Celal Durgun

‘sözün özü’ - Celal DURGUN / [email protected]

Bugün 24 Kasım; senin günün.

Evin kira, geçim sıkıntısı altında inim inim inliyorsun.

Bankalara borçlusun.

Mutlu değilsin.

Eğitim gericileştirilmiş, itibarın aşındırılmış.

Günlük politikalara kurban edilmişsin.

Sarı sendika makam, mevki dağıtır olmuş.

Dert çok, derman yok.

Nutuk üstüne nutuk dinliyorsun.

Söylevcinin biri geliyor, biri gidiyor.

Seni senle kandırıyorlar.

Seni sana methediyorlar!

Şiirlerde sen varsın, yazılarda sen anlatılıyorsun.

Şarkılarda sen varsın, türkülerde sen varsın.

Seni yağlıyorlar, ballıyorlar. Ellerinden öpüyorlar.

“Cekler” “caklar” ile avutuyorlar.

Oradan oraya, diyardan diyara sürülen sensin.

İftiraya uğrayan, çamur atılan sensin.

Özlük hakkı çiğnenen sensin.

Demokrasi talebi karşılanmayan sensin.

Ekonomik sıkıntıları yaşayan sensin.

Çarşıya pazara çıkamayan sensin.

Eti dirhemle alan sensin.

Tiyatroyu, sinemayı unutan sensin.

Kitaba, dergiye para ayıramayan da sensin.

*** ***

“Hak, hukuk” diyorsun “sus” diyorlar.

“Emek” diyorsun duymuyorlar.

“İnsanca yaşam” istiyorsun, görmüyorlar.

“Bilim “ diyorsun, “dini” gösteriyorlar.

“Akıl” diyorsun “ayet”i kanıt ediyorlar.

“Çağdaş yaşam” diyorsun kadını çiğniyorlar.

*** ***

Laf çok, icraat yok.

*** ***

Güzel günlere inanan öğretmenimin günü kutlu olsun.

Bilimsel eğitim için direnen öğretmenime selam olsun.

Eğilmeyen, bükülmeyen öğretmenime “helal” olsun.

Aklı özgür, düşüncesi özgür erdemli gençler yetiştiren

öğretmenimi öpüyorum.

Mesleğinin onurunu koruyan öğretmenimi kucaklıyorum.

Kırda, bayırda; dağda, ovada; köyde, kentte; karda, kışta;

Okulunu açan, bayrağını dalgalandıran, bağımsızlık marşını söyleten;

Cefakâr, fedakâr, özverili;

çalışkan öğretmenimi kalbime yazıyorum.

Yurtsever, bilimsever öğretmenime Atatürk’ün sözlerini

hatırlatıyor ve gereğini yapacaklarına inanıyorum.

“Öğretmenler! Yeni kuşağı, Cumhuriyetin özverili öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni kuşak sizin eseriniz olacaktır. Eserin değeri, sizin beceri ve özverinizin derecesiyle oranlı olacaktır. Cumhuriyet; düşünce, bilgi ve beden yönünden güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni kuşağı bu nitelikte ve yetenekte yetiştirmek, sizin elinizdedir.

Biliyorsunuz ki, görüşlerin, programların kesin ve açık olması çok önemli olmakla birlikte, etkili ve verimli olabilmesi, onların güçlü, anlayışlı, özverili öğretmenlerce okullarımızda çok büyük bir özen ve istekle uygulanmasına bağlıdır. İşte, özellikle sizden rica edeceğim şey budur. Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.

Yeni Türkiye’nin birkaç yıla sığdırdığı askerlik, siyaset ve yönetim alanlarındaki devrimler, sizin; sayın öğretmenler, sizin toplumda ve düşünce hayatımızda yapacağınız devrimlerdeki başarınızla gerçekleşecektir. Hiçbir zaman unutmayın ki, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kuşaklar ister.”

(1924 Türkiye Öğretmenler Birliği toplantısında

yaptığı konuşmadan)