- Makaleyi Paylaş
- Facebook'ta Paylaş
- Twitter'da Paylaş
- 28 June 2016, Tuesday 19:56
- 2991 kez okundu
Gülçin ERŞEN
Olayları ve bunlara ilişkin yorumlarımı zaman sırasına göre yazmayı düşünüyordum önce; ama, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öyle bir laf etti ki, önem sırasına göre yazmaya ve bundan başlamaya karar verdim.
Erdoğan’ın “Teröristler kadar onurlu ve gururlu olmak” sözü büyük tepki çekti. Taksim Gezi Parkı Direnişçileri’ne ve onların yurt genelindeki destekçilerine “Çapulcu” diyen, eyleme katılanlara, ancak teröristlere gösterilebilecek muammeleyi reva gören o zamanın başbakanı, (antidemokratik, adâletsiz uygulamaların, pekçok konuda ve alandaki haksızlıkların, kendisi gibi olmayan ve düşünmeyenlere yönelik ayrımcılık ve baskıların, “Başkanlık sistemi” ve “Anayasayı değiştirme” çabalarının, “Ben yaptım, oldu” anlayışının ısrarla sürdürülmesiyle) ileride gençlerin, halkın, artarak yurt geneline yayılabilecek eylemlerini şimdiden öngörüp, onları “terörist” diye nitelendiriyorsa, “dil sürçmesi” sayabileceğimiz sözü haklıdır.
Kavram kargaşası yaratmaya ve sözcükleri farklı anlamlarda kullanmaya bayılan AKP yöneticileri, “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısındaki yol arkadaşlarını sonradan “Paralel Yapı”, daha sonra da “Fettullah Gülen Terör Örgütü” olarak adlandırmayı uygun bulmadılar mı?
Yoksa, Orlando saldırısını gerçekleştiren IŞID sempatizanı mı, Erdoğan’ın sözüne konu olan terörist türüdür?
Zira gerçek teröristlerin kahramanlar gibi törenlerle, mitinglerle karşılanmasının, sözde çözüm sürecinde terör örgütünün palazlanmasına göz yumulmasının, seçimler sonrasında yalnız Doğu ve Güneydoğu illerimizde değil, Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerimizdeki katliam gibi terör saldırılarının gerçekleştirilebilmesinin sorumlusu şimdiki siyasal iktidardır.
Aslında bu ülkede, onurlu, dürüst, namuslu, haklı yurttaşların, haksızlık, yolsuzluk, hırsızlık, ahlaksızlık, terör yapanlardan daha cesur davranıp sesini duyurması şarttır.
İşte bu gençlik!
Son haftalarda, eğitim ve öğretimde gerici, çağ dışı, saçma sapan uygulamalara tepki vermeye başlayan liseli gençlerin eylemlerine ilişkin bir televizyon kanalında Sanatçı Selda Bağcan’ın yorumlarına denk geldim. Benim de katıldığım görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Öğrenciler, son derece barışçı ve naif bir protesto yapıyorlar. Okullarını, sıralarını kırıp dökmek değil, çağdaş, bilimsel, laik, Atatürkçü eğitim istiyorlar. Herhangi bir ideolojinin uzantısı değil; aksine, AKP iktidarının dayattığı gerici ve yobaz anlayışı yaymaya çalışan ideolojiye tepki veriyorlar. Haklılar.”
Gençler; ülkemiz, kendilerinin geleceği ve kardeşleri (daha küçük yaştakiler) için eylem yapıyorlar. O yüzden gericiliğe ve bölücülüğe karşı duran, her yurtsever ve aydın yetişkin de onlara destek olmalı ve onları korumalıdır.
Daha iki üç gün önce de karma eğitimin yapıldığı Beyoğlu Anadolu Lisesi’nin yalnızca kız lisesine dönüştürülmek istenmesine ilişkin eylem yaptı okulun şimdiki ve mezun öğrencileri. Benzer yorumları dile getirdiler. Bilimsel gerçekler, okulda, işte ve toplumsal yaşamda kadın ile erkeğin bir arada yaşamasının, insanların daha sağlıklı, uygar, verimli olmasını sağladığını söylemekte. Gerici Arap toplumlarında “oğlancılık”ın; kırsal kesimlerde, hatta Osmanlı döneminde İstanbul’da “sevicilik”in ne denli yaygın olduğuna ilişkin pekçok yazınsal ürün vardır. “Niye?” Diye sormaya gerek duymuyorum.
Bir yanda gelecek endişesi yaşayan, karamsar, depresif, öfkeli; öte yanda, sorumsuz, umursamaz, şımarık bir gençlik kesimi büyürken, bunlara “sapık” olanları eklemeye mi çalışıyorlar (Birtakım dinci vakıf yurtlarındaki bazı yöneticiler ve öğretmenler gibi)...?!
Ben, “Direniş” eylemlerinde her biri ayrı bir zeka, cesaret, birliktelik örneği sergileyen gençlerimizin, Mustafa Kemal Atatürk’ü düş kırıklığına uğratmayacaklarını umuyorum.
AB tarih olacak
Ülkemizin yakın geleceğini öngörmek daha zor ve çok fazla etmene bağlı gibi. Oysa, uluslararası siyasal ve toplumsal gelişmeleri tahmin etmek bana her zaman daha kolay gelmiştir. Yaklaşık 12 yıl önce Pekin’de Çin Uluslararası Radyosu’nda uzman olarak çalıştığım dönemde, eski Doğu Bloğu ülkeleri birbiri ardına AB’ye üye olurken, onlardan çok çok önceleri başvuruda bulunmuş, AB ile türlü anlaşmalar imzalamış ülkemin durumunu alaya alan Avrupalı uzmanlara şöyle demiştim: Türkiye’nin AB’ye alınmayacağına eminim. Ama, bence Avrupa Birliği de 15-20 yıl sonra dağılacak...” Onlar da bana, “Türkiye’deki devlet adamları, siyasiler senin kadar akıllı değil anlaşılan” gibisinden yanıtlar vermişlerdi.
(Şimdiki Cumhurbaşkanı’nın bu konudaki sözlerini ise kayda değer bulmuyorum. Birkaç hafta ya da ay sonra tam tersini söyleyebilir, o yönde kararlar alıp uygulanmasını isteyebilir. Son birkaç gündür söylediklerininin de asıl gerekçesi nedir bilemiyoruz zaten.)
Dolayısıyla, AB’de kalıp kalmamaya ilişkin İngiltere’deki halk oylaması sonucu beni hiç şaşırtmadı. “Bilici (medyum)” olarak değil; sağduyulu, eğitimli, deneyimli bir aydın olarak şimdiye dek yaptığım öngörüler genelde doğru çıktı. Ülkemiz, devletimiz ve halkımıza ilişkin öngörümün en sağlam dayanağı ise; Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” sözüdür. Ama, ulusal, uluslararası ve küresel bazda süreçler işlerken, aksini düşündüren olay ve durumlar yaşanabilir.
Karamsar değilim; umutsuzca yapılan duaların kabul ve makbul sayılmadığı da malumunuz.
(25 Haziran 2016 / Güllük)
-
17.04.2022 Kötülükle savaşıyoruz
-
13.04.2022 EGEÇEP’ten doğa direnişçilerine ve İkizköy’e ödül
-
16.03.2022 Kıyıya vuran deniz yıldızlarını suyla buluşturanlar
-
25.01.2022 Kar özlemi ve anımsadıklarım
-
29.11.2021 Keşfetmeye değer kent: Salihli
-
06.11.2021 Can’ının istediğini yapmak
-
02.11.2021 Parmaklarıyla okuyup, can kulağıyla dinleyenlere engel yok!
-
24.07.2021 İnsan insanın kurdu değil; yurdu olmalı
-
16.07.2021 Haksızlık, liyakatsızlık ve "Çoklu Standart" her yerde!
-
06.07.2021 Yakan su!
-
18.06.2021 Gazeteci kimdir, nedir, ne yapar?
-
19.05.2021 Gençlere saygı duyuyorum ve güveniyorum
-
18.05.2021 Milas’tan doğan ödüllü marka: Alaboğaz Zeytinyağı
-
26.04.2021 Bir çocuğun ağzından Atatürk’ün yurt ve çocuk sevgisi
-
21.04.2021 Doğal sevinç kaynağı: Çocuklar
-
20.04.2021 "Sen yanmazsan, ben yanmazsam..."
-
14.04.2021 İnsanlığın uyanışı ve sabır
-
16.03.2021 Yazmak için iyi nedenler olsun isterdim
-
03.03.2021 Çok şehit verdik, ama hesap veren yok!
-
28.01.2021 Covit 19 Aşısı hakkında akla gelen sorulara yanıtlar
-
27.01.2021 DELİCE
-
14.01.2021 Evdeki dönüşümlü atıkların toplanması
-
13.11.2020 Atatürk Sevgisi azalmaz
-
04.11.2020 İnternet etiğine bir değinelim
-
03.11.2020 Kadınlarımızın KARA yazgısını kim AKlayacak?
-
14.10.2020 Labranda’nın çağdaş dervişi
-
03.09.2020 Mihenk Taşı, Turnusol Kağıdı
-
31.08.2020 Göç etmek
-
15.08.2020 Siyasal öngörülerim
-
02.07.2020 İnancın Sınanması
-
01.07.2020 Kötü işletmecilik
-
25.06.2020 Yürüten iktidar!
-
08.06.2020 “Siyasi Parti Dini”
-
05.06.2020 Karantina dönemine ilişkin...
-
02.06.2020 Patlicez gari!
-
27.04.2020 Bodrum’un acı otu Koronayı yener!
-
20.04.2020 Korona herkesi eşitledi mi?
-
15.01.2020 Din bu mudur?
-
11.01.2020 Tiyatro diye bir şey var
-
10.01.2020 Ne ummuştuk, ne oldu!...
-
30.12.2019 “Sapere Aude!”
-
28.12.2019 Güllük’ün bitmeyen ulaşım sorunları
-
03.12.2019 “DÜNYAYI SANAT KURTARACAK”
-
09.10.2019 Hepimizin içinde biraz “Joker” var
-
27.09.2019 “Halka öğretmeniz gerekenleri önce kendiniz öğrenin”
-
13.09.2019 “İnsanlığın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum”
-
06.08.2019 Kutsal ve Tağut nedir?
-
03.07.2019 İNSANLIK NE ZAMAN KOŞACAK?
-
25.05.2019 Ruh Açlığı
-
13.05.2019 Dikkat edilmesi gereken şeyler
-
17.04.2019 "Barışçıl Savaşçılar" olacağız
-
07.03.2019 YALNIZCA İNSAN OLMAK İSTİYORUZ
-
25.02.2019 Yıllar sonra “Ruhlarımızı tokuşturmak”
-
19.02.2019 Yaşam - sevdiğim için - güzel
-
05.02.2019 Yaşanabilir yer olsun
-
19.01.2019 DEFTERLER
-
25.12.2018 Sevdiğim ve sevmediğim kentler
-
30.11.2018 Yaşam gibi; acı ve güzel
-
02.10.2018 Yeni üyelerle daha güçlüyüz
-
05.09.2018 Sakarya Savaşı, 15 Temmuz’da mı kazanıldı?
-
15.08.2018 “Siyasi iktidar bizi cezalandırmak istiyor!”
-
18.07.2018 Bu nasıl Okul Aile Birliği Başkanı?
-
06.07.2018 Nicelik değil nitelik ve niyet önemli!
-
06.07.2018 Seçimde kim kazandı?
-
12.06.2018 Tarihimizde dönüm noktası olacak bir seçim
-
15.05.2018 “Güç bende artıııık!”
-
10.05.2018 Anımsanması gereken notlar
-
27.04.2018 Millet, egemenliğine sahip çıksın!
-
24.04.2018 “Çamlak Çömlek Patladı!”
-
17.04.2018 Hoşgörüsüzlük ve değişik bakış açıları
-
13.04.2018 Şeker fabrikaları neden önemli?
-
04.04.2018 “HAK”tan yana olmak
-
03.04.2018 Anı misillemesi
-
06.03.2018 Amaç Osmanlı’yı yüceltmek, Cumhuriyeti küçümsemek midir?
-
20.02.2018 Yozlaşmış cinsellik
-
15.02.2018 Atatürkçü Düşünce Derneği, DKÖ değil mi?
-
16.01.2018 Nasıl Atatürkçü olunur?
-
15.01.2018 “Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyorum”
-
12.01.2018 ‘Güllük Kütüphanesi’nin kaderi kimin elinde?
-
09.01.2018 “Bir olalım, iri olalım, diri olalım”*
-
27.12.2017 Güncel siyasetten ruhsal kurtuluşa ...
-
15.12.2017 Spora ve sporcuya yatırım
-
12.12.2017 Sağlık ve huzur için “Tai Çi Çuan”
-
05.12.2017 “Yazmasam deli olacaktım”
-
24.11.2017 İnsanın değerinin ölçütü nedir?
-
16.11.2017 İçtenlik
-
14.11.2017 Milas ve Güllük’te bitmeyen sorunlar …
-
27.10.2017 Farklı bir turizm anlayışı: ‘Mor Salkım Bağları’
-
11.10.2017 Dünyanın en güzel tatlısı!
-
10.10.2017 Okumak, anlamak ve bilmek
-
07.10.2017 Devlet, “Ana” ya da “Baba” değil artık!
-
23.09.2017 Öncelik, cehaletle savaştır
-
19.09.2017 ‘Özel Okul Devlet Teşviği’ kime verilir?
-
09.09.2017 Türban, keşke müslüman ve iyi insan olmaya yetseydi …
-
08.09.2017 ‘Vicdan azabı’ en büyük cezadır!
-
05.09.2017 Bu 30 Ağustos’ta yaşadıklarım, hissettiklerim …
-
05.08.2017 Güllük’ün çok ciddi ve sıradan sorunları var …
-
03.08.2017 Sanata susamışlık
-
13.07.2017 Ören de kötüye gidiyor sanki!
-
30.06.2017 “Deniz İnsanları”
-
28.06.2017 “Oğlumu ‘Fikri ve vicdanı hür’ yetiştirmek istiyorum”
-
15.06.2017 Tehlike sürüyor!
-
12.06.2017 Bu nasıl bir Ramazan?
-
22.05.2017 Evde pizza yapmanın pratik yoları
-
11.05.2017 “Hayatımın en yorucu ve en güzel haftasonuydu!”
-
03.05.2017 Neye ve kime güveneceğiz?
-
24.04.2017 Ata’ya mektup
-
18.04.2017 Hukuk ve Demokrasi kaybetti
-
04.04.2017 Türkiye’yi işgalin zemini hazırlanıyor
-
31.03.2017 Atatürkçü vatanseverlerin buluşma noktaları
-
14.03.2017 ‘Mağduriyet Edebiyatı’ uluslararasılaştı!
-
10.03.2017 İleride emekli maaşı alamayacak mıyız?
-
08.03.2017 Kadın ve Cumhuriyet
-
23.02.2017 Adaletin bu mu ...?
-
15.02.2017 Saati tersine kurmak
-
11.02.2017 İzmir’i seviyorum
-
08.02.2017 Kirli propaganda
-
24.01.2017 Evlatlarımız ve vatanımızdan değerli neyimiz var?
-
12.01.2017 “Salla başı al maaşı”
-
06.01.2017 Yüz kızarması ve yiğitlik
-
24.12.2016 Türkiye artık “Cumhur”un olmayacak mı?
-
17.12.2016 Şeytanı yeneceğiz!
-
10.12.2016 Eğreti Şiir
-
03.12.2016 İlişki ve evlilik seyri üzerine ...
-
25.11.2016 Sanatla aydınlatanlar
-
11.11.2016 Bu ülkenin toprağında taşında ‘O’nun izi var
-
14.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 2
-
13.10.2016 Kim bunlar, amaçları ne? / 1
-
29.09.2016 Şort bahane!
-
20.09.2016 Toplumsal barış ve huzuru bozmak için mi?
-
06.09.2016 Mutlu olmanın yollarından biri
-
01.09.2016 "Bu cennet vatan uğruna"
-
25.08.2016 "Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini"
-
22.08.2016 “Ey Türk İstikbalinin Evladı!”
-
16.08.2016 Kütüphane ve domuzlar
-
01.08.2016 “Şimdi insanlar şeytan olmuş yavrum”
-
26.07.2016 İç savaş tehlikesi ve TSK’nın durumu
-
19.07.2016 Gün gelir, ‘O HALK’a işin düşer
-
08.07.2016 Kanıksama!
-
14.06.2016 Yeşili koruyamıyoruz
-
10.06.2016 Cumhurbaşkanının diploması ...
-
09.06.2016 “Hareketi Severiz!”
-
25.05.2016 Kadının hakları ve kazanımları açısından geriye gidiş: Boşanma Komisyonu Raporu
-
23.05.2016 Herkes 19 Mayıs’ı kendince kutladı
-
17.05.2016 Anne olmak, var olmak, var etmek
-
22.04.2016 Nasıl bir Din dersi?
-
20.04.2016 Doğa turizmine yatırım kaçınılmaz
-
15.04.2016 Gülçin ERŞEN
-
04.04.2016 Allah, sevenden ve sevgiden yanadır
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.