• 27 April 2018, Friday 19:28
GülçinErşen

Gülçin Erşen

Millet, egemenliğine sahip çıksın!

Gülçin ERŞEN

Atatürk’ün “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” sözü, hem anlam kazandığı TBMM Genel Kurul Salonu duvarına yazılmış, hem de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın sav sözü olmuştur. Milletin, 98 yıl önce kendisine verilen “Egemenlik hakkı”nın gerçek sahibi olduğunu farkedip, bu hakkına sahip çıkması şimdi her zamankinden fazla önemlidir.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Milas Şube Başkanı olarak, Milas’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ndaki izlenimlerimi, görüş ve yorumlarımla aktarmaya çalışayım önce...

Atapark’taki resmi törene katılmak için sabah 8.30 sularında oradaydık. Çelengimizi gören bir adam, önce azarlar bir tonda, “Siz çelenk koymak için izin aldınız mı ki, bu çelengi buraya getirdiniz?” dedi. Ben “İzin almamız mı gerekiyor?... Siz kimsiniz?” dedim. Kaymakamlık Özel Kalem Müdürü olduğunu öğrendiğim kişiye, ADD olarak, Atatürk anıtına çelenk koymak için izin almamız gerektiğini bilmediğimizi, çelenk yönetmeliğini mutlaka okuyacağımızı, ama bu tavrın da haber konusu olabileceğini belirttim. Özel Kalem Müdürü, bu kez yumuşak bir tonla, “Biz niye sizin çelenk koymanıza engel olalım? Biz de çelenk koymanızı isteriz. CHP daha önce dilekçeyle izin aldı. Siz de alsaydınız...” dedi. Ben de o zaman “Biz de törenden sonra CHP ile birlikte koyalım çelengimizi. Resmi tatil nedeniyle kaymakamlıkta kimse yoktur şimdi. Dilekçemizi de en kısa zamanda veririz önerisinde bulunduk. “Emniyet izin vermeyebilir” dedi. Hemen Emniyet Müdürü’nün yanına gidip, tokalaşıp, bayramlaşarak konuyu aktardım, onay aldım. Ve 9:30’da yine saygı duruşunda bulunup, İstiklal Marşımızı söyledikten sonra, Atamızın anıtına CHP ile birlikte çelengimizi sunduk. Onun karşısında selam durarak, saygı, sevgi ve minnetimizi belirttik.

Dilekçemizi hemen o gün hazırladık ve ertesi gün Kaymakamlık’a sunduk. Evet, yönetmelikte önceden izin alınması gerektiği yazıyor. Ama, ‘Resmi törende yalnızca Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü (ya da devletin kurumu) çelengini koyar, diğerleri resmi tören bittikten sonra, ayrı bir tören düzenleyip çelengini koyar’ diye bir şey yok. Aslında yönetmelikte; resmi törende, izin alan bütün kurum ve kuruluşların, demokratik kitle örgütlerinin, törene katılan okulların çelenklerini anıta -kurallarına uygun biçimde- koyabilecekleri yazıyor. Birlik ve beraberlikten dem vuranların, ulusal bayramlarımızda bile buna aykırı tutum ve uygulamalarına da dikkat çekmek gerekir. Ayrı ayrı çelenk bırakmak, AKP iktidarı döneminde gelen bir uygulama...

 

“Çocukla çocuk olmak”

Genelde olumsuz anlamda kullanılan “Çocukla çocuk olmak” deyimini, 23 Nisan’da keyifle yaşadık. 23 Nisan öncesi, Milas Merkez İlkokulu 4-C Sınıfı Öğretmeninin isteği üzerine, kendilerine önceki yıllara ait takvimlerimizden çok sayıda verdik. Çünkü, bayramda çocuklar bu takvimlerdeki Atatürk resimlerini kesip yapıştırarak hazırlayacakları pankartlarla gösteri yapacaklardı. Ayrıca, oğlumun okuduğu Özel Milas Tek Koleji’nin etkinliği için “Atatürk’ün çocuk sevgisi”yle ilgili bir metin hazırlayıp öğretmenlere sunmuştum. (Bu metnin bir bölümü, okuldaki tören sırasında, perdede Atatürkümüzün içeriğe uygun fotoğraflarının gösterimi eşliğinde bir öğrenci tarafından okundu.) Dolayısıyla, Atapark’taki törenden sonra, Başkan Yardımcımız Galip Alper ve Yönetim Kurulu Üyemiz Faik Baklan ile oğlumun okuluna gittik. Öğretmenlerin ve öğrencilerin emeği ile çok güzel ve dolu dolu hazırlanmış gösteri programını keyifle, çalan müziklere, söylenen şarkılara alkışlarla eşlik ederek izledik.

Çocukluğumuzun ulusal bayramlarını hepimiz özlüyoruz. Ulusal bayramlarımızın yoğun katılımla, kent meydanlarında, stadyumlarda -gerçek bir bayram havasında- kutlanmasını istiyoruz. AKP iktidara geçtiğinden beri devlet yöneticilerinde görmeye başladığımız hastalıklar, (bulaşıcı mıdır nedir?) ilçelerdeki mülki amirlere de sirayet eder oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “parti devleti”ne dönüştüğü dönemlerde, bu tür olaylara tanıklık etmek, üzücü, sinir bozucu deneyimler yaşamak doğal. Normal ve doğal olmayan, bu durumdan şikayetçi olan halkın tepkisini beklenen ölçüde göstermemesi, örneğin, ulusal bayramlara –inadına- çoluk çocuk, büyük kitleler halinde katılmaması... İnternette paylaşım yaparken, ifade bırakırken, yorum yazarken, eş dost meclislerinde konuşurken bile korkudan siyasi iktidarı, AKP’yi, bazı siyasileri eleştiremeyenler, ulusal bayramlara katılırsa, Atatürk’e sevgi, saygı ve bağlılığını gösterirse ne olacak? Cezalandırılacaklar mı? Hangi olanaktan, çıkardan, yardımdan yoksun kalacaklar? Merak etmeyin, onlar zaten kendileri gibi olmayanları, yandaşları ve çıkar elde edebilecekleri kişiler dışındakileri kayırmıyorlar ki...

 

Zûl değil zevk sayarız

Bir de bazı demokratik kitle örgütlerinin ya da siyasi partilerin, diğerlerinden uzak durma eğilimi olabiliyor. Biz ADD Milas Şubesi olarak, TGB’nin kahvaltısına katılır, CHP ile birlikte Atatürk anıtına çelenk koyar, bizi tüm etkinliklerimizde yalnız bırakmayan İYİ Parti’yi de destekler, “Kardeş” kuruluşlarla ortak hareket ederiz. Çünkü, biz yurtsever ve Atatürkçü saydığımız kişilerle bir arada olmaktan onur ve mutluluk duyarız. Kendilerini Atatürkçü sayanlarla yan yana durmaktan, aynı çatı altında olmaktan çekinecek değiliz. Hele birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde buna aracı ve kaynaştırıcı unsur olmayı da görev kabul ederiz.

24 Haziran’dan sonra, yalnızca muhaliflerin değil, AKP’lilerin de yaşadığı “eziyet” bitsin!.. Atatürk’e saygıyı, ulusal bayramlara katılmayı, İstiklal Marşı söylemeyi zûl sayanlar, bırakın gidin gari! Bizler seve seve bayramlarımızı kutlar, Atamıza her fırsatta saygı ve sevgimizi sunar, İstiklal Marşımızı göğsümüzü gererek söyleriz. Ayrıca, “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” demeden, canla başla devletimiz, milletimiz için çalışırız. Hele egemenlik ulusa geçsin de!...

(26 Nisan 2018)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık