• 17 September 2020, Thursday 10:25
CelalDurgun

Celal Durgun

“MUSTAFA KEMAL” ADI VE “ATATÜRK” SOYADI

Ali Güler’in “Sarı Mustafam” kitabından aktarıyorum:

“Ali Rıza Efendi ile Zübeyde Hanım’ın Fatma, Ömer ve Ahmet isimli üç çocuktan sonra dünyaya gelen dördüncü çocuklarına “Mustafa” adını verdiler.

Mustafa’ya bu ismin niçin ve nasıl verildiğini, kardeşi Makbule Hanım anılarında şöyle anlatmaktadır:

“Ağabeyime isim koymak için bütün hısım ve akraba toplanmışlar. Birçok adlar söylemişler. Fakat babam bunların hiçbirini beğenmeyerek, ağabeyimin adını ‘Mustafa’ koymuş... Bunun sebebi de babam küçükken kardeşi Mustafa’nın salıncağını sallarken onu düşürüp ölümüne sebep olmuş... Kardeşinin hatırasını yaşatmak için ağabeyime Mustafa adını koymuştur. Bu suretle kulağına Mustafa okumuşlar...”

                     ***

“Kemal” adı ise adeta kişiliğini yansıtan bir isim olarak öğretmeni tarafından kendisine verilmiştir. Selanik Askeri Rüştiyesi’nde öğrenci olduğu sırada, zekası, bilhassa matematik dersinde gösterdiği kabiliyet, öğretmeninin dikkatini çekti.

Adı Mustafa olan matematik öğretmeni, “oğlum, senin adın Mustafa, benim de. Bu böyle olmayacak. Arada bir fark bulunmalı. Bundan sonra senin adın Mustafa Kemal olsun” dedi.

                     ***

1934 yılında çıkarılan 2525 sayılı kanunla, her yurttaşın bir soyadı taşıması zorunlı kılındı.

Mustafa Kemal’in de bir soyadı alması gerekiyordu.

Bu hususta gerek “Atatürk’ün sofrası”nda ve gerek CHP’nin Meclis Grubu’nda Ona layık soyadı bulmak için bazı ileri gelen dil ve tarihçilerin de katılmasıyla, toplantılar yapılmış, bazı isimler tespit edilmiştir.

Tespit edilen isimler şunlardır: “Etel-Etil, Etealp, Korkut, Arız, Ulaş, Yazır, Emen, Çoğaş, Salır, Begit, Ergin, Tokuş, Beşe.

Bu isimler Atatürk’e arz edilmiş ve Atatürk’ün “arkadaşlarla bir kere konuşalım” demesi üzerine ikinci bir görüşmeye bırakılmıştır.

Çankaya’da yapılan son toplantıda, CHP Genel Sekreteri (sonradan Milli Eğitim Bakanı) Saffet Arıkan’ın bir yazısında kullandığı “Türkata”, “Türkatası” gibi iki ad da kendisine arz edilmiş. Fakat Atatürk’ün, “bir de arkadaşlar, ne buyururlar bakalım” demesi üzerine Konya Milletvekili Naim Hazım Onat Bey “müsaade buyurulur mu Paşam?” diye söz istemiş

 Atatürk’te “arkadaşlar lütfen hocamızı dinleyelim” diyerek sözü Onat’a bırakmış.

“Türkata, Türkatası gerek yazılışta, gerek söylenişte bana biraz tuaf geliyor. Arkadaşlar biliyorsunuz, tarihimizde bir ‘Atabey’ sözü, ünvanı vardır.

Anlamı da, yine biliyorsunuz Bey’in, emirin, şehzadenin, hatta hükümdarın ilimde, idarede, askerlikte mürebbisi, müşaviri, hocası demektir. Atabey, kullanılmış, tarihe geçmiş bir unvan-ı resmidir. Bu unvanı taşıyan bir çok Türk büyüğü vardır.

Binaenaleyh biz de, Türk’e her alanda atalık etmiş, Türklüğü kurtarmış, istiklaline kavuşturmuş olan büyük Gazimize ‘ATATÜRK’ diyelim, bu soyadı verelim. Bu bana, şivemize de daha munis, daha uygun gibi geliyor.”

Gazi, Naim Hazım Onat’ın açıklamasını daha yerinde bulmuş, hatta ona teşekkür etmiş, böylece ‘ATATÜRK’ soyadı üzerinde oy birliği ile durulmuştur.

TBMM’ye üç maddelik kanun teklifi verilmiştir.

“Cumhurreisi Gazi Mustafa Kemal’e ‘Atatürk’ Soyadının Verilmesi Hakkında Kanun:

Madde 1- Kemal öz adlı (öz adı Kemal olan) Cumhurreisimize ‘ATATÜRK’ soyadı verilmiştir.

Madde 2- Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.

Madde 3- Bu kanun, Büyük Millet Meclisi tarafından icra olunur.

Kanun, TBMM’nin 24 Kasım 1934 tarihli toplantısında oy birliği ile kabul edilmiş ve 2587 numara ile tespit olunmuştur. Bu kanun, usulü gereğinde 27 Kasım 1934 tarihli Resmi Gazete ile de ‘neşr ve ilan’ edilmiştir.”

                       ***

Vatanımızın kurtarıcısı, istiklal savaşımızın lideri, devrimlerimizin mimarı, özgürlüğün, bağımsızlığın, demokrasinin, insan haklarının savaşçısı; çağdaş yaşamın, uygarlığın, aklın ve bilimin savunucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk bir bütündür.

Gazi Mustafa Kemal’i övüp, Atatürk’ü yeremezsin

Adını anıp, soyadını ‘es’ geçemezsin.

Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve kurmakla övündüğü CHP’de siyaset yapamazsın.

Gericilerin, istismarcıların, inkarcıların, yalancıların diliyle konuşamazsın.

Beyin özürlü, hasta ruhlu, vicdansız, arsız, namussuz, karektersiz yazar-çizer takımını sevindiremezsin.

Sahtekar, hilebaz, nankör şeyhlere, şıhlara...

Fırıldak siyasetçilere...

Numaracı cumhuriyetçilere... el sallayamazsın, göz kırpamazsın.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık