- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 27 April 2018, Friday 19:28
- 2274 kez okundu
Gülçin ERŞEN
Atatürk’ün “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir” sözü, hem anlam kazandığı TBMM Genel Kurul Salonu duvarına yazılmış, hem de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın sav sözü olmuştur. Milletin, 98 yıl önce kendisine verilen “Egemenlik hakkı”nın gerçek sahibi olduğunu farkedip, bu hakkına sahip çıkması şimdi her zamankinden fazla önemlidir.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Milas Şube Başkanı olarak, Milas’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ndaki izlenimlerimi, görüş ve yorumlarımla aktarmaya çalışayım önce...
Atapark’taki resmi törene katılmak için sabah 8.30 sularında oradaydık. Çelengimizi gören bir adam, önce azarlar bir tonda, “Siz çelenk koymak için izin aldınız mı ki, bu çelengi buraya getirdiniz?” dedi. Ben “İzin almamız mı gerekiyor?... Siz kimsiniz?” dedim. Kaymakamlık Özel Kalem Müdürü olduğunu öğrendiğim kişiye, ADD olarak, Atatürk anıtına çelenk koymak için izin almamız gerektiğini bilmediğimizi, çelenk yönetmeliğini mutlaka okuyacağımızı, ama bu tavrın da haber konusu olabileceğini belirttim. Özel Kalem Müdürü, bu kez yumuşak bir tonla, “Biz niye sizin çelenk koymanıza engel olalım? Biz de çelenk koymanızı isteriz. CHP daha önce dilekçeyle izin aldı. Siz de alsaydınız...” dedi. Ben de o zaman “Biz de törenden sonra CHP ile birlikte koyalım çelengimizi. Resmi tatil nedeniyle kaymakamlıkta kimse yoktur şimdi. Dilekçemizi de en kısa zamanda veririz önerisinde bulunduk. “Emniyet izin vermeyebilir” dedi. Hemen Emniyet Müdürü’nün yanına gidip, tokalaşıp, bayramlaşarak konuyu aktardım, onay aldım. Ve 9:30’da yine saygı duruşunda bulunup, İstiklal Marşımızı söyledikten sonra, Atamızın anıtına CHP ile birlikte çelengimizi sunduk. Onun karşısında selam durarak, saygı, sevgi ve minnetimizi belirttik.
Dilekçemizi hemen o gün hazırladık ve ertesi gün Kaymakamlık’a sunduk. Evet, yönetmelikte önceden izin alınması gerektiği yazıyor. Ama, ‘Resmi törende yalnızca Milli Eğitim İlçe Müdürlüğü (ya da devletin kurumu) çelengini koyar, diğerleri resmi tören bittikten sonra, ayrı bir tören düzenleyip çelengini koyar’ diye bir şey yok. Aslında yönetmelikte; resmi törende, izin alan bütün kurum ve kuruluşların, demokratik kitle örgütlerinin, törene katılan okulların çelenklerini anıta -kurallarına uygun biçimde- koyabilecekleri yazıyor. Birlik ve beraberlikten dem vuranların, ulusal bayramlarımızda bile buna aykırı tutum ve uygulamalarına da dikkat çekmek gerekir. Ayrı ayrı çelenk bırakmak, AKP iktidarı döneminde gelen bir uygulama...
“Çocukla çocuk olmak”
Genelde olumsuz anlamda kullanılan “Çocukla çocuk olmak” deyimini, 23 Nisan’da keyifle yaşadık. 23 Nisan öncesi, Milas Merkez İlkokulu 4-C Sınıfı Öğretmeninin isteği üzerine, kendilerine önceki yıllara ait takvimlerimizden çok sayıda verdik. Çünkü, bayramda çocuklar bu takvimlerdeki Atatürk resimlerini kesip yapıştırarak hazırlayacakları pankartlarla gösteri yapacaklardı. Ayrıca, oğlumun okuduğu Özel Milas Tek Koleji’nin etkinliği için “Atatürk’ün çocuk sevgisi”yle ilgili bir metin hazırlayıp öğretmenlere sunmuştum. (Bu metnin bir bölümü, okuldaki tören sırasında, perdede Atatürkümüzün içeriğe uygun fotoğraflarının gösterimi eşliğinde bir öğrenci tarafından okundu.) Dolayısıyla, Atapark’taki törenden sonra, Başkan Yardımcımız Galip Alper ve Yönetim Kurulu Üyemiz Faik Baklan ile oğlumun okuluna gittik. Öğretmenlerin ve öğrencilerin emeği ile çok güzel ve dolu dolu hazırlanmış gösteri programını keyifle, çalan müziklere, söylenen şarkılara alkışlarla eşlik ederek izledik.
Çocukluğumuzun ulusal bayramlarını hepimiz özlüyoruz. Ulusal bayramlarımızın yoğun katılımla, kent meydanlarında, stadyumlarda -gerçek bir bayram havasında- kutlanmasını istiyoruz. AKP iktidara geçtiğinden beri devlet yöneticilerinde görmeye başladığımız hastalıklar, (bulaşıcı mıdır nedir?) ilçelerdeki mülki amirlere de sirayet eder oldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “parti devleti”ne dönüştüğü dönemlerde, bu tür olaylara tanıklık etmek, üzücü, sinir bozucu deneyimler yaşamak doğal. Normal ve doğal olmayan, bu durumdan şikayetçi olan halkın tepkisini beklenen ölçüde göstermemesi, örneğin, ulusal bayramlara –inadına- çoluk çocuk, büyük kitleler halinde katılmaması... İnternette paylaşım yaparken, ifade bırakırken, yorum yazarken, eş dost meclislerinde konuşurken bile korkudan siyasi iktidarı, AKP’yi, bazı siyasileri eleştiremeyenler, ulusal bayramlara katılırsa, Atatürk’e sevgi, saygı ve bağlılığını gösterirse ne olacak? Cezalandırılacaklar mı? Hangi olanaktan, çıkardan, yardımdan yoksun kalacaklar? Merak etmeyin, onlar zaten kendileri gibi olmayanları, yandaşları ve çıkar elde edebilecekleri kişiler dışındakileri kayırmıyorlar ki...
Zûl değil zevk sayarız
Bir de bazı demokratik kitle örgütlerinin ya da siyasi partilerin, diğerlerinden uzak durma eğilimi olabiliyor. Biz ADD Milas Şubesi olarak, TGB’nin kahvaltısına katılır, CHP ile birlikte Atatürk anıtına çelenk koyar, bizi tüm etkinliklerimizde yalnız bırakmayan İYİ Parti’yi de destekler, “Kardeş” kuruluşlarla ortak hareket ederiz. Çünkü, biz yurtsever ve Atatürkçü saydığımız kişilerle bir arada olmaktan onur ve mutluluk duyarız. Kendilerini Atatürkçü sayanlarla yan yana durmaktan, aynı çatı altında olmaktan çekinecek değiliz. Hele birlik ve beraberliğe her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğumuz şu dönemde buna aracı ve kaynaştırıcı unsur olmayı da görev kabul ederiz.
24 Haziran’dan sonra, yalnızca muhaliflerin değil, AKP’lilerin de yaşadığı “eziyet” bitsin!.. Atatürk’e saygıyı, ulusal bayramlara katılmayı, İstiklal Marşı söylemeyi zûl sayanlar, bırakın gidin gari! Bizler seve seve bayramlarımızı kutlar, Atamıza her fırsatta saygı ve sevgimizi sunar, İstiklal Marşımızı göğsümüzü gererek söyleriz. Ayrıca, “Devletin malı deniz, yemeyen domuz” demeden, canla başla devletimiz, milletimiz için çalışırız. Hele egemenlik ulusa geçsin de!...
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
28.06.2016 Türkiye ve Dünya gündemine ilişkin ...
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.