Celal Durgun

Son günlerin çok tekrarlanan kelimesi:

“Geçinemiyorum.”

İşçi, memur, emekli, köylü, öğrenci... “geçinemiyorum” diyor.

Vatandaş dertli.

Derdine derman olan yok.

Çarşı-pazar el yakıyor...

İğneden ipliğe her şey zamlandı.

Vatandaş işine yaya gidiyor, ekmek kuyruğuna giriyor, taneyle sebze-meyve alıyor...

Doğal gaz vanasını kısmış, fişi prizden çekmiş, kömür kiloyla...

 

Hükümet ne yapıyor?

Marketlere denetçi salıyor!

Sonuç?

Sen sağ, ben selamet.

Etiket rakamı yükselmeye devam ediyor.

Satışlarda kota uygulaması sürdürülüyor...

***

Hükümet, bizi bırakmış; Avrupa'ya, Amerika'ya acıyor.

Oralarda raflar boşmuş, enflasyon arşa çıkmış...

Halk, sürüm sürüm sürünüyormuş...

Bizde öyle mi?

Raflar dolu, çarşı-pazar açık...

Enflasyon düşük,,,

El-avuç açan yok...

Herkesin karnı tok, sırtı pek...

Asgari ücret; yüzde yüze yakın artmış.

En düşük emekli maaşı 2.500 TL olmuş...

Doğal gaz yardımı geldi, gelecek...

Daha ne olsun?

Şairin dediği gibi, hava bedava, su bedava...

Sağlık bedava, eğitim bedava... ısınma bedava...

Bedava yaşıyoruz... bedava...

***

Bu arada vergiler artmış...

Elektrik zamlanmış...

Oto yollar, köprüler zamlanmış...

Katkı payları yükselmiş...

Sabahtan akşama; benzine, motorine fiyat ayarlaması...

Ete zam, ota zam, yağa zam, beze zam...

Yahu tamam; zam, zam, zam da...

Sorun bakalım?

Zammı yaptıran kim?

Allah yaptırdı, Allah yaptırdı, Allah yaptırdı.