• 29 September 2016, Thursday 19:32
GülçinErşen

Gülçin Erşen

Şort bahane!

Gülçin ERŞEN

Kamuoyu günlerdir şort meselesini tartışıyor.

Geçen haftasonu Milas’ta, başta Cumhuriyet Kadınları Derneği Milas Şubesi olmak üzere, sivil toplum örgütlerinin, kadın derneklerinin ve bazı siyasi partilerin ortaklaşa gerçekleştirdiği basın açıklaması ve eyleme şortumla katıldım.

Şort aslında bizim için yaşam ve giyim tarzımızda, çağdaş ve özgür olmanın simgesi. Ama, birilerinin gözünde sözde dini ve ahlaki değerlere zarar veren, açık saçık giyinmenin simgesi! Bahane bunlar... İstanbul’da, belediye otobüsünde hemşire Ayşegül Terzi’ye tekme atan gerici ve sapık Abdullah Çakıroğlu’nun saçma ifadesinin altındaki aslında şudur: Kendi kafa yapısı, yaşadığı çevre, yaşam tarzı, kültür ve eğitim seviyesi gibi nedenlerle asla birlikte olamayacağını düşündüğü genç ve güzel bir kadına duyduğu cinsel istekten ötürü, kadını suçlayarak, ona saldırmıştır. Eğer koşullar elverseydi, bu cinsel bir saldırı, tecavüz; Ayşegül Terzi de başka bir Özgecan Aslan olabilirdi. Dolayısıyla, genç ve güzel bir kadının giyim ve yaşam tarzını bahane, suçu hafifletici unsurmuş gibi göstererek, bu tür davranışlara göz yuman, destek olan; aslında tüm cinsel saldırı suçlarını aklamaya çalışıyor, teşvik ediyor sayılır.

Üniversite’de okurken, “Sarkıntılık” konusunda hazırladığım radyo programı için, Prof. Dr. Atalay Yörükoğlu ile görüşmüştüm. Yörükoğlu, özellikle geri kalmış, kapalı ve tutucu toplumlarda, kadın – erkek ilişkisini (salt cinsellik değil, arkadaşlık anlamında da) sağlıklı yaşayamayan, cinselliğini bastırmak zorunda kalan erkek bireylerin, sarkıntılığa, tecavüze meylettiklerini anlatmıştı. Aynı dönemde, bir dergide okuduğum makalede cinsel saldırıların altında, şiddet ve cezalandırma isteğinin yattığını okumuştum. Yani, cinsel saldırılar ve şiddet eğilimi birbiriyle örtüşüyor; biri diğerinin yerini alabiliyor ya da sapık saldırganlar genelde her ikisini birden uyguluyor.

 

Kadına saldırmak

daha kolay

Şortlu hemşireye saldırı haberini ilk duyduğumda, Gezi Eylemleri sırasında bir genç kıza elindeki satırla ve tekmeyle saldıran maganda (Sabri Ç.) aklıma geldi... O magandanın bahanesi de gezi direnişi eylemine katılanların, esnafın iş yapmasına engel olduğu yönündeydi. Abdullah Çakıroğlu adındaki maganda, polise verdiği ifadede; kızın şort yerine daha kapalı bir giysi giymiş olmasının da kendisini –daha az– tahrik edebileceğini söylemiş. Her iki durumda direniş eylemlerine katılmak ve giyim tarzıyla tahrik etmek bahanelerinin özneleri erkek olabilecekken (eyleme katılan ve de şort giyen pek çok erkek var), saldırganlar niye kadın hedef seçmiştir? Çünkü, ödlekler! Kadına saldırmak daha kolaydır, fazla güç ve cesaret gerektirmez. Hem kadın zaten bu tür eylemlere katılmaması, toplumsal yaşamda pek yer almaması, rahat dolaşıp giyinmemesi gereken bir cinstir ya; toplumumuzda hakim kılınmaya ve iyice yerleştirilmeye çalışılan “erkek egemen”, “tutucu, gerici, yobaz”, “insan hakları, eşitlik, özgürlük, demokrasi ve laiklik karşıtı” anlayışa göre...

İşte, başta kadınlar olmak üzere, tüm insansever, demokrat, aydın, ilerici insanların, toplum, insan sağlığı ve yaşamı, huzur ve güvenlik açısından tehdit ve tehlike yaratan bu tür olaylara ve saldırganlara kesinlikle göz yummaması, hoşgörüyle yaklaşmaması, tepkisini hukuk dışı olmayan her yolla ortaya koyması gerekir. İnsanın farklı dinsel inançta, dünya görüşünde, yaşam tarzında olması şiddetin, vahşetin bahanesi sayılmamalı.

(27 Eylül 2016 / Güllük)


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık