• 24 September 2020, Thursday 13:15
CelalDurgun

Celal Durgun

BU BİR “ÖVÜNME” YAZISI DEĞİLDİR

Liseli yıllarımda başlamıştım...

O günden bugüne okumaya, yazmaya ara vermedim.

Okumak en büyük aşkım, yazmak “vicdani” sorumluluğum oldu.

Bu yaşıma geldim (68) hala okuyor, hala yazıyorum.

Bu can, bu ten de kaldığı; Gözüm görüp okuduğu;

Aklım, anlama yeteneğini yitirmedikce...

Elim kalem tuttuğu sürece ;

YAZACAĞIM.

Sözümü DUYURACAĞIM.

Sesimi ÇIKARACAĞIM.

Hak, hukuk, adalet; eşitlik, özgürlük çizgimden ayrılmayacağım.

 

                                                ***

Doğruya “doğru”, yanlışa “yanlış”;

İyiye “iyi”;kötüye “kötü”;

Güzele “güzel”, çirkine “çirkin” demeyi sürdüreceğim.

Hakkını arayanın koluna gireceğim.

Haksızlığa savaş açanla yürüyeceğim.

Özgürlük savaşçısıyla dayanışacağım.

Karanlığa “ışık” tutacağım.

Ezeni, sömüreni yereceğim.

Sahipsizi, sahipleneceğim.

                                                ***

Bağımsızlıkçı, aydınlanmacı, toplumcu, halkçı çizgimden dönmeyeceğim.

Yalancıyı, çıkarcıyı, fırsatçıyı “deşifre” edeceğim...

Maskeli'nin maskesini indirme, yüzsüzün yüzünü “kızartma” işine devam edeceğim.

Devletimin kurucusu, devrimlerimizin önderi Mustafa Kemal Atatürk'ü yazmaya, anlatmaya, konuşmaya ara vermeyeceğim.

Meydanı, inkarcıya, fırsatçıya bırakmayacağım.

Saygısıza, densize, ahlaksıza, iftiracıya, yalancıya dersini vereceğim.

                                                ***

Öğretmenlik yaptım, sendika yöneticisi seçildim...

Ekonomik, demokratik, sosyal, kültürel haklarımız için mücadele verdim.

Demokratik Kitle Örgütlerinde görev aldım...

Siyasi açıklamalar da bulundum.

Gazeteci, oldum, haber peşinde koştum...

Programcı oldum, aydınlanmacı konuklarımla tanıştım...

İdari Ceza da aldım, maaş kesim cezasına da...

Mahkemeye de verildim.

Hepsinden anlımın akı ile aklandım.

(Desteklerini esirgemeyen avukat dostlarıma teşekkür ediyorum.)

                                                ***

Dostlarımın başını eğmedim, düşmanımı güldürmedim.

Özümle, sözümle bir oldum...

Kendimle, çevremle barışık kaldım...

Eğitici, öğretici, kavratıcı olmaya çabaladım...

“İyi” bir baba, “iyi” bir eş, “iyi” bir öğretmen, “iyi”bir vatandaş olmak için koşturdum..

Sorumlu, duyarlı, bilinçli yurttaş olmaya özendim.

                                                ***

Günü kurtaran, çıkar sağlayan yazılar yazmadım.

Kandırıldım, kimseyi kandırmadım.

Nabza göre şerbet dağıtmadım.

Yazılarımı; beğenenler de oldu, beğenmeyenler de.

Kızanlar, darılanlar, küsenlerim de çok oldu.

Beğenene “teşekkür” ettim, beğenmeyene kulak verdim.

Yanlışımı düzelttim, doğrularımda ısrar ettim.

Yıkıcılıktan uzak, yapıcılığa yakın durdum.

İste inanın, ister inanmayın:

Maddi ve manevi büyük kayıplar yaşadım.

Hep verdim... hep paylaştım...

Hak ettiğimi alamadım...

Ben hep SEVDİM...

İnsan'ı sevdim...  işimi sevdim...

Okumayı sevdim... yazmayı sevdim.

Vatanımı sevdim... halkımı sevdim...

Ben hep “vefalı” kaldım...

Asla, “mürid” olmadım.

OLMAYACAĞIM.

Aklın, bilimin çağdaşlığın, uygarlığın yolundan ayrılmayacağım...

Mustafa Kemal Atatürk'ün aydınlık yolundan dönmeyeceğim.

 

NOT: Yeni yaşımı kutlayan dost-arkadaş-yoldaş ve öğrencilerime teşekkür ediyorum. Bu yazının esin kaynağı oldunuz. Sevgi-Saygı ve Selam ile.

 

 

 

 


MAKALEYE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


Site en altı
yukarı çık