• 26 September 2023, Tuesday 13:11
CelalDurgun

Celal Durgun

LAİKLİK OLMAZSA OLMAZIMIZ

Bana sorarsanız; Atatürk devrimlerinin en büyüğü, en İlericisi, en faydalısı laikliktir.

Laiklik olmadan sosyal hukuk devletinden, insan haklarından, eşitlikten, kardeşlikten, özgürlükten ve demokrasiden söz edemeyiz.

Bir ülkede laiklik yoksa o ülkede bilim yoktur, eğitim yoktur, sağlık yoktur…

Ekonomi düzene girmez, mali sorunlar aşılmaz…

Sosyal sorunlar çözülmez, kültürel ilerleme sağlanmaz.

Siyasal denge kurulmaz, demokrasi yerleşmez.

Düşünceye özgürlük, düşünene özgürlük, yazana özgürlük tanınmaz.

Eşitlik, kardeşlik düzeni kurulmaz.

Akıl biter, bilim biter…

Hurafe gelir, muskacı gelir, nakilci gelir, ezberci gelir…

Cahil-cühela takımı baş keser, göz çıkarır…

Kadın eve hapsedilir, boş ol devri başlar…

Millet gider ümmet gelir, yurttaş gider kul gelir…

Medeni yasa gider, şeriat gelir…

Çocuk yaşta evlilik yasalaşır… Boş ol kanunu çıkar…

Karma eğitim biter, tarikat okulları gelir…

Sahte hocalar azgınlaşır, dalavereci hacılar çoğalır…

Millet bölünür, din kavgası, mezhep kavgası, köken kavgası başlar.

Birliğimiz, dirliğimiz bozulur, huzurumuz kaçar…

 

Laikliğin tehlikede olduğunu düşünüyorum.

İktidar ve ona destek çıkanları geçiyorum.

Atatürk’ün partisi olmakla övünen muhalefet partisinin duyarsızlığına kahroluyorum.

Diyanetin pervasızlığını seyrediyor!

Tekkelerin, medreselerin, imam hatip okullarının yaygınlaştırılmasına sessiz kalıyor!

İzinsiz açılan Kur’an kurslarına itiraz ediyor gibi görünüyor ama vuruşmayı göze alamıyor.

Eğitim Birliği bozulmuş, üniversiteler medreseleşmiş, din bezirgânları mevki sahibi olmuş, fen liseleri imam hatipleşmiş, cami hocası psikolojik danışman yapılmış…

Bugün yeri göğü inletmeyeceksen ne zaman inleteceksin?

Şimdi meydanlara çıkmayacaksan ne zaman çıkacaksın?

Meslek odalarıyla, sendikalarla, demokratik kitle örgütleriyle toplantılar yapsana.

Ortak eylemlerde buluşsana. Halkı ayağa kaldırsana.

Demokratik tepkilerin öncüsü olsana.

Bu çekingenlik niye, bu duyarsızlık neden?

Laik cumhuriyeti kuran partisin.

Karanlığı yıkan, aydınlığı getiren, aydınlanma meşalesini yakan, aklın-bilimin yolunu açan, çağdaş yaşamı savunan tarihe sahipsin.

Sana gönül verenler ezildi, sürüldü, dövüldü, mahpuslara koyuldu; kimse teslim olmadı, Atatürk’ün yolundan ayrılmadı.

Bugün de laikliğe saldırı var, çağdaş yaşam tehlike altında, aşımıza, ekmeğimize göz koyanlar bugün de varlar, yarın da var olacaklar.

Laik cumhuriyete sahip çıkanları sahiplenin.

Atatürk’ün yolundan ayrılmayanları kucaklayın.

 

100 yıl önce, 16 Mart 1923’te Adana’da konuşan Atatürk’ün sözlerini hatırlatıyorum:

“Bizi yanlış yola sevk eden kötülükler bilirsiniz ki, çoğunlukla din perdesine bürünmüşler, saf ve nezih halkımızı hep şeriat sözleriyle aldata gelmişlerdir… Milleti mahveden, esir eden, harap eden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür ve melanetten gelmiştir.”

 

30 Ağustos 1925’te Kastamonu’da:

“Bugün ilmin, fennin, bütün genişliğiyle medeniyetin göz kamaştırıcı ışığı karşısında filan ve falan şeyhin irşadıyla maddi ve manevi mutluluk arayacak kadar ilkel insanların Türkiye medeni topluluğunda var olabileceğini asla kabul etmiyorum.”

 

“Türkiye şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz…

En gerçek tarikat medeniyet tarikatıdır.

 

1930’da “Vatandaş İçin Medeni Bilgiler” Kitabında:

“Türkiye’de herkes Allah’a istediği gibi ibadet eder. Hiç kimseye dini fikirlerinden dolayı bir şey yapılmaz. Türk Cumhuriyeti’nin resmi dini yoktur. Türkiye’de bir kimsenin fikirlerini zorla başkalarına kabul ettirmeye kalkacak kimse yoktur ve buna müsaade edilmez.” Demişti.

 

100 yıl sonra bugün Atatürk nerede, biz neredeyiz?

Laiklik nere de biz laikliğin neresineyiz?

 

Laiklik mi kaldı be hocam? Sorusunu soranlara hak veriyorum.

Laiklik anayasada şeklen duruyor; ancak içi boşaltılmış, fotoğraftaki poz gibi eli-kolu bağlı, işlevsiz, etkisiz, korunaksız.

Türkiye’nin şansızlığı, iktidarı ve muhalefeti ile çapsız politikacıların hak etmedikleri makamlara getirilmesidir.

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık