• 28 April 2022, Thursday 12:40
CelalDurgun

Celal Durgun

23 NİSAN...

Siyasal İslamcıların, dinci derneklerin, gerici çevrelerin; saltanat heveslilerinin, hilafet yanlılarının ulusal bayramlarımıza karşı oldukları bir gerçektir. Bu gerçeği saptayan ben değilim. Siyasal İslamcıların sözlerine, eylemlerine bakarsanız; dinci derneklerin, gerici çevrelerin, saltanat ve hilafet heveslilerinin yazdıklarını okursanız aynı saptamayı siz de yaparsınız.

Gizlisi saklısı yok; açıkça yazıyor, çiziyor ve konuşuyorlar... boş laflar, iğrenç hakaretler, akıl almaz safsatalar akla, bilme aykırı ezberler, tekrarlar... Laik cumhuriyeti kuran iradeye saldırı... gerçeği çarptırma...

Yalan bunlarda, karalama bunlarda, çamur atma bunlarda... körlük bunlarda, cahillik bunlarda, inkarcılık bunlarda...

23 Nisan'ın  Bayram ilan edilmesini isteyen yasa tasarısı görüşülürken; dönemin siyasal İslamcıları, Saltanat ve Hilafet yanlıları tasarıya karşı çıkmışlardı.

 

Tarih, 23 Nisan 1921; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının birinci yıldönümü.

Saruhan (Manisa) Milletvekili Refik Şevket (İnci) ve on arkadaşı 23 Nisan'ın, ulusal bayram ilan edilmesini isteyen yasa önerisini Meclis Başkanlığı’na sunar.

Öneride şunlar yazmaktadır:

 “Hayat ve bağımsızlığımızın korunması için Türk ulusunun savaştığı büyük devrime rastlayan 23 Nisan 1336 (1920) gününde Büyük Millet Meclisi kurularak ulusun yazgısıyla ilgili işlere elkoymuş bulunduğu mutlu bir gün olduğundan, halkın yüreğinde yüceltmek için bu tarihin resmi günlere giren bir bayram olmasını öneririm.”

Başkanlık makamında Birinci Reis Vekili Hasan Fehmi Bey oturmaktadır.

İlk sözü Konya Milletvekili Vehbi Efendi alır:

“Efendim, ulusal amacımıza ulaşmak için başlangıç sayılan bugün, gerçekten bizim ulusumuz için mutlu bir gün olacaktır. Fakat gerçek gayemize ulaşmamız, düşmanlarımıza gücümüzü gösterip, özellikle İzmir'e o mübarek bayrağımızı diktiğimiz günde olacaktır. Efendiler, bu gibi bayramlar ulusun yüreğinden doğar. Dış görünüşüyle, nümayiş yapmakla bayram olmaz. Böyle nümayişlerle ulusun manevi gücünü kuvvetlendirmek, desteklemek istersek, bunlar geçicidir. Bunlarla güçlendirilemez, rica ederim. İçimizde bir tek Hıristiyan yoktur. Ezanı Muhammedi okunuyor da katiyen aldırış etmiyoruz. Eğer ulusun gücünü artırmak, moralini yükseltmek istersek, onu itikat noktasından yukarı kaldırmak çaresine bakalım.”

Yahya Galip (Kırşehir) “O başkadır efendim.”

Vehbi Efendi (Konya) “Nasıl başka? Bugün nümayişlere önem verilmez, bu konuda yapılacak bir şey yoktur. Ulusumuz milli amacını tam olarak elde ettiği gün yüreğinde gerçek bir bayram yaşatır. Rica ederim, böyle kanuna ne ihtiyaç vardır?”

Fevzi Efendi (Malatya)” Geçen yıl Ankara'ya sekiz saatlik yerde savaş oluyordu. Biz burada üzüntü ile oturuyorduk. Hamdolsun bu yıl askerlerimiz daha ileri gitmiştir.”

Vehbi Efendi (Konya) “Efendiler, bayrak, gösteri bir şey yapmaz. Söyleyeceğim budur efendiler.”

Fevzi Efendi (Malatya) “Kutsal günleri takdir etmekzsek o günlerin değeri kalmaz.”

Yahya Galip Bey (Kırşehir) “Hoca Vehbi Efendi hiçbir vakit doğru düşünmüyor. Müsaadenizle söyleyeceğim, eğer sizin fikrinizi bu ulus taşımış olsaydı, bu Meclis toplanmazdı. Bu, öyle bir ulusal bayramdır ki, bunun üzerinde hiçbir bayram düşünülemez. Millet kurtuluş ve mutluluk beratını o gün almıştır... Hoca efendi hazretleri, bugünü gökteki melekler bile yüceltiyor, siz ne için yüceltmek istemiyorsunuz?... Sizi buraya gönderenler İngilizler idi. Siz buraya kendiliğinizden gelmediniz.”

Başkan “Rica ederim Yahya Galip Bey.”

Yahya Galip Bey (devamla) “Bu bir gerçektir efendim. Efendi hazretleri buraya İngilizlerin vasıtasıyla ve aynı zamanda özel trenle gelmiştir.“

Hamdi Namık Bey (İzmit) “ben de şahidim.”

Tunalı Hilmi (Bolu) “Evet İngilizler göndermişti.” (Salonda şliddetli gürültüler olur.)

Yahya Galip Bey (devamla) “Ne patırtı ediyorsunuz efendim? Benim sözümü dinlemek zorundasınız. Ben kimseye hakaret etmiyorum. Ne vakit böyle bir milli bayram olur, memleketin sevinçli anları olur, bunun için 'ahlakı İslamiye' sokarlar... Her gün her fırsattan yararlanarak temcit pilavı gibi bunu söylemekten ne çıkar? Ben anlamıyorum.”

Mahmur Celal (Bayar) (Saruhan) “Bürün insanlığın hain ve rezil düşmanı olan İngilizler son hilafet makamına da saldırdılar. Papaz Fru adında bir casus, ne yazık ki, bugünkü padişahı avucunun içine almış.”

Neşet Bey (İstanbul) “O da onun gibidir. Kahrolsun.”

Mahmut Celal Bey (devamla) “Efendiler, her gerçeği açık olarak söylemek zamanı gelmiştir.... Biz tutsaklığı kesin olarak reddediyoruz. Bağımsız olarak yaşadık ve yaşayacağız. Bu bizim hakkımızdır. Rica ederim bu, bütün İslam için büyük bir gün değil midir.

Ali Şükrü (Trabzon) “Efendiler, hisleriniz gergin, beni sükunetle dinleyiniz... Vehbi Efendi ve yüce arkadaşları ulusun seçmenleri tarafından buraya gönderilmişlerdir... Sanıyorum ki, biz kutsal savaşımızın daha başındayız. Boynumuza takılmak istenen tutsaklık halkasını atmak istiyoruz ve atacağız. Fakat bugün mü, yarın mı, bir yıl sonra mı, onu Allah bilir... İşi bütün ulus yaptığı halde bu başarı doğrudan doğruya bize mi aittir? Mesela bir ordunun başarısı bir kumandana mı ait olacak? Meclis'in kendi kendine: 'Ben bu işi yaptım, 23 Nisan'da burada toplandığım gün için bugün bayram yapıyorum; bugünü siz de bayram yapın' demesi uygun değildir sanıyorum.

Fevzi Efendi (Malatya) “Pek yanlış söylüyorsunuz.”

Ali Şükrü Bey (devamla) “Duygusallıkla uğraşmayalım. Birtakım duygusal gösterilerle vakit geçirmeyelim.”

Muhittin Baha (Bursa) “Efendim, 22 Nisan ile 23 Nisan arasındaki farkı düşünmek, bugünün milli bir bayram günü olup olmadığına dair kesin karar vermek için iyi bir ölçü olur. 22 Nisan'da, bize hiyanet etmiş, yüksek Halifelik ve Saltanat makamına tecavüz etmiş bir adam (yani Sultan)  ve onun takımı vardı. Ulus başsızdı... Ulus burada 23 Nisan'da ilk sözünü söyledi ve ulusal davaya atıldı, yoktan bir ordu çıkardı. Dağılan halkı bir araya topladı. Milletin başına musallat olan Halifeyi orada yalnız bıraktı.Müslüman alemini ve halkını buraya bağladı... Bu nedenle yalnız Türklerin, yalnız Anadolu'nun değil, bütün İslam aleminin hayatını, geleceğini kurtaracak bir ulusun temellerini 23 Nisan'da attı, Efendiler, (Salondan bravo sesleri ve alkış yükselir.) Biz bugün milli bayram yapmakla şerefi kendimize özgülemiyoruz. Biz ne yaptık? Yapan ulustur.”

Müfit Efendi (Kırşehir) “Efendiler, bugünün bir milli bayram olması gereklidir.... İslamın milli bayramı olan bugünü kutsallaştırmalı ve bu günü her bayramdan daha saygıdeğer olarak kabul etmeliyiz...

Refik Şevket (Saruhan) “Koca tarihi canlandırmak şerefini, koca bir tarihi yeniden yaşatmak görevini üzerine alan Meclisimiz, bugün elbette ve elbette değerlendirecek ve kutsallaştıracak ve bunu torunlarına yadikar bırakacaktır. Buna inandığım içindir ki, Yüksek Kurulunuza, bu önerinin oybirliğiyle kabulünü rica ediyorum.”

Refik (Koraltan) (Konya) “Efendiler, 23 Nisan tarihinden önce düşmanlarımızın bizim için sürekli olarak söyledikleri 'Türk ulusu bağımsızlığa layık değildir' sözünü, işte bu büyük güne ulaşmakla yalanlıyoruz ve bunu bugünkü toplantı çözümlemiştir. Bugünün ayadı milliyemizden biri olmak üzere kabulünü rica ederim.”

Tunalı Hilmi (Konya) “Efendim, milli bayramdır. Türkçe olsun.”

Abdülkadir Kemali (kastamonu) “Efendim, milli bayram olsun.”

Başkan “Efendim, milli bayram olarak düzeltilmesi teklif ediliyor. Kabu edenler lütfen el kaldırsın. Kabul edildi. Efendim, kanun teklifinin bütününü kabul edenler el kaldırsın. Kabul edildi.”

 

KAYNAK: İLK MECLİS / Prof. Dr. HIFZI VELDET VELİDEDEOĞLU


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık