• 16 April 2019, Tuesday 8:58
CelalDurgun

Celal Durgun

“DEMOKRASİ” NEDİR, NE DEĞİLDİR...

Ne seçimmiş be, say say bitmiyor.

İtirazın biri biterken, diğeri başlıyor.

Akla, mantığa aykırı işlere başvuruluyor.

Koca koca adamlar, aklımızla “alay” ediyor.

Hakem kurumun verdiği karar, önceki kararı ile çelişiyor.

            ***                  ***

“Milli İrade” ise, işte milli irade.

“Sandık” ise, işte sandık.

“Sonuç” ise, işte sonuç:

İpe un sermeyin, bahanelere sığınmayın.

Delil yok, dayanak yok; nereden baksan haksızlık, nereden tutsan hukuksuzluk.

İmamoğlu, hem sandıkta, hem vicdanda kazandı.

Demokrasi, işte böyle bir sistemdir.

 Yenmek de var yenilmek de; kazanmak var kaybetmek de.

Siz kaybettiniz.

Hak edenin, hakkını veriniz.

Kabul edin, centilmen olun, kaideyi bozmayın.

Gülerek devraldığınız yönetimi, gülerek devrediniz.

Hem demokrasimiz, hem gönlümüz şenlensin.

Hem sizin, hem milletimizin itibarı yükselsin.

Aksi halde, eski bir Bakanımızın hatırlattığı Hint atasözü; dilden dile, kulaktan kulağa, yürekten yüreğe yayılır ki, bu durum size zarar verir.

“Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa, kesin altına pislemiştir.”

            ***                  ***

Hani siz “çok demokrattınız.”

Hani siz “çok özgürlükçüydünüz.”

Hani siz “çok eşitlikçiydiniz.”

Hani siz çok “şeffaftınız.”

Hani siz “3 Y “(Yasak-Yokluk-Yolsuzluk) ile mücadele edendiniz.

Hani siz “temiz siyasetin”, “temiz ahlakın” temsilcileriydiniz.

Hani siz hakyemez, hukuku çiğnemezdiniz.

Hani millet ne derse o olacaktı.

Hani “Sandıktan” ne çıkarsa kabulünüzdü.

Hani “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindi.”

Hani patron milletti.

Ne oldu?

Niçin caydınız, niçin “mızıkçılık” ediyorsunuz.

Hevesin “tahta” çıkmak mıydı?

O sözler yalan mıydı?

            ***

Gülmece ustası, Aziz Nesin bir yazısında şöyle diyor:

“Bizde gelenektir; satıcılar, karpuzu kurabiye, hıyarı badem, kavunu reçel, balığı derya kuzusu, armudu tereyağı diye satarlar. Kimi iktidarlar da bu geleneğe uyup, zorbalığı demokrasi diye yutturmaya kalkarlar.”

Keşke, bu sözler çok gerilerde kalmış olsaydı.

Keşke, sadece gülüp geçseydik.

            ***                  ***

Demokrasimiz “lekeleniyor.”

Devletimiz, “itibar” yitiriyor.

Milletimiz “düşman” kamplara bölünüyor.

Yapmayın, milleti germeyin, tansiyonu yükseltmeyin.

Düşmanın ekmeğine bal sürmeyin.

Uğur Mumcu, seneler öncesinden uyarmıştı:

“Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız. Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci, özgürlüğün de, demokrasinin de tek güvencesidir. Bu güvence sağlanmadıkça, demokrasinin temeline tek bir taş bile konmuş olamaz.”

            ***

Eski siyasetçi Emine Ülker Tarhan;“Demokrasi, seçimle gelen seçimle giden geçici iktidarlar demektir. Ancak, dünyada bazı olumsuz örnekler vardır ki, bu geçici iktidarlar mutlak iktidara birdenbire dönüşebilir. Bunun yolları da nasıl açılır biliyor musunuz?

Önce, özgür basın susturulur. Sonra, bağımsız yargı, yargıç ve savcı ordularıyla ve iktidara biat eden militanlarla doldurulur. Ardından, sandıkla gelen o demokrasi nasıl bir mutlak iktidara dönüşür onun kitabı yazılır” demişti.

            ***

Demokrasi, istediğin durakta binip, istediğin durakta inilen “tranvay” değildir.

Demokrasi, ilkedir, yasadır.

Demokrasi, iktidar kadar, muhalefetin de meşru olduğu bir düzendir.

Demokrasi, güldür, çiçektir, ağaçtır, aştır, iştir; aşktır, sevdadır.

Demokrasi, sevgi ister, saygı ister, özveri ister.

Demokrasi, iyi niyet, temiz ahlak, derin bilgi, engin hoşgörü ister.

Demokrasi, erdemli olmayı, vicdanlı kalmayı zorunlu kılar.

Demokrasi, bilgisiz, görgüsüz, vicdansız, hazımsız kişilerin elinde, zulüm makinesine dönüşebilir.

Dönüşmesin.

Demokrasi gülümüzün solmasına izin vermeyin.

Mustafa Kemal Atatürk diyor ki;

“Demokrasi düşüncesi sürekli yükselen bir deniz gibidir. Geçmişte birçok despot hükümet bu denizde boğulup gitmiştir. “

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık