Celal Durgun

Gazeteci avına çıkıyorsun.

Gençsin, dinçsin, güçlü, kuvvetli görünüyorsun.

Yolda, sokakta, meydanda pusu kuruyorsun.

Üçlü, beşli, onbeşli gruplar halinde dolanıyorsun.

Yüzünü gizliyorsun.

Arkadan saldırıyorsun.

Tekme, tokat, deynekli, sopalı öldüresiye vuruyorsun.

Kafa yarıyorsun, kol kırıyorsun, göz morartıyorsun...

Sonra...

Kaçıyorsun.

Yakalanınca; “yan baktı”, “omuz attı” yalanına sarılıyorsun.

Hani sen, merttin, yiğittin, delikanlıydın...

Hani sen,yurdunu, milletini, bayrağını, insanını çok severdin.

Sen varya; korkağın tekisin.

Baban yaşındaki, abin yaşındaki insanına el kaldırıyorsun.

Ölümüne saldırıyorsun.

Belli ki örgütlüsün.

“Sana bir şey olmaz” nasihatını almışsın.

Arkandakilere güveniyorsum.

40 yıl önce de, senin yolunu izleyenler vardı.

“Vatan”, “millet”, “bayrak”, “din”, “iman”, “Kur'an” diyen diller, onları silahlandırmıştı.

Günah'a girdiler; can aldılar, can yaktılar...

Kimi bedelini ödedi, kimi kaçak yaşadı, kimi yitip gitti...

Kimi vicdan mahkemesinde kendini yargıladı.

Pişman olduğunu açıkladı.

Ama giden gittikten, acı yaşandıktan sonra...

                                                ***

Gazeteci haber yapar, yazı yazar, görüş açıklar, analiz yapar...

Beğenirsen alkışlarsın, beğenmezsen yerersin.

Sözle yerersin, yazıyla yerersin, düşünceyle yerersin...

Ya da okumazsın...

Pusu kurmak, kaba güce başvurmak korkaklıktır, düşünce yoksulluğu, zavallılıktır.

Abdi İpekçi, İlhan Darendelioğlu, Ümit Kaftancıoğlu, Çetin Emeç, Metin Göktepe, Ahmet Tamer Kışlalı, Uğur Mumcu ve daha nice usta kalemler bu yolda can verdi, bedel ödedi.

Bugün yine gazeteciler tehdit ediliyor, sopalı saldırılara uğruyorlar, işinden, ekmeğinden ediliyorlar...

40 yıl önceki hatalar, yeniden hortlatılıyor.

                                                ***

Siyaset dünyamızın önde gelenlerini, özellikle iktidarı sağduyuya davet ediyorum.

İktidar, söylenmesi gerekeni söylemelidir.

Açık ve net izahatlarda bulunmalıdır.

Sözle ve eylemle gazetecilerin yanında olduğunu açıklamalıdır.

“Fedaileri” bulmalı, yargıya teslim etmeli ve destekçilerini açığa çıkarmalıdır.

Aksi halde...

40 yıl öncekine döneriz.

Dönülmesin.