin Erşen

‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!

Gülçin ERŞEN

Yargı sistemindeki hukuksal, yönetsel ve toplumsal cezalar, yaptırımlar, genelde caydırıcıdır. Ama, suçu azaltıcı etkisi tartışılır. Bunu, günah işleyip cezasını çekme korkusu izler. Vicdan azabı ise en büyük ve güzel cezadır bence.

Metafizik ve tasavvufla ilgilenenler bilir; insanın “Rahmani” ve “Şeytani” yanları vardır. Rahmani yanımız “Vicdan”, Şeytani yanımız “Nefis”tir. Nefis, bu dünya ile bağımızı koparmamamız için gereklidir. Aslolan, nefsini bilip denetlemektir; öldürmek değil. Hz. Muhammed dahil, nefsini bu dünyada yaşarken öldürmemiş, peygamberler var. Önemli olan nefsin ve vicdanın sesini ayırdedebilmek; hep söylediğim gibi; “Akıl ve vicdan” ile düşünüp, konuşup, davranmaktır. Bazen nefise uymak kaçınılmaz olur. Örneğin; aile kurup çoluk çocuğa karışmak, karşı cinse aşkımızı göstermek, cinsellikle mümkün olur. Ayrıca, yaşamak için, yemek içmek zorundayız. Ama, bunları ne şekilde ve ölçüde yaptığımız, önemli göstergelerdir...

İdam çözüm değil

Geçenlerde CNN Türk’te Deniz Bayramoğlu’nun sunduğu “Bilinçaltı”yla ilgili bir programda (Daha önce de bu ve başka programlarda izlediğim) birbirinden değerli konukların anlattıkları, bu yazıya esin kaynağı oldu.

Son zamanlarda “İdam Cezası” isteyenlerin arttığını görüyoruz. (İdam cezası ve işkenceye karşı olduğumu hemen belirteyim.) Bir insanı suç işlemekten alıkoyan; toplumsal baskı ve kurallar, yasalar ve kolluk güçleri, dinsel ve ahlaksal kurallardır (Birçok suç, dinsel açıdan “Günah”tır). Sonuncusu kısmen, diğerleri tamamen “Korku” temellidir. Yani, korku, kurallar, baskı ortadan kalkarsa, kişi her türlü suçu işleyebilir. Ama, bu korku, baskı ve kurallar olmadığı halde; ateist olduğunu söyleyen kişiler de dahil; insanı suç işlemekten alıkoyan asıl unsur “Vicdan”dır. Vicdanlı insan, bilerek, isteyerek, hiçbir canlı varlığı incitmez, öldürmez, zarar veremez. Aksi halde, bunun ayırdına vardığında, müthiş bir vicdan azabı duyar ki; bu en ağır cezadan beterdir. (Dostoyevksi’nin “Suç ve Ceza” romanı bunu işler.)

İnsan, kendi kendisinin en ağır yargıcı ve infazcısıdır. Ama, vicdan aynı zamanda affetmeyi, hoşgörmeyi gerektirir. (“Kahhar” sıfatıyla kahredici, “Müntakim” sıfatıyla cezalandırıcı olarak anılan Allah, “Gafur”dur, yani affedicidir de..)

Vicdanlı insan, affetmeyi ve kendisini affettirmeyi de bilmelidir. Bunun için elinden geleni yapmalıdır. Gerisi Allah’a kalmış!...

Hz. Ali’nin çok sevdiğim sözündeki gibi; “En kötü insan, iyiliğe kötülükle karşılık veren; en iyi insan, kötülüğe iyilikle karşılık verebilen insandır.”

EN İYİ İNSAN, olmayı başarmak umudu ve dileğiyle...

(6 Eylül 2017 / Güllük)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık