• 15 April 2021, Thursday 10:08
CelalDurgun

Celal Durgun

BİLE, BİLE “LADES”

Lütfen, at gözlüğünüzü çıkarın.

Önyargılarınızdan arının.

Siyasi kaygılarınızdan uzaklaşın.

Dürüst olun, gerçekçi kalın.

Kalbinize, vicdanınıza sorun.

“104 Amiral, Montrö'den çıkmak Türkiye'nin çıkarınadır” deseydi;

“İstanbul Boğazı Türk milletinin bin yıllık hayalidir, derhal başlatılmalıdır” öğüdünde bulunsaydı;

“Tekke'de başında sarık, üstünde cüppesi ile namaz kılarken görüntülenen” amirali savunasaydı; “dini vecibesini yerine getirmek neden suç sayılıyor?” Sorusunu sorsaydı....

Sabahın köründe, evleri basılıp, polis nezaretinde karakola götürülür müydü?

8 gün, kötü koşullar altında gözaltında tutulur muydu?

Hakim karşısına çıkarılıp yargılanır mıydı?

İktidar sözcülerince karalanır mıydı?

Havuz medyası, linç kampanyası başlatır mıydı?

“Darbeci” yaftası yapıştırılır mıydı?

Hayır.

İktidarın, “kankası” olur, “Yerli ve Milli” ilan edilirdi.

El üstünde tutulur, övgüler yağdırılırdı.

“Muteber kişi” sıfatı kazandırılırdı.

“Bir bilen” olurlardı.

Şanlı, şerefli, vatansever ilan edilirdi.

Makam, mevki, yetki, koltuk, “Devlet Şeref Madalyası” verilmesi bile önerilirdi.

                                                                        ***

15 ay önce; aralarında bakanlık, dışişlerinde müsteşarlık, genel müdürlük ve sözcülük yapmış 126 emekli diplomat ta benzer bir açıklama yapmıştı.

30 Ocak 2020'de yapılan  bu açıklamada;

“Montrö Sözleşmesi'ne taraf olmayan ve Sözleşme'yi Karadeniz'e dilediği gibi çıkmasının önünde engel olarak gören müttefikimiz ABD, yıllardır Montrö'yü ortadan kaldırmaya veya kendisinin de taraf olacağı yeni bir sözleşme yapılmasını sağlamaya çalışmaktadır” değerlendirilmesi yapılmış; “Kanal İstanbul'dan vazgeçilmesini istemişti.”

                                                                        ***

Emekli diplomatların evleri basılmamış, ifadelerine başvurulmamıştı!

Demek ki, iktidar, açıklamaya bakmıyor, açıklama yapana bakıyormuş.

Emekli diplomatlar konuşsun önemli değil; ama emekli amiraller konuşursa harekete geç, “darbe iması” var de, “darbeye davet” var de...

“Bir taşla iki kuş vurmak” buna derler:

Kanal İstanbul'da başlarsın, Montrö Sözleşmesi'ni de tartıştırırsın.

Nitekim öyle oldu!

Açıklama, “bildiri”, amiraller “darbeci” oldu.

Onları “azmettirenler” de bulundu.

Ağzı olan konuştu.

“Montrö Sözleşmesi'nden bir kararname ile çıkılabileceği” söylendi!

“Daha iyisi oluncaya kadar Montrö Sözleşmesine bağlı kalınacağı” açıklandı, fakat daha iyiysinin ne olacağı söylenmedi!

Dinci, tarikatçı çevreler günlerce yurtsever amiralleri karaladı.

Yüzlerce cemaat, vakıf, dernek, sözde sivil toplum kuruluşu mahkemeye başvurdu.

“Keşke Yunanlılar kazansaydı” diyenler ile Montrö'nün bozulmasından yana olan ABD ve Yunanistan sevincinden, zil takıp oynadı.

Rusya, sitem etti.               

***

Montrö Sözleşmesi'nin, sadece Türkiye için değil, dünya barışı için de çok önemli olduğu ortaya çıktı.

***

İktidar; yanlışından döner mi?

Akıl, mantık dönmesi gerektiğini söylüyor.

Bile, bile “lades” diyor.

“İnadına” direniyor.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık