• 22 August 2019, Thursday 9:37
CelalDurgun

Celal Durgun

KARAOĞLAN

Bir siyasetçi için fazla ince, kibar; namuslu ve doğrucuydu.

Çok okuyan, düşünen, yazan bir yanı vardı.

Türkçe'yi, en iyi kullanan siyaset adamlarımızdandı.

Alışık olduğumuz politikacılardan çok farklıydı.

Yüreklere seslenen, meydanları coşturan bir yönü vardı.

Güven veriyordu, umut aşılıyordu.

Akılla hareket ediyordu.

Hata yapmadı mı?

Hiç kimse dört dörtlük değildir.

İnsan; hatalarıyla, başarılarıyla, günahları ve sevapları ile insandır.

Karaoğlan da , İNSANDI.

İnsanca konuşur, insanca tartışırdı.

Millet'in derdini “dert” ederdi.

Çözüm yollarını arardı.

Bu dünyadan göçeli 13 yıl olmuş.

Kadrini bildik mi? Bilmedik.

O'nun gibisini bir daha zor buluruz.

***

Cüneyt Arcayürek, “Çankaya” kitabında anlatıyor:

Bir gün, bir zamanlar havası temiz diye ünlenen Oran'da oturan Ecevit'e, başbakan iken özellikle kışları buz tutan, geceleri aydınlatılmayan bu yolu Ankara Belediyesi'nden onarmasını, yeniden asfaltlamasını neden istemediğini sormuştum.

Alaylı sesle anlattıklarımı dinledi, güldü:

“Söyleyemem” dedi:

“Ama başbakansınız.

Yerli yabancı önemli konuklarınız bu yollardan geçerek geliyor.”

Yanıtı, son yıllarda ailesiyle tam kadro devletin uçağı ile seyahat eden, değil bir başbakandan, bir bakandan, hatta bir iktidar milletvekilinden duymadığınız, duyamayacağınız bir yanıttı:

“Başbakan nüfusunu kullanıyor derler. İşte bu nedenle böyle bir istekte bulunamam ya!.”

Başbakanlık nüfusunu bir yol yapımı için kullanmayan bir siyaset adamı.

2002'den sonra Ecevit gibisini ara ki bulasın!

***

Ecevit, Kenan Evren rejimine kafa tutmuş kişidir.

Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'ne girerken:

“Dışarıda bir mahpus gibi yaşamaktansa, özgür bir insan olarak bir süre hapiste kalmayı tercih ederim.Özgürlük aslında insanın kafasının içindedir. Ben kafamın içindeki özgürlüğü içeri götürüyorum” demişti.

Ecevit, ne yoksulluk ne baskı, ne ezilen ne ezen, insanca, hakça bir düzen istemişti.

Kibirden, gösterişten uzak durmuştu.

Oran'daki mütevazi evinde yaşamıştı.

Mal'dan-Mülk'ten, Para'dan-Pul'dan uzak olmuştu.

***

Başbakanlık Makamı'na, Renault marka arbayla gidip-geldi.

Türkiye'nin itibarını sözle değil, özüyle sahiplendi.

Amerika'nın itirazına karşı, haşhaş ekimini serbest kıldı.

Amerika'ya rağmen, Kıbrıs'a asker çıkardı.

Terörist başını Türkiye'ye getirdi.

***

Günümüzün muktedirlerine bu anekdot'u anlatın, gülüp geçerler.

Ecevit'e, elindeki imkanı fırsata çeviremeyen “saftirik” suçlamasını yapıştırırlar.

“Beceriksizlikle” damgalarlar.

***

Bunlar, halk yokluktan “geberirken”, sefa sürmeyi “hak” kabul ederler.

Halk'ı, fedakarlığa davet ederler, kendilerine görev vermezler.

Bunlar, yazlık sarayda sefa, kışlık sarayda görkemli yaşam sürerler.

Yiyeceğin, içeceğin, giyeceğin “alası”nı seçerler.

Makam araçlarının sayısını bilmezler.

Gelişmiş ülke yöneticilerinde olmayan, çok özel uçakla uçarlar.

Koruma ordusu ile gezerler.

Eşe-Dost'ta, hısım akrabaya, takım taklavata, yana, yandaşa sahiden sahip çıkarlar.

Halka sahip çıkar gibi görünürler.

***

Bunlar sorun çözmez, çözüyormuş gibi yaparlar.

GSMH'yı boş verin.

Dış satımı geçin.

Milli Gelir üzerinde durmayın.

Askari ücrete bakmayın.

Üretimi düşünmeyin.

İşsizliği konuşmayın.

İşçinin, memurun, köylünün, emeklinin haline acımayın.

Bilim üzerinde, eğitim üzerinde, sağlık üzerinde, ekonomi üzerinde akıl yormayın.

Şatafata bakın, görkeme bakın, “itibara” bakın.

Yöneticilerimizin;

Ne kadar sarayı varsa, o kadar itibarlıyız!

Ne kadar lüks makam araçları, ne kadar özel uçağı varsa, o kadar zenginiz.

***

Arcayürek'in yazdığını yineliyorum:

“2002'den sonra, Ecevit gibisini ara ki bulasın.”

***

Güpegündüz elinde fenerle Atina sokaklarında dolaşan Diyojen'e sormuşlar:

“Ne arıyorsun?”

“Adam arıyorum... adam” demiş.

Ben de;

Ecevit gibi, siyasetçi arıyorum... siyasetçi.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık