• 25 May 2017, Thursday 19:36
CelalDurgun

Celal Durgun

SÖZCÜ …

‘sözün özü’ - Celal DURGUN / [email protected]

Biri, size X bankasının adresini soruyor,

siz de yerini tarif ediyorsunuz.

Yarım saat sonra o bankanın soyulduğunu duyuyorsunuz.

Sanık yakalanmış ve sorguya alınmış.

Savcı, sizi soyguna direk katılmamakla beraber, soyguna yardım ve yataklık etmek şüphesi ile gözaltına alıyor.

Sorular sorular, kuşkular kuşkular.

Karakoldasınız; mahkeme, savcı, yargıç karşısındasınız.

Doğal olarak, “Adamı tanımam, bilmem; X bankasını sordu ben de tarif ettim, banka soyguncusu olduğunu nerden bilecektim” diye savunmaya geçeceksiniz.

Şanslıysanız, hadi geçmiş olsun.

                                    ***                   ***

Ya da biri size, Y kişiyi nerede bulabileceğini soruyor, siz de tanımlıyorsunuz.

Ertesi gün Y’nin öldürüldüğü haberini okuyorsunuz.

Karakola çağırılıyorsunuz, kamera kaydını izliyorsunuz.

Cinayete ortak olmakla suçlanıyorsunuz.

Ayıkla pirincin taşını.

Yahu ben sineğe bile kıyamam, insana nasıl kıyarım.

                                    ***                   ***

Gazeteci Gökmen Ulu’ya reva görülen gözaltı muamelesi, bana yukarıdaki örnekler kadar saçma geldi.

İnsanlık adına utandım.

Adalet, hak, hukuk adına utandım.

Demokrasi, özgürlük, insan hakları adına utandım.

Aklım, fikrim, vicdanım dondu.

Kamuoyu günlerdir Cumhurbaşkanımızın nerede olduğunu konuşuyor.

Kimi “tatilde” diyor, kimi “yurtdışı” gezisinden dem vuruyor.

Kimi “tedavi gördüğünden” söz ediyor.

Yetkililerden ses soluk çıkmıyor.

Sağlı, sollu bütün gazeteciler,

haber ajansları Cumhurbaşkanımızı arıyor.

Gökmen Ulu da, gazeteci sorumluluğu ile konuyu araştırıyor ve öğrendiklerini gazetesine yolluyor.

O haber, internet sitesinde yayınlanıyor.

Kamuoyu da gerçeği öğreniyor.

Birkaç saat sonra hainler Cumhurbaşkanımızın bulunduğu otele baskın düzenliyor.

                                    ***                   ***

Hainler dışında kimsenin “darbe”den haberi yok, Gökmen Ulu’nun da haberi yok.

Diyorlar ki; Gökmen Ulu, Cumhurbaşkanımızın yerini haberleştirerek darbecilere yardım ve yataklık etmiştir.

Hoppala.

“Kalkışmadan” MİT’in haberi yok, istihbarat kuruluşlarının haberi yok, Gökmen Ulu’nun haberi var, öyle mi?

El insaf.

                                    ***                   ***

Gökmen Ulu, görevini yapmıştır.

Onca gazetecinin ulaşamadığı habere ulaşmıştır.

Meslektaşlarına haber atlatmıştır.

                                    ***                   ***

Kuşku ve korku içindeyim.

Birilerinin, FETÖ mücadelesini sulandırma ve itibarsızlaştırma gayreti içinde olmalarından kuşkuluyum.

Kimilerinin, FETÖ olayını mıntıka temizliği için süpürge gibi kullanmasından korkuyorum.

Felaketi “talana” dönüştürüp “ikbali” için çalışan bencilleri görüyorum.

İkincisi, ilkinden daha tehlikelidir.

                                    ***                   ***

Nurcan Karaman’ın açığa alınması, aklanmasına karşın halâ göreve döndürülmemiş olması, Gökmen Ulu’nun yaşadıkları, Cumhuriyet yazarlarının içeride tutulması… FETÖ’nün siyasi ayağına dokunulmamış olması iyiye işaret değil.

                                    ***                   ***

Sözün özü:

Sapla saman karıştırılmasın, kaş yaparken göz çıkarılmasın.

Yanlıştan dönülsün, hak-hukuk-adalet yerini bulsun.

Demokrasiden vazgeçilmesin.

Siyaset cellâtlarına fırsat verilmesin.


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık