Celal Durgun

“Cahil” kelimesi seni anlatmaya yetmez.

Zırcahilsin.

Kirlisin...

Dilin kirli, sözün kirli, özün kirli...

Gözün, gönlün, yüreğin kirli...

Körsün kör, kulağın sağır...

Akıl, izan yoksulusun...

Sevgi, saygı, minnet, vicdan tartın bozuk...

Nankörsün.

Sen ve senin gibilere ne yazsam, ne söylesem boş ama yine de hatırlatmak isterim:

Anıtı'na saldırdığın kişi; 57 yıllık yaşamını vatanına, milletine adadı.

Gece demedi, gündüz demedi çalıştı, çabaladı...

Padişahın teslim olduğu, askerin terhis edildiği, silahının elinden alındığı, vatan topraklarının işgal edildiği, yetkililerin sustuğu, sindiği koşullarda ayağa kalktı, dik durdu, bir avuç yurtseverle birlikte, milleti birleştirdi... olmayanı oldurdu, yapılmayanı yaptı. Apoletini söktü, padişaha baş kaldırdı...

Mustafa Kemal Atatürk; Vatan kurtarıcısı, vatan kurucusudur.

Yaşadığı çağı aşmış, çağlara seslenen devrimcidir.

“Manevi mirasının akıl ve bilim olduğunu” söyleyen kişidir.

Türk milletini karanlıktan, aydınlığa çıkaran ilericidir.

Senin kafan basmaz, aklın ermez ama yazmam gerek:

Atatürk, saltanatı kaldırdı, seni padişahın “kulu” olmaktan çıkardı, yurttaş yaptı.

Cumhuriyeti kurdu; sana seçme ve seçilme hakkını tanıdı.

Tekke, zaviye ve türbeleri kapattı; seni gerici, yobaz, çıkarcı din tüccarının denetiminden çıkardı.

Kadına haklarını tanıdı, kız kardeşine, eşine, halana, teyzene değer verdi.

Laikliği seçti; Din ile devlet işlerini ayırdı.

Orucu yasaklamadı, namazı kaldırmadı, ezanı susturmadı, camiyi yıktırmadı.

Dinin yasaklarını, icaplarını sana bıraktı.

Zalim olma; kadir-kıymet bil.

Gözünü aç, beynini çalıştır; sor, sorgula... karşılaştır.

Cemaat, tekke ve medreseler ticaretle, siyasetle uğraşmalı mı?

Şeyhlerin, Şıhların, tarikat önderlerinin mal varlıkları neden kabarık?

Özendiğin şeriat devletlerindeki uygulamalara bak...

Hak var mı? Hukuk Var mı? Adalet var mı? Eşitlik var mı?