• 31 March 2022, Thursday 9:46
CelalDurgun

Celal Durgun

MUĞLA ATATÜRK ANITI

Sadi Borak'ın yazdığı “Halikarnas Balıkçısı ve Bir Duruşmanın Öyküsü” adlı kitabı okurken,

Muğla'daki Atatürk Anıtı'nın yapımında Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın emeğinin olduğunu öğrendim.

Balıkçı; o günleri öyle güzel, öyle hoş, öyle yalın anlatmış ki...

“Sözün Özü” okuyucularının da bu anıdan haberdar olmalarını istedim:

Cevat Şakir Kabaağaçlı, namı değer Halikarnas Balıkçısı'nın, Şadan Gökovalı'ya anlattığı anısı:

“Recai Güreli Muğla'da vali iken (ki çok çalışkan ve imarcı valilerden biriydi) Muğla'ya Bir Atatürk anıtı yaptırmak istediğini, mermerlerini de İtalya'dan getireceğini duymuştum. Yıl 1936.

Valiye bir mektup yazarak Bodrum'da bir mermer damarı bulduğumu, Taksim'deki anıtın mermerlerini aratmayacağını belirttim ve kendisine Bodrum kalesinin yanındaki mermer damarlarından örnek de gönderdim.

İncelediler, bu mermerlerin elverişli olduğuna karar verildi.

Beni de mutemet tayin edip bir miktar para (galibe 1.000 lira) yolladılar.

İlk iş olarak mermer çıkarmada çalışabilecek Bodrumluları buldum ve kaç para gündelik istediklerini sordum?

Galiba 100 kuruş istediler.

'Olmaz' dedim.

'Eh, Cevat bey, senin hatırın için 80 kuruş olsun.'

'Bu sefer hiç olmaz' dedim.

'Peki sen ne vereceksin?' dediler.

'200 kuruş vereceğim' dedim ve çalışmaya başladık.

Bir miktar da küskü demiri, dinamit vs. verdiler.

Baktım birgün işçilerden biri küskü ile dinamit deliğini karıştırıp duruyor.

Ne yaptığını sordum:

'Dinamiti sıkıştırmak için küsküyü deliğe sokmuştum. Onu çıkarmaya uğraşıyorum' demez mi?

Aklım başımdan gitti.

'Vaz geç a canım, senin canına kastın mı var, kalsın küskü orada' dedim.

Küsküyü dinamit patlatmak için açılan delikte bıraktık ve işareti verip, tedbir aldıktan sonra bütün dinamitleri ateşledik.

Bizim küskü de bu gök gürültüsü arasında “cıvvv!...” diye denizi boyladı gitti tabii.

Bu arada bir şey daha aklıma geldi:

Diyelim ki biz aynı anda aralıklarla on dinamit patlatıyoruz. Anında 15-20 dinamit sesi daha geliyor. Meğer bazı açıkgöz Bodrumlular bizim dinamit patlatacağımız zaman halk korkmasın diye çaldığımız çandan yararlanıp aynı anda denize dinamit atıp tonla balık çıkarıyorlarmış.

Bir de şu oldu:

Dinamitleri patlattığımız ilk günün akşamı Bodrumlu cam esnafı bana mükellef bir ziyafet çekti. Sonradan öğrendik ki, yakındaki ev ve dükkanların camları olduğu gibi aşağı inmiş ve kendilerine önemlice iş çıkmış.

Sözü uzatmayalım.

Biz yeteri kadar pembe mermer çıkardık ve motorla Gökova'ya yolladık. Oradan da öküz arabalarıyla Muğla'ya taşınıyordu.

Bu iş bitti. Baktım bir gün müfettiş mi, maliyeci mi, birisi geldi.

'Cevat Bey, çıkar bakalım şu defterleri, hesabı görelim' dedi.

'Ne defteri?' diye sordum.

'Sana bin lira verilmiş ya, bunun hesabını tuttuğun defterleri görmem gerek!'

Ben kim defter tutmak kim.

Ama bereket versin yaptığım harcamaları sigara paketlerinin arkasına yazmış ve sigara paketlerini de bir yerde biriktirmiştim. Alıp getirdim adamın önüne ve 'al sana defteri' dedim.

Adam şaşırdı:

'Aman efendim, Cevat Bey, bunlar ne biçim defter? Böyle olmaz ki.'

'Olur, olur, bal gibi olur. Sen bunları bulduğuna şükret.'

Bu da yetmiyormuş gibi bir de küskülerin hesabını sordular benden.

Diyelim ki 15 tane küskü almışım.

Bir kaçı denize uçtuğu için kala, kala 11 küskü kalmış.

Bu gelen adam;

'Vallaha bunlar sana zimmetli verilmiş. Hesabını tam vermeniz gerek' diye buyurdular.

İçimden peki öyleyse dedim ve küskülerin 4'ünü götürüp bir demircide ikiye böldürdüm.

Hesap isteyen adama 8 yarım küsküyü verip, 'al hesabını' dedim.

Adam, 'ha şimdi hesap kapandı' diye sevindi.

İşte Muğla'daki o güzel mermerleri Bodrum'dan böyle yolladık.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık