Gülçin Erşen

Gülçin ERŞEN

Aşure, bence dünyanın en güzel tatlısı. Başka ülkelerde de benzer yiyecekler yok değil.. İçinde birbirine benzeyen, benzemeyen türlü türlü yemiş, malzeme var. Hepsi belli bir dozda uyumla karışıp kaynaşmış (helmelenmiş).. Bazı lokmalarda birinin, başka bir lokmada birkaçının tadı alınıyor. Ama, hiçbiri (şeker, tarçın, susam, nohut, kuru kayısı, incir, ceviz, badem, buğday...) diğerine baskın değil. Belki de bu çok çeşitliliğin uyumu bu tatlıyı bu kadar lezzetli yapıyor. Tıpkı dünyadaki varlıklar, insanlar gibi.

Dünyada da tek tip bitki, hayvan olsa, insanların hepsi aynı cins, ırk ve yaşta olsa... Ya da bir tür bitki, hayvan, insan belirgin ve aşırı ölçüde fazla ve baskın olsa, yaratılıştaki bu uyum ve güzellik olur muydu? Benzerliklerimiz ve farklılıklarımızla varız, güzeliz, anlamlıyız. Dünya böyle güzel ve kusursuz aslında. Bunu farkedip, ne zaman uyum ve barış içinde, olağanüstü düzenin ve yaşamın lezzetine varacağız?

Aşure en güzel tatlıysa, Güllük’teki en güzel aşure de Alevi Kültür Derneği’nde pişen ve dağıtılan bence. Öyle olmasa, gelip yiyen, mutlaka ikinci ve üçüncü kez alır mı, onlarca kişi yanlarında getirdikleri irili ufaklı kabı doldurup gider mi?

Geçen Cumartesi de öyle oldu. Ama bu kez yerel ve genel seçimler öncesi değil diye; siyasilerden -CHP Kadın Kolları’ndan üyeler dışında- uğrayan yoktu.

Afiyet olsun. Allah kabul etsin.

(9 Ekim 2017 / Güllük)