• 31 July 2021, Saturday 10:25
CelalDurgun

Celal Durgun

LOZAN, HAKKIN VE HUKUK'UN ZAFERİ

24 Temmuz 1923'te imzalandı.

Ağustos 1923'te Büyük Millet Meclis tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.

Lozan konferansına; Türkiye, İngiltere, Fransa, Japonya, İtalya, Yunanistan, Yogoslavya, Romanya  ve ABD gözlemci olarak katıldı.

Boğazların durumu tartışılırken  Sovyet Rusya ve Bulgaristan; ticaret konularının görüşülmesinde ise Belçika ve Portekiz görüşmelere dahil edildi.

Türkiye'yi, İsmet İnönü başkanlığında, Rıza Nur, Hasan Saka, Celal Bayar, Zekai Apaydın, Lemi Saltık, Zülfü Tiğrel, Münir Ertegün, Yusuf Hikmet Bayur, Tevfik Bıyıklıoğlu, Tahir Taner, Şükri Kaya ve Fuat Ağralı temsil etti.

Birinci görüşme 20 Kasım 1922'de başladı, 4 Şubat 1923'e kadar sürdü.

Çetin görüşmelerin, büyük tartışmaların yaşandığı toplantıda, Türkiye'nin tezlerine şiddetle itiraz edildi.

Türk heyeti ekonomik mali,, siyasal, hukuksal alanda tam bağımsızlık ve tam eşitlik isterken, müttefik devletler; kapitilasyonlar ile mali ödünlerin devam etmesini, azınlıklara tanınan hukuksal tavizlerin sürdürülmesi için direniyordu.

Yani “Türkiye” diye bir devlet olacak ancak o devletin mali, ekonomik, hukuksal, siyasal bağımsızlığı olmayacaktı.

Yer altı ve yer üstü serveti sömürücülerin elinde kalacaktı.

Türk devleti, müttefik devletlere gümrük uygulayamayacaktı.

Diledikleri malı diledikleri fiyata satabileceklerdi.

Azınlıklara hukuksal ayrıcalık tanınacaktı.

Boğazlar Türk devletinin denetiminde olmayacaktı.

                                             ***

Harold Nicolson anlatıyor (Curzon'un sekreteri);

“İsmet rahatsız ve canı sıkkın.

Oturmakta olduğu koltuğa gömülmüş.

Alnı (yüzü) kıpırdıyor.

Mendilini sık sık dudaklarına götürüyor.

Çok rahatsız ve sinirli...

Curzon koltuğuna azametle kurulmuş, oturuyor.

Ben onun hemen arkasında oturuyorum ve not alıyorum.

Curzon söze başlıyor.;

“İsmet Paşa” diyor, “unutma ki, mümküm olandan fazlasını verdim (Bu bir yalandı, mümkün olandan fazlasını kazanmıştı, bu ihtiyar tilki bunu biliyordu) Ve bütün bunları barış uğruna verdim.

Barış sizin elinizdedir. Eğer şu önümüzdeki iki saat içinde barış yapmazsak, ondan sonra artık barış olmayacaktır. Belki de harp olacaktır İsmet Paşa harp. Size yalvarıyorum, kabul etmeniz için! Biliniz ki artık tavizlerin sonuna gelmiş bulunuyoruz.

İsmet Paşa, Ankara'ya döneceğim ve milletime diyeceğim ki, Lord Curzon'un başkanlığındaki konferans savaş istiyor.

Hepsi birden; Hayır hayır, hayır” diye haykırıyorlar.

Curzon, “İsmet Paşa, memleketinizi kurtarmak için ancak yarım saatiniz var.”

İsmet Paşa “yapamam, yapamam” diye mırıldanıyor..

Türk milli hakimiyetine aykırı hiçbir kaydı kabul etmem...

Curzon ve ötekiler odadan suratları asık ve kederli çıkıyorlar.

İsmet, Konferans binasını sanki hiç de mühim bir şey cereyan etmemiş gibi terk ediyor. Gazeteciler soruyor “Ne oldu Paşam?”

“Ne olacak? Hiç! Esaret altına girmeyi kabul etmedik.”

                                             ***

“İsmet Paşa ve arkadaşları sukunetle dairelerine çıkarlar.

İtalyan baş delegesi Montagna , Curzon'a koşar.

Kapitilasyonlar bahsinde son fedakarlıklarını rica eder.

Daha sonra adına Montagna formülü denilecek olan bir formül düzenler.

Formülü benimseyen Fransız  Baş Delegesi Bompard İsmet Paşa'nın odasına çıkar, Amerikan Delegesi peşindedir. İnönü teklifi reddeder..”

Lozan konferansı dağılmıştır.

                                             ***

İkinci dönem görüşmeleri, 23 Nisan 1923'te başladı ve 24 Temmuz 1923'te sona erdi.

Türkiye'nin tezleri küçük ayrıntılar dışında büyük ölçüde kabul gördü.

İsmet Paşa ve yanındakiler sevinçle Türkiye'ye döndüler.

Atatürk, İsmet Paşa ve heyet delegelerini seviçle karşıladı.

                                             ***

143 maddeden oluşan Barış Antlaşmasıyla;

Dünya; Türkiye'nin sınırlarını tanıdı.

Boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını kabul etti.

Kapitülasyonlar (ekonomik-mali ödünler) kalktı.

Azınlıklara tanınan hukuksal tavizler sona erdi.

Lozan; tam bir eşitlik tam bir ekonomik ve siyasi bağımsızlık belgesidir.

Türkiye'nin devlet olarak tanınmasını sağlamıştır.

Bazılarının ileri sürdüğü gibi “hezimet” değil, Uluslararası başarı belgesidir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin tapu senedidir.

Bedeli canla, kanla, özveriyle, gayretle, kahramanlıkla ödenmiştir.

Ne kadar öğünsek, ne kadar sevinsek azdır.

Lozan'ı “kötüleyen” siyaset, düşün insanlarını insafa davet ediyorum.

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Lozan'da Türk tezini dünyaya kabul ettiren İsmet Paşa ve yanındaki delegelere şükranlarımı sunuyorum.

Kaynak : İstanbul Belediyesi'nin hazırladığı NUTUK


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık